İşte Bu Doktor İndir

TİROİD KANSERİ Mİ OLDUM?


Tiroid kanserleri patolojik alt tipine göre değişmekle beraber genellikle 5 yıllık sağkalım oranları %90 ve üzeri olan kanserlerdirler.  Tiroid kanseri tanısı hastaların geçmiş öyküleri, fizik muayene, boyun ve tiroid ultrasonografi sonucu ve ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) sonucuna göre belirlenmektedir. Genellememekle birlikte, baş/boyun bölgesine radyasyon öyküsünün olması, daha öncesinde biyopsi ve ya doku tanısıyla tiroid kanseri tanısı almış olmak, nükleer santral kazasının yakınında yaşamak, en az 1 birinci derece akrabada tiroid kanseri öyküsü olması gibi faktörler tiroid kanseri gelişimi açısından önem arz etmektedir.    

Yunancadan kalkan şekilli anlamına gelen tiroid bezi, ön boyunda yerleşmiş 2 loptan ve bu lopları birleştiren isthmus diye alandırılan bölümden oluşmaktadır. Vücutta metabolizma ve büyümeyi düzenleyen hormonlar salgılayan en büyük endokrin bezlerden biri olup, tiroid bezinin yaygın veya nodüler büyümesine guatr denmektedir.  Tiroid bezi tüm dokularda tiroid hormonunun hazır bulunmasını düzenleyerek bireyin tiroid durumunu belirleyen tiroksin(T3) ve triiodotronin (T4) salgılar ve bu mekanizma hipofiz bezinden salgılanan TSH hormonu tarafından koordine edilir. Bu nedenle tiroid hastalığı ile ilgili durumlarda ilk olarak T3, T4 ve TSH bakılmaktadır. Bu hormonların durumuna göre tiroid bezinin normal, normalden yavaş veya normalden fazla çalıştığına karar verilmektedir.

 

Tirod bezinde nodül nedir? Her tiroid bezi nodülü kanser anlamına gelir mi?

Tiroidde nodüller ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri veya boyutuna bağlı olarak bazı durumlarda fizik muayene ile ortaya koyulabilen, tiroidin normal bez yapısından farklı özellikte olan oluşum veya lezyonlardır. Fizik muayenede elle hissedilen nodüller toplumun %4 - 7’ sinde olmakla beraber, bunların sadece %8-16’sı kanser içerir. Tiroid kanseri şüphesi olmayan kişilerde bile yapılan tiroid ultrasonunda %19-67 oranında tiroid nodülü saptanmaktadır. Bu durumlarda belirleyici olan tiroid bezindeki nodülün varlığı değil, nodülün ultrasonografik özellikleridir. Ultrasonografik olarak şüpheli özelliklere sahip olan ve veya hastanın geçmiş öyküsünde kanser açısından risk faktörleri mevcut ise o zaman ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılarak tanı koyulmaktadır.

Tiroid kanseri tanısında ince iğne aspirasyon biyopsisinin önemi!

Klinikte veya tiroid ultrasonunda kanser riski bulgusu olan nodüllerde İİAB yapılması altın standart olarak kabul edilmektedir. Genel olarak 1-1,5 cm ve üzeri tek nodül varlığında İİAB yapılması, 1 cm ‘den küçük nodüllerde ise ultrasonografik olarak şüpheli bulgular varlığında İİAB yapılması pratik yöntemdir. Ancak 3-4 cm ve üzerindeki boyuttaki nodüllerde İİAB alanı geniş olduğundan bazı durumlarda kanser alanından biyopsi alınamaz ve %12 oranında yanlış sonuç olasılığı mümkündür. Bu gibi büyük nodüllerde cerrahi kararı hastanın klinik ve ultrason bulgularına dayanarak verilir. Ancak, şu unutulmamalıdır ki, hastanın ultrason sonucuna göre İİAB gerekliliği var ise, mutlaka biyopsi yapılmalı ve sonucu kanser bile gelmez ise izlem kararı buna göre verilmelidir.

 

Tiroid kanserlerinde cerrahi

Tiroid nodüllerinde cerrahi kararı, hastanın öyküsü, fizik muayene bulguları, ultrason sonucu ve İİAB sonucunun beraber değerlendirilmesi ile verilir. Hastanın yaşı, eşlik eden hastalıklarının varlığı ve bunların cerrahi için oluşturduğu risk daima göz önüne alınmalıdır. Cerrahinin tipinin belirlenmesinde de yine bu etkenler önemli role sahip olup, mevcut bulgulara göre tek taraflı veya iki taraflı tiroid cerrahisi uygulanmaktadır. Ayrıca yine kanserin tipine ve boyundaki lenf bezlerinin etkilenmesine bağlı olarak boyundaki lenf bezlerinin de çıkarılması gerekebilir. Her yöntemin kendine göre avantajları ve dezavantajları olmakla birlikte, her zaman hedef, hastalıklı dokunun vücuttan uzaklaştırılması ve hastanın hastalıksız şekilde yaşamına devam etmesidir.

 

Tiroid cerrahisi sonrası hormon replasmanı gerekli mi?

Tiroid cerrahisi sonrası yapılan cerrahinin tipine bağlı olarak hormon replasmanı gerekebilmektedir. Tiroid bezi vücudun metabolizma ve gelişim mekanizmalarında önemli role sahip olduğundan, tiroid hormon eksikliği beraberinde birçok sağlık sorunları oluşturmaktadır. Genellikle, tek taraflı tiroid cerrahisinde kalan tiroid dokusunun hormon üretimi yeterli olduğundan hastalar hormon replasmanına ihtiyaç duymamakla birlikte, bazı durumlarda istisnalar olabilmektedir. Tiroid bezinin tamamının çıkarıldığı hastalar ise ömür boyu tiroid ilacı kullanmak zorundadırlar.