Dış veya fiziksel dünyada sınırlar , Sınır Psikolojisi
Günlük yaşamda kişi hem işaretlerle hem de sınırlarla karşılaşır. Çevredeki işaretleri ve sınırları tanımayı öğrenmek organizma için önemli bir gelişim görevidir. Gelişmekte olan kişinin, diğerleriyle ilişki içinde kendi kimliğini inşa etmenin bir yolu olarak sınırların dinamiklerini içselleştirmesi beklenir. Bir sınır/işaret bir kez üretildiğinde, diğer insanlarla ve çevreyle ilgilenmek için psikolojik bir araç haline gelir (Valsiner, 1999). Aynı zamanda içselleştirilebilir ve kişinin kendi psikolojik deneyimlerini yönlendirebilir (Vygotsky, 1997).
Farklılaşan ve özdenetim sistemi yaratan bu temel sınır içselleştirme süreci, çocuklukla sınırlı değildir. Ergenlikten yetişkinliğe kadar insan yaşamı boyunca, amaçlılık ve arzunun en yaygın ve güçlü unsurlarından biridir. İnsanlar, sürekli bir “sınır geçişi” sürecinde çok sayıda sınırın üstesinden gelmeye çalışırlar. Sınırlar, anlamlı oldukları sürece var olurlar. Aynı zamanda, bir şeye erişimi sınırlamak onu anlamlı kılar.
Sınırlar, interpsişik faaliyetler olarak yaratılan ve kurulan araçlardır. Daha sonra sınır/gösterge içselleştirilir ve benlikle (bireysel amaca bağlı olarak farklı olası yorumlayıcılara yol açar), başkalarıyla ve çevreyle (dışsallaştırılmış göstergeler aracılığıyla) ilişkide anlam oluşturmayı düzenler. Hem interpsikolojik hem de intrapsikolojik alanda faaliyet gösteren sınırların/işaretlerin sürekli üretimi, bakımı ve yıkımı olarak düşünülebilir.
Dış veya fiziksel dünyada sınırlar, insanların içinde yaşadığı çevreyi ve uzay-zamanı düzenler. İç ruhsal deneyimde sınırlar, duyguları, yakınlık duygusunu ve kimliklerin tanımını/değiştirilmesini/uzlaşmasını düzenler. Sınır tanımlandığı anda kişinin çevre ile ilişkisine aracılık eder, sahada ve olayların akışında bir ayrım yaratır ve davranışı şekillendirir.
İlişki ise asimetriktir çünkü sınırın iki tarafı her kişi veya grup için aynı değere sahip değildir. Değer, bir alt parçanın diğerine kıyasla belirli bir tercih veya değer yükleme derecesini belirleyen aracının yönlülüğüne bağlıdır . İnsanlar sürekli olarak sınır/işaretlerin anlamını yorumlar, yaratır, değiştirir ve onları kurmak ve sürdürmek için hareket eder.
Tarihsel süreçte büyük gruplar arasında nesilden nesile aktarılan bazı ritüeller ve psikolojik ilkeler geliştirilmiştir. Bu bazı davranışlar, ritüeller ve psikolojik ilkeler büyük gruplar arasında denge kurabilmek için gelişmiştir. Bu psikolojik ilkeler ve ritüeller iyi şekilde kullanılmadığı zamanlarda uluslar, etnik gruplar arasındaki dengenin bozulduğu ve savaş ortamının doğabildiği belirtilmiştir. Dünyanın gerçekleri; ekonomik bozukluklar, doğal felaketler (Çemobil'de olan facialar gibi), bir liderin psikopatolojisi gibi durumlar, paylaşılan çaresizlik veya suçluluk, grup içi veya gruplar arası normal süreci bozabilir (Volkan, 2006).
Kimliğin belirli psikolojik terimlerle net bir tanımı olmasa da, öznel bir deneyime atıfta bulunduğu konusunda bir fikir birliği vardır. Böylece, sıklıkla karıştırıldığı diğer ilgili iki kavramdan ayırt edilebilir: karakter ve kişilik.