SLEEP APNE (UYKUDA SOLUNUM DURMASI ) VE HORLAMA HASTALIĞI
Sleep Apnea (Uykuda solunum durması) hastalığı, 1985 ‘den itibaren tüm Kulak, Burun, Boğaz hekimlerinin üzerine eğildikleri bir rahatsızlıktır.
Burun ucundan, ses tellerine kadar olan bölümde, solunum yolunu tıkayan her türlü engel uykuda solunum durmasına ve horlamaya sebep olmaktadır. Burada şunu belirteyim ki, her horlayan hasta sleep apnea’ lı değildir, fakat her sleep apnea’ lı hasta horlar. Ağız ve burundan giren soluk havasının 10 saniye süre ile durmasına apnea, normal bir gece uykusu sırasında apnea ataklarının 5 den fazla olmasına da sleep apnea hastalığı adı verilmektedir. Dil kökü ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden
daralabilen bir bölgedir. Bu yapısal darlıklar birbiri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Şikayetlere çocuklarda; geniz etleri ve büyümüş bademcikler. Erişkinlerde ise; yumuşak damak adelelerinin, zayıflaması, gerginliğinin azalması ve gevşemesi sebep olmaktadır. Hastalığın, Santral (Beyinsel nedenli), Tıkayıcı ( Burun, geniz, ağız içi, boğaz nedenli) ve Mikst (Santral ve tıkayıcı neden karışımlı) olmak üzere üç tipi vardır.
Bizim üzerinde duracağımız , Tıkayıcı uyku apnesi hastalığı (sleep apnea) konusudur. Hastalık hafif bir horlamadan, kalp ve akciğer rahatsızlıklarına, hatta yatakta uyurken solunum durması nedeni ile ölüme dahi sebep olmaktadır. Erişkin insanların en az %45’i zaman zaman horlamaktadır. Bu şikayet %25’inde sürekli bir haldedir. Horlama problemi genellikle yakın zamanda kilo almış erişkinlerde ortaya çıkar ve yaşla birlikte her
geçen gün artar. Aile yaşamına etkili olan ciddi bir sorun teşkil edebilir. Eğer horlayan ve bu arada uykunuzda solunumu dakikalarca duran bir kişi iseniz, geceleri eşiniz tarafından dürtülerek uyandırılma, yatış şeklinizin değiştirilmesi ikazlarına alışıksınız demektir. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerinin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Uykuda solunum durmasının kişiye verdiği zarar büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon horlamayan kişilere göre daha sık görülür. Horlamanın en ağır formu “tıkayıcı tipte” horlama hastalığıdır.
Bu hastaların uykularında, soluklarının kesilmesi nedeni ile kanlarında ki oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde, kalp, kanı daha çok pompalamak için zorlanmaktadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon, kalp büyümesi, akciğer problemleri yerleşir. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Hiçbir zaman rahat derin bir uyku uyuyamamaktadırlar. Geceleri yataklarında sık sık dönmekte, sık idrara kalkmakta böylece, dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun, gergin ve verimsiz geçmektedir. Geceleri uykusuz kalmaları nedeni ile, gündüzleri otururken veya iş yaparken uyuklayacaklar, küçük çocuklar derslerinde başarısız, hırçın olacaklardır. En önemlisi, çalıştıkları iş yerlerinin özelliği ve yaşam şartlarına göre; yalnız yaşayanlar araba kullananlar, sanayide çalışanlar da dikkat ve konsantrasyon eksikliği nedeni ile, kaza ve ölümler meydana gelecektir. Horlayan kişilere yapılacak öneriler genelde genelde şunlardır;
1. Bir hekim gözetimi altında, kilo vermek
2. Adele tonusunun arttırılması amacı ile spor yapılması
3. Uykudan önce uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen allerji ilaçları
almamalı.
4. Uykudan 4 saat önce ve hatta hiç alkol almamalı.
5. Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.
6. Aşırı yorgunluktan sakınmalı.
7. Uykuda yana yatmak tercih edilmeli.
8. Tüm yatağın baş tarafı yükseltilerek şahsın başı yukarıda eğimli yatmasını sağlamak
9. Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmelerini bekleyip, onların sizden
önce uykuya geçmeleri için süre tanıyın.
Hastalığın kesin tanısı ve tip tayini, polisomnografi tetkiki ile uyku Laboratuvarlarında yapılmaktadır. Polisomnografide, rahatsızlığı olan şahıs, uyku laboratuvarında özel hazırlanmış sessiz odada, bir gece uyutulur. Vicuduna yerleştirilen elektrodlardan elde edilen kayıtlar değerlendirilir. Böylece normal bir gece uykusunda elde edilen sleep apnea sayısı;
0 ile 5 arası hafif
5 ile 15 arası orta
15 ile 25 arası ve üstü ağır sleep apnea olarak değerlendirilir.
Bu güne kadar yüzlerce firma uykuda soluk durması ve horlamaya karşı cihazlar geliştirmiştir. Bazıları hastaların pijamalarına, sırt üstü yatmamalarını sağlamak için tenis topu tenis topu yapıştırmalarını önermiş (Sırt üstü yatarken horlama daha çok artar). Bazıları çene, boyun askıları, boyunluklar ve ağız içine yerleştirilen cihazlar önermiş ancak, hiçbir yarar sağlamamıştır. Horlama sesi ile çalışıp hastayı uyandıran elektronik cihazlar bulunmuştur. Bütün bunlar hastanın horlamadan uyuma alıştırmaları olarak düşünülmüştür. Ancak maalesef horlama kişinin kontrolünde olmayan bir problem olup tüm bu cihazlar hastayı sadece uyutmamaya yöneliktir.
Bugün uygun vakalarda, Polisomnografik tetkik sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda kullanılan, burun dışına maske ile takılarak pozitif hava basıncı veren SPAP veya BİPAP adı verilen cihazlar başarı ile kullanılmaktadır.
Cerrahi tedavide, yukarıda da belirttiğimiz gibi, burun ucundan ses tellerine kadar tıkanmaya sebep olan
(geniz, ağıziçi ve boğaz bölümünde) anatomik yapılar temizlenir.
Bu amaçla çeşitli cerrahi metodlar uygulanmakta, bu yaklaşımlar cerrahiyi uygulayacak hekim tarafından değerlendirilmekte ve olumlu sonuçlar alınmaktadır.
Sonuç olarak önerim, Horlama ve apne atakları kişi ve ailesi için sorun haline gelmeden uzman doktorunuz ile görüşmeniz uygun olacaktır.
Prof.Dr.Selçuk Onart