İşte Bu Doktor İndir

Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu(TYB), kişinin belirli bir süre zarfında olağanın dışında aşırı olarak adlandırılan bir yemek yeme davranışı göstermesidir. Birey belli bir saat diliminde normal koşullarda tüketebileceği besin miktarının oldukça üstüne çıkar ve bu tüketim süresi olağandan daha da kısadır. Bu bozukluğa sahip kişi doyma hissi ve düşüncesini göz ardı eder. Bununla birlikte tok olduğunu bilmesine rağmen yeme davranışını sürdürür ve davranış
sıklıkla tekrar eder. Tıkanırcasına Yeme Bozukluğunun nedenleri arasında genetik etmenler, biyolojik ve ruhsal bozukluklar gösterilebilir. Tam olarak hangi surumun daha büyük bir etken olduğu saptanamamıştır. Bozukluğa sahip kişiler incelendiğinde %41’inde birinci derece akrabalarının da bu bozukluktan muzdarip olduğu saptanmıştır. Bu bozukluğum sebepleri olarak toplumsal ve geleneksel olarak zayıflık normu ile de ilişkilendirilmesi mümkündür.
Aynı zamanda zayıflık algısının da kişide oluşturabileceği başarısızlık hissi gün yüzüne çıkabilir. Ebeveynlerin uzmanlar tarafından tavsiye edilmeyen çocuk yetiştirme tutumlarından biri olan ödül ve ceza sisteminin de sıklıkla tıkanırcasına yeme bozukluğuna sebep olan durumlardan biri olabileceği düşünülmektedir. Bu bozukluğa neden olan durumlardan bir diğeri ise kişilerin tıkınırcasına yeme davranışını içinde bulunduğu olumsuz durum, duygu ve
düşüncelerden bir süreliğine uzaklaşma veya kurtuluşu olarak görmesi ve bunu bir baş etme stratejisi olarak kullanmaya çalışmasıdır. Kullanılan bu baş etme yolunun işlevselliği tartışmaya açık bir konu olup detaylı biçimde incelendiğinde ise kişinin suçluluk gibi olumsuz duygular hissettiğinde bu duyguyu telafi amacı ile tıkınırcasına yeme davranışına sığındığı gözlemlenmiştir. Kişi ne kadar duygusal tatmin sağlanıyor gibi görünse de yeme davranışının arkasından gelen beden şekli bozukluğunun ya da bu bozulma ihtimalinin getirdiği yeni bir olumsuzluk duygusu döngüyü devam ettirir ve kişiyi duygusal ve ruhsal anlamda da çıkmaza sürükler. Tıkınırcasına yeme bozukluğuna sahip bireyler genellikle bu davranışı yalnızken sergileme eğilimindedir. Bu durumun nedeni olarak da yedikleri yemek miktarının fazlalığından utanmaları gösterilmiştir. Kişiler durumdan utanmakta ve sergilediği davranışın olağanın dışında olduğunun farkında olmasına karşın kendini kontrol konusunda başarısızdır. Her ne kadar kendini durdurmak ve bir sınır belirlemek istese de yapamaz. Atak geldiği an ne olursa olsun bu davranışı sonlandıramayacağı hissini taşır.

Tıkanırcasına yeme bozukluğunun tedavisinde, en sık kullanılan ekol ise bilişsel davranışçı terapi (BDT) olması mümkündür. Bilişsel davranışçı terapide kişinin tıkınırcasına yeme bozukluğuna sahip olmasına neden olan çarpık düşüncelerin tespiti yapılır. Ardından bu çarpık düşünce yeniden yapılandırılır yani değiştirilir. Bu sayede düşüncesi değişen kişinin duygu ve davranış sürecinde de değişim başlamış olur. BDT, tıkanırcasına yeme bozukluğunda hedef olarak katı diyet programları, dış görünüşe karşı taşınan saplantılı düşünceler ve düşük özgüven gibi konuları belirler. Terapi sürecinde terapötik işbirliği en
önemli noktalardan biridir. İlk sekiz seans içinde psiko-eğitim ve öğünlerin düzenlemesi, egzersiz ve çeşitli ödevler aracılığı ile yeme dürtüsü üzerinde kişinin denetim kazanması sağlanmalıdır. Ardından bilişsel süreçlerde kişiyi bu davranışı sürükleyen duygu, davranış ve düşünceler üzerinde durulur. Bozulmuş düşünce yapısı saptanıp, yeniden yapılandırılır. Yeniden yapılandırma sürecinde kişinin var olan bilişsel çarpıtmalarının kendi farkına varması oldukça büyük önem taşır. Son seanslarda ise kişinin yeniden kazandırılan düşüne sisteminin sürekliliğini sağlayabilmesi ve eski saplantılı düşüncelerine teslim olmaması konuları üzerinde durulur. (Turan et al, 2015)

 

Düzenleyen: Uzm. Psk. Damla Kankaya
Yazan: Psikolog Buse SARI