İşte Bu Doktor İndir
Sürdürülebilir beslenme yeni bir kavram olmamasına karşın, dünya nüfusunda artış ve iklim değişikliği konularına artan ilgi sonucunda günümüzde daha fazla dikkat çeker duruma gelmiştir. Sürdürülebilirlik hayatımızın pek çok alanında karşımıza çıkmaya başlayan bir kavram olarak, beslenme alanında da önemli bir yere sahiptir. Gıda Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sürdürülebilir sağlıklı diyeti “Sürdürülebilir diyetler çevresel etkisi düşük olan, besin ve beslenme güvencesini ve günümüz ve gelecek nesiller için sağlıklı yaşamı destekleyen diyetlerdir” diye tanımlamaktadır. Sürdürülebilir diyetler insan ve doğal kaynakları optimize ederken; biyo çeşitliliğe ve ekosisteme saygılı ve koruyucu, kültürel olarak kabul gören, erişilebilir, ekonomik olarak uygun ve karşılanabilir, beslenme açısından yeterli, güvenilir ve sağlıklı diyetlerdir. Sürdürülebilir diyetlerin temel hedefi tüm bireylerin sağlıklı büyüme ve gelişmesini sağlamak, günümüz ve gelecek nesillerin tüm yaşam sürecinde fiziksel, mental ve sosyal yönden iyilik halini ve işlevselliğini geliştirmek, her türlü beslenme eksikliğinin ortaya çıkardığı (fazla kilo/şişmanlık gibi kronik inflamatuar hastalıklar vb…) olumsuzluğun önlenmesine katkı sağlamak, biyoçeşitliliğin ve gezegenin korumasını desteklemektir.             Günümüzde küresel besin sisteminin sürdürülebilir olmadığı dikkati çekmektedir. Küresel olarak üretilen besinlerin üçte biri israf edilmekte veya kayba uğramaktadır. Sağlıklı ve sürdürülebilir sağlık yaşam döngüsü, sürdürülebilir beslenme örüntüsü ile olasıdır. Bunun da bitkisel kaynaklı beslenme ile olasılığı rapor edilmektedir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030 ve Paris Antlaşması erişebilmek için küresel hedefler doğrultusunda hangi besin üretimi ve hangi diyetler konusunda çalışmalar yürütülmektedir. Komisyonun kanıta dayalı bilimsel hedeflere göre belirlediği sağlıklı referans diyet; çoğunlukla sebze, meyve, tam tahıl, kurubaklagiller, sert kabuklu yemişleri, az miktarda doymamış yağları, orta düzey miktarlarda deniz ürünleri ve kümes hayvanları içermekte; kırmızı et, işlenmiş et, eklenmiş şeker, rafine tahıl ve nişastalı sebzeleri ise az ya da hiç içermemektedir. Sürdürülebilir Beslenme Modellerine en iyi örnek Akdeniz Diyeti ile Yeni İskandinav Diyeti’dir. Akdeniz ve Yeni İskandinav diyetlerinin her ikisi de, çoğunlukla bitki bazlı besinler, biraz balık ve sınırlı miktarda et içerir. Bitki bazlı diyetlerin çevre üzerinde daha az olumsuz etkisi vardır.             Sonuç olarak, tabaklarımıza koyduğumuz her besinin çevre üzerinde büyük bir etkisi olduğu açıktır. Daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir beslenme için, yani hem kendi sağlığımızı iyileştiren ve aynı zamanda gezegenin sağlığına fayda sağlayan sürdürülebilir beslenme uygulamaları geliştirebiliriz.             Sürüdürülebilir sağlıklı beslenme sistemlerinin sağlık üzerine etkilerini; Sürdürülebilir sağlıklı beslenme, yaşamın erken döneminde emzirmenin erken başlamasıyla, ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmeyle ve yeterli miktarda ek besinin yanı sıra 2 yaşına kadar devam eden anne sütü ile beslenmeyle başlar. Büyük oranda işlenmiş yiyecek ve içeceklerin sınırlanırken, çok çeşitli işlenmemiş veya çok az işlenmiş gıdalardan oluşur. Tam buğday, kuru baklagiller, yağlı tohumlar ve çeşitli sebze ve meyveleri içerir.Ilımlı miktarda yumurta, süt ve süt ürünleri, kümes hayvanları, balık ve çok az miktarda kırmızı et içerebilir. Güvenli ve temiz içme suyunu içerir. Sürdürülebilir beslenme, büyüme ve gelişme için yeterli miktarda enerji ve besin öğelerini içerir ve yaşam döngüsü boyunca aktif ve sağlıklı yaşam ihtiyaçlarını karşılar. Beslenmeye bağlı bulaşıcı olmayan hastalık riskini azaltır ve genel popülasyon için sağlık ve iyilik halini sağlar. Sürdürülebilir beslenme için 5 önemli öneri:  Bitkisel kaynaklı beslenmeye öncelik verin Sağlıklı bir tabak hazırlamak için tabağınızın yarısını bitkisel kaynaklı besinlerle doldurun,  Et grubu besinleri olabilecek en az seviyede tüketmeye çalışın, Et üretimi, sera gazı emisyonlarına önemli ölçüde arttırmaktadır. Hem kendi sağlığımız hem de gezegenin sağlığı için hayvansal kaynaklı proteinler yerine yağlı tohumlar ve baklagillerden elde edilen bitkisel kaynaklı proteinleri seçmeye özen gösterin. 3.    Sezonunda ve deniz balığı tüketin Balık, genel olarak beslenme açısından sağlıklı bir besindir. Mevsim dışı balık tüketimi, türlerin azalmasına/ yok olmasına neden olabilir. Bununla birlikte çevreye ve Eko sisteme zarar veren balık üretim çiftliklerinden de uzak durmakta fayda var. 4. Yerel ürünleri tercih edin Yerel köylü pazarlarından alış-veriş yapmaya çalışmak, hem yerel olarak yetiştirilen taze ürünleri bulmanıza yardımcı olurken, besin üretimi ile ilgili farkındalıklarımızın da artmasını sağlar. Bu da sürdürülebilir beslenmede ki en büyük sorunlardan olan besin israfı konusunda daha duyarlı olmayı sağlayacaktır. 5. Yeme farkındalığı geliştirin Daha sürdürülebilir bir şekilde beslenmek için yapabileceğiniz en basit şeylerden biri, yeme farkındalığı geliştirmektir. Ne yediğinize odaklanmak, yemeğinizin nereden geldiğini ve vücudunuzu nasıl beslediğini düşünmenizi sağlar. Ayrıca, açlık hissinizi dikkate alarak, düşündüğünüz kadar fazla yiyeceğe ihtiyacınız olmadığını öğrenebilir ve öğünlerinizi buna göre yeniden planlayabilirsiniz.