Sinir Hastalığı Nedir?
Sinir sistemi; beyin, omurilik, beyincik, kafada bulunan sinirler ve çevre bölgede bulunan sinirlerden meydana gelir. Sinir hastalıkları ise sinir sistemini etkileyen organlarda ya da sinir sisteminin parçası olan unsurlarda bir hasar oluşması ya da bozukluk meydana gelmesi durumunda ortaya çıkar. Sinir sisteminin unsurlarının alacağı en ufak bir darbe ya da hasar bile ortaya sinir hastalığının çıkmasına sebep olabilir. Bununla birlikte, sinir hastalıkları temel olarak iki türe ayrılmaktadır.
Bazı sinir hastalıkları kişinin vücudunda doğuştan itibaren bulunurken, felç ve menenjit gibi sinir hastalıkları ise sonradan ortaya çıkar. Ek olarak; sinir sistemi üzerinde ortaya çıkan hastalıklar sadece vücudun bu bölgesiyle sınırlı kalmaz, aynı zamanda vücudun uzakta kalan kısımlarını ya da tamamını etkileyebilecek kapasiteye de sahiplerdir.
Sinir Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Sinir hastalıkları yapısal ya da fonksiyonel sebeplerle ortaya çıkabilir. Bazı sinir hastalıkları kişiye genetik olarak ailesinden aktarılır ve doğumdan itibaren ortaya çıkar. Kimi zaman annede ya da babada gözle görülür bir sinir hastalığı mevcut olmayabilir. Ancak yine de anne ve babada bulunan çekinik hastalık genleri doğan çocukta aktif bir hale gelebilir ve bu da hastalığın tetiklenmesinde en önemli sebep olarak rol oynar. Bununla birlikte, sinir hastalıkları hayatın herhangi bir döneminde de ortaya çıkabilmektedir.
Kişideki sinir hastalığı ergenlik, yetişkinlik ya da hastalık dönemi gibi hayatın herhangi bir vaktinde birçok farklı sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu sebepler arasına kişinin ağır bir travmatik olay yaşaması, ciddi bir enfeksiyon hastalığıyla enfekte olması, ciddi bir fiziksel kaza geçirmesi ve yaşlılık gibi faktörler dahil edilebilir. Örneğin alzheimer ve parkinson gibi hastalıkların birçok ön koşulu bulunsa da, hastalıkların ortaya çıkmasındaki temel faktör "yaşlılık" olarak göze çarpar. Söz konusu bilgilerden hareketle, sinir hastalıkları birçok farklı sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir ve hastalığın asıl sebebi kişinin sahip olduğu hastalığın türüne göre değişiklik gösterecektir.
Sinir Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Sinir hastalıkları birçok farklı hastalık türünü kapsamaktadır. Bu hastalıklar temel olarak psikolojik ve fizyolojik olarak ikiye ayrılır. Bu bilgiden hareketle; ruhsal bozuklukların da sinir hastalıkları grubuna dahil olduğu sonucuna varılabilir. En sık görülen ruhsal bozukluklar: anksiyete bozukluğu, depresyon, panik atak, panik bozukluğu, sosyal fobi ve obsesif kompulsif bozukluk olarak sıralanabilir.
Bahsedilen ruhsal bozukluklara sahip olan kişiler diğer insanlarla sağlıklı bir sosyal iletişim sürdürmekte zorlanırlar ve genellikle içe kapalı bir yaşam sürmeyi tercih ederler. Zira kişi kendi içerisinde yaşadığı sorunları tam olarak çözemediği için, aynı anda diğer insanlarla etkileşim içine girmeye uğraşmak istemez. Bu tür kişilerde görülen belirtiler genel olarak öfke, mutsuzluk, histeri ve kaygı gibi semptomları içerir. Sinir bozukluğu bulunan insanlarda bulunan belirtiler daha detaylı bir şekilde aşağıda açıklanmıştır:
● Kişi sürekli düşündüğü, bir türlü aklından atamadığı ve herhangi bir çözüme ulaştıramadığı düşüncelere sahiptir.
● Kişinin sahip olduğu olumsuz düşünceler, endişeler, kaygılar, korkular, paranoyaklık, olumsuzluk ve benzeri hisler kişinin sosyal çevresiyle olan ilişkisini bozacak seviyeye çıkabilir.
● Kişi sürekli düşünmesine rağmen herhangi bir sonuca vardıramadığı konular yüzünden hem çok daha kaygılı bir hale gelir, hem de vücudundaki stres yükü artar. Bu da kişinin stres kaynaklı ortaya çıkabilecek diğer hastalıkları geliştirmesine yol açabilir.
● Kişi genellikle mutsuz ve üzüntülü bir ruh haline sahiptir. Bu durum kişinin kendisini izole etmesiyle de birleştiğinde kişide ani duygu patlamaları görülebilir. Yaşanacak duygu patlamasının bir sinir nöbeti mi yoksa ağlama nöbeti mi olacağı ise kişinin karakterine göre değişiklik gösterebilir.
● Kişi hayatla bağının kopmaya başladığını hisseder. Eskiden zevkle yaptığı aktiviteler artık ona sıkıcı ve sıradan hale gelir. Eski aktivitelerin yerine de yeni bir şey koyamaz zira beyni olumlu bir şey düşünüp bundan keyif alacak durumda değildir. Dolayısıyla kişi genel olarak vaktinin önemli bir kısmını odasında geçirir ve ciddi bir sebep olmadığı sürece bir şeylerle uğraşmaz. Dolayısıyla kişi kendisini sürekli yorgun, halsiz ve bitkin hisseder. Yatakta uzun süre uzanıp yatma hali yaygındır.
● Sinir hastalığı bulunan birçok kişide uyku bozukluğuna rastlanır. Bunun sebebi ise kişinin sahip olduğu hastalığın türüne göre değişebilmektedir. Örneğin kimi kişiler ciddi kaygı atakları yaşayabilir ve derin düşüncelere daldıkları için uykuya odaklanmakta zorlanabilirler.
Ya da kimi zaman kişi kendisini tehdit altında hissedebilir ve bu da uyumaması için bir etken olabilir. Depresyon gibi sinir hastalıklarına sahip olan kişilerde ise kişinin durumuna göre aşırı uyuma ya da tam tersi az uyuma durumu görülebilir. Kişi günlük hayatla bağlantısını kesmek istediğinden ya da yaptığı hiçbir aktiviteyi tatmin edici bulmadığından “yataktan çıkıp da ne yapacağım?” diye düşünerek kendisini uykuya verebilir.
● Sinir hastalığına sahip kişiler kimi zaman bu durumlarını diğer insanlara fark ettirmemeye çalışırlar. Diğer insanlar fark edip yardım etmek istediklerinde ise isteksiz bir tavır sergileyebilirler. Bunun yanında; diğer insanlar tarafından gelen eleştiriler yapıcı bir niteliğe sahip olsa bile kişi tarafından kötü algılanır. Hatta karşılarındaki kişi hakkında iyi düşünmek yerine tam tersi şekilde onu bir düşman olarak algılayabilirler.
● Kişinin sahip olduğu hastalık başka bir şey olsa bile, yan bir hastalık olarak “depresyon”’un ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. Bunun durum ise birçok sinir hastalığının kişiyi ruhsal bunalıma sürükleyebilme potansiyelinden ileri gelir. Örneğin sosyal fobiye sahip olan bir kişi diğer insanlarla iletişim kurmakta çok zorlandığı için zamanla kendisini umutsuz, üzgün ve çaresiz hissetmeye başlayabilir. Bu da kişide depresyonun tetiklenmesine yol açabilir.
Dolayısıyla kişide hem sosyal fobi hem de depresyon ortaya çıkar. Bununla birlikte, kişide ek olarak paranoya belirtileri de görülebilir. Bu şekilde birkaç hastalığa aynı anda sahip olan kişiler hem kendileri büyük bir buhrana düşerler, hem de yakın çevrelerindeki insanların endişelenmelerine sebep olurlar. Zira kişi kendisini dış dünyadan gelen birçok şeye karşı kapatacağı için, en yakın olduğu kişilerle iletişime geçmekten bile rahatsız olup ciddi tepkiler verebilir. Bunu aslında kaba olmak istediği için değil, içinde bulunduğu ruhsal durum sebebiyle yapar.
● Kişi genelde sahip olduğu durum hakkında öz bilince sahip değildir. Birçok sinir hastası aslında kendisiyle ilgili belirli sorunların mevcut olduğunun farkındadır. Ancak onların gözüne görünen problemin boyutu genellikle problemin asıl boyutuna nazaran çok daha küçüktür. Dolayısıyla kişi çevresinden ciddi bir teşvik olmadığı ya da içinde bulunduğu durumdan son derece rahatsız olmadığı sürece tedavi olmaya karşı bir duruş sergileyebilir.
Söz konusu belirtilerden biri ya da birkaç tanesinin varlığı fark edildiğinde kişi mutlaka bir psikiyatriste yönlendirilmelidir. Zira bu belirtiler çoğu zaman olduğu yerde kalmaz ve zamanla büyüyerek beraberinde daha ciddi rahatsızlıklara yol açabilirler.
En Sık Görülen Sinir Hastalıkları Nelerdir?
Bipolar Bozukluk
Bipolar bozukluğa sahip olan kişiler genellikle iki uç nokta arasında yaşarlar. Hastalık kişiye ataklar halinde gelir. Dolayısıyla kişi belirli dönemlerde yaşantısına tamamen normal bir şekilde devam ederken, belirli dönemlerde ise hastalığın ciddi semptomlarını tecrübe eder. Bipolar bozukluk durumunda kişi bir manik hali bir de depresif hal arasında gidip gelir. Bu iki ruh hali de birbirine tamamen zıt niteliktedir. Kişi manik haldeyken aşırı heyecanlı, sebepsiz yere fazla neşeli, aşırı risk düşkünü ve son derece hiperaktif olabilir.
Örneğin kişi sahip olduğu yüksek hiperaktivite sebebiyle karşısındaki kişileri rahatsız edecek kadar fazla konuşabilir, söz kesebilir ya da risk alma iştahı sebebiyle aşırı hızlı araba sürüp ciddi finansal riskler alabilirler. Depresif hal ise bunun tam tersidir. Kişi tamamen kendi içerisine kapanır, yataktan çıkmak istemez ve diğer insanlarla olan ilişkisini tamamen sıfıra indirir. Kişi yaşama isteğini kaybetmiş gibidir. Bu ataklar kimi zaman 4-5 gün, kimi zaman da haftalarda devam edebilir.
Depresyon
Depresyon kişinin kendisini uzun bir süre boyunca mutsuz, çaresiz, umutsuz ve üzüntülü hissettiği bir durumdur. Bu durum genellikle birkaç gün sürmez. Aksine, genellikle daha uzun vakitlere yayılma eğilimindedir. Depresyonda olan kişiler bu zaman zarfında genellikle kendilerini dış dünyadan izole ederler. Zira kişi kendisini ne dışarı çıkıp diğer insanlarla ortak aktivitelere katılacak kadar enerjik hisseder, ne de bir şey yapmaya dair bir isteği vardır.
Kişi odasında ya da güvenli alan olarak gördüğü bölgelerde vakit geçirmeye eğilimlidir. Kişi kendisini son derece bitkin, değersiz ve mutsuz hisseder. Bu da kişinin zaman zaman ağlama ya da öfke nöbetleri yaşamasına, kendisine zarar vermesine, sosyal ilişkilerini bitirmesine ve hatta intihara teşebbüs etmesine kadar gidebilir.
Konuşma Bozukluğu
Sinir sisteminde meydana gelen hastalıklar ya da sinir sisteminin hasar görmesi, kişinin konuşma bozukluğuna sahip olmasına yol açabilir. Konuşma bozukluğu birçok farklı türde ortaya çıkabilir. Örneğin bir tür konuşma bozukluğunda kişi sürekli söyleyeceği kelimeleri karıştırırken başka bir tür konuşma bozukluğunda kişi kelimelerin içerisinde bulunan harflerin sıralamasını karıştırabilir. Bu da kişinin kendisini ifade etmekte zorlanmasına sebep olur. Sonuç olarak kişi diğer insanlarla etkileşime girmekten çekinebilir ve bu da genel olarak özgüven problemine sebep olabilir.
Psikoz
Psikozda bulunan kişilerin sahip oldukları gerçeklik algısı normal insanlarınkinden farklıdır. Bu duruma sahip olan kişi, gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi algılayabilir ve dolayısıyla günlük hayatındaki davranışları da bu yönde ilerler. Dolayısıyla kişi hem diğer insanları anlamakta hem de diğer insanlara kendisini anlatmakta zorlanır.
Ayrıca kişinin gördüğü hayaller kimi zaman kişinin etraftan gereksiz yere tehdit hissetmesine, aşırı paranoyaklaşmasına ve hatta bu sebeple diğer insanlara zarar vermesine sebep olabilir. Bu durum sıklıkla şizofreni gibi hastalıklarla ilişkilendirilir. Psikozdaki kişilerin durumları oldukça ciddidir ve vakit geçmeden tedavi altına alınmaları gerekir.
Fobi
Kişinin çeşitli durumlardan, davranışlardan, canlılardan, cansız nesnelerden ya da mekanlardan aşırı şekilde korkması olarak tanımlanabilir. Fobiler, bir şeye karşı duyulan sıradan bir korkudan farklıdır ve kişinin yaşam kalitesini ciddi seviyede düşürürler.
Bağımlılık
Bağımlılık birçok farklı türde ortaya çıkabilir. Bağımlılık denilince akla en sık alkol bağımlılığı, nikotin bağımlılığı ve uyuşturucu madde bağımlılığı gelmektedir. Bunun yanında ilaç bağımlılığı, oyun bağımlılığı ve kumar bağımlılığı gibi bağımlılık türleri de bulunmaktadır.
Birçok bağımlılık türü genellikle çocuklukta başlayan olumsuz alışkanlıklar sonucunda ya da kişinin içerisinde bulunduğu olumsuz düşüncelerden kaçınma isteği sebebiyle ortaya çıkar. Bağımlılıklar kişinin hayatını tamamen işgal etmeden tedavi edilmelidir. Tedavi edilmedikleri takdirde kişi toplumdan tamamen izole olabilir ve hem fiziksel hem de psikolojik sorunlar yaşayabilir.