Çocuğunu yönlendiren, doğruyu yanlışı ayırt etmesini sağlayan anne babaların yerini şimdi "sigara içiyorsun boğazlarım acıyor "diyen 3 yaşındaki yavrudan "anne benimle ilgilen telefona benden daha çok vakit ayırıyorsun "diyen 12 yaşındaki ortaokul öğrencisinden tutunda " baba şu bilgisayarın başından kalksan da ben ders çalışsam" diyen lise çağındaki oğluna " parasını eşşek gibi çalışıp ben ödeyeyim ne güzel yaa arkadaşlarla toplanıp oynadığım kafa dağıttığım zamanlarımın sana hesabını mı vereceğim lan "diye cevap veren babalarımıza kadar nelere şahit oluyoruz.
Bir danışanın oğlunun başka bir okulun öğrencileri tarafından rahatsız edilmesi ile başlayan zamanın içinde zamansızlığı yaşayan ve yaşatan ailesine anlatmak için ne kadar çaba sarf ettiğini ama dinlemeye değer bulunmadığı için onu bu kadar basit bir yardımdan mahrum bırakmanın bedelini uyuşturucudan nasıl kurtarabiliriz boyutuna gelen sürecin ne kadar derin bir tahribat yaşattığını gözyaşlarına şahit olduğumuz anneden dinlemek cidden çok acı verdi.
Neleri kaybettirdik bu çocuklara, kitap okumak, müzik dinlemek, aile oyunları, birlikte yürüyüş, piknik uçurtma uçurmak,balık tutmak, kolunun altına alıp denize birlikte bakıp gelecek hayalleri kurmak, ailece oturup film izleyip yorumlardan çocuklarını tanımaya çalışmak için seferber olan anne babalar nerede.
Sanırım hepimizin ortak sorunu haline geldi anda kalamamak anı yaşayamamak.
Ölmüş bir ruhu ayağa kaldırmak zordur ama imkansız değildir. Diriltmek için diri olmak, tehlikeyi sezebilecek ferasete sahip olmak gerekir. Bizi ailemizden sevdiklerimizden, ilahi rızaya hizmet etmekten alıkoyan ne varsa el etek çekmek, herşeyi denge içinde yürütmek, örnek olmak, öncü olmak gerek....
Büyüklerinin sürekli kendini geliştirmeye çalıştığını gören çocuk büyük düşünmeye aday çocuktur. Çünkü yaşayarak öğreniyor önünde örnek var gösterilen değeri .yapılan işin getirilerini görüyor aynı hürmeti görmek isteyecektir.Unutulmamalı ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek onu takip eder
Hangi yaşta olursak olalım bir hedefimiz olmalı Amacına hizmet etmeyecek yanlış hedefler belirleyenler gereksiz yükler edinirler ve gün gelir bu yüklerin altında ezilirler.Hedefini doğru belirlemiş olan insan ise her türlü güçlüğe göğüs geren .yaşama sevincini kaybetmeyen, yoluna hırsla değil sabır ve istikrarla devam eden , gelişirken geliştirmeyi hedefleyen,ben kimim ?sorusuna doğru cevap verebilen ,kendi karakteriyle uyumlu hedefini doğru belirlemiş ve on iki den vurmaya hazır insandır vesselam.....
Kendimiz kaybolmuşken kaybettiğimiz çocuklarımızı nerede bulacağız.
İşte bu yüzden bugünün gençlerinin hedef yoksunu olmalarının nedenlerinden biri de ebeveynlerin sosyal medyayı bir problemi erteleme, unutma,yok sayma yeri olarak görmesi. Mutluluğu evinde değil dışarıda arama çabası. Hem artık sokağa çıkmaya da gerek yok tüm dünya evinin içinde nasılsa..... oyalandığı şeyden mutlu olan kişi zoru seçmez kolayın peşine düşer geçip giden zamanın, ömrünün en güzel yılları olduğunu ona unutturacak kadar etkili bir uyuşturucudur sosyal medya....
Beyinleri uyuşan insanın hedef belirleyecek hali olmadığı gibi hedefe odaklanacak iradesi de olmaz.
Çözüm bulabilmek için öncelikle sevdiklerimizin gözünün içine bakmalı,sözlerden önce hal dilini anlamalı, duygusal ihtiyaçlarını karşılamalı. Ama hepsinden önce kendine dönmeli.Hayatımızı bölen, anı yaşamamızın önündeki en önemli engel haline gelen cep telefonlarının bildirimlerini kapatacak iradeye sahip
olmalı. Kendisinden yardım isteyen evladının sorununu dinlerken elde telefon açılan sayısız pencereyle dünyanın bir ucundan diğer ucuna haber alıp anlık duygu geçişleriyle çocuğunun var gördüğü sorunun ebeveyni tarafından basitleştirilmesi yada yok sayılması telafisi olmayan ruhun ölmesine aracılık etmekten başka birşey değil maalesef.
Mehmet Akifin satırları geliyor akla
Kendi sağlam hissi ölmüş,ruhu ölmüş milletin !
İşte en korkuncu hüsranın felaketin heybetin