Hayatımızda acı ve keder kaçınılmazdır. Yeterli olmadığımız hissinin verdiği korku, çözüm üretemediğimiz sorunlar karşısındaki dehşet hissi gibi zor duygularla her an karşı karşıyayız. Biz bu duygulara ne kadar direnirsek ıstırabımız da o kadar artacaktır. Dalai Lama şefkat için bir şeyin karşısında özgür olma durumu olarak bahsetmiştir. Öz şefkat tahrip edici duyguları kabul edip onlarla daha etkin bir şekilde mücadele etmemize yardım eder. Bizi zorlayan duygularla sıkı bir mücadele içine girmek yerine, acımızı kabul edip ona sevgi ve şefkatle yaklaşmamız ıstırabı dindirir ve sorunlarla daha etkin başa çıkmamızı sağlar.
Sizi zorlayan bir duyguyla karşı karşıya kaldığınızda ilk olarak bedeninize dikkat kesilin. Örneğin potansiyel bir tehlike ile karşı karşıya kaldığınızda genellikle vücudunuzun kasıldığını hissedersiniz. Duygunun bedende yansımasini fark etmek aslında o duyguyu tanımlamanın ilk aşamasıdır. O duyguyu isimlendirdiğimizde ise duygumuzla başa çıkmaya hazırız demektir. İkinci aşama ise düşüncelerimizin bizi götürdüğü yeri tespit etmekle başlar. Başımıza bir felaket geldiginde neden ben, böyle şeyler hep beni bulur gibi düşünceler o duyguyla başa çıkmanızı zorlaştırır. Bunun yerine acının hayatın bir parçası olduğu bütün insanlarin hayatlarının belli dönemlerinde sorunlar yaşadığı düşüncesi oluştuğunda kendimize şefkat duymaya başlayabiliriz. Bu konuda yol göstermesi için Germer'in Öz şekatli Farkındalık kirabını öneririm.