Kernberg bu kitabında Kohut’u yıkıcılığa ve saldırganlığa incelemeye olanak vermemesi sebebiyle eleştiriyor. Şiddetli aktarım ve karşı aktarımı terapinin esası olarak değerlendirerek bunları tüm kitap boyunca ele almış. Narsisistin, savunma bakımından sınırduruma benzediğini ama sınırdurumdan ‘’daha iyi psikososyal işlev’’ gösterdiğini savunmuş. Kendi fikirlerini açıklamadan önce literatür incelemesini bize sunmuş. Literatürde genital öncesi dönem (özellikle oral dönem saldırganlık) üzerinde durulmuş. Psikotik ve sınırdurumun ayrımını yapmış, sınırdurumun savunma mekanizmalarını (bölme, ilkel idealleştirme, yansıtmalı özdeşim, inkar) olarak açıklamış. Karşı aktarımı kesinlikle kaçınılması gereken bir şey olarak görmemiş, hastadaki ‘’gerileme derecesini’’ anlamada yardımcı olabileceğini savunmuştur. Olumsuz aktarımın ‘’yeniden kurma’’ çabalarına gerek kalmadan başkalarıyla ilişkilerinde sistematik incelenmesini, olumlu aktarımın ‘’işbirliği’’ için korunmasını tavsiye etmiştir.
Klinik seyirde, semptomlardan önce ‘’Betimleyici Karakter Tanısı’’nın koyulmasını, çünkü nevrotik semptomların hastalığın ciddiyeti açısından yararlı göstergeler olmadığını savunmuştur. Histerik, çocuksu ve narsisistik, antisosyal kişilerin seyirlerini göstermiş. Narsisizmi, oral hiddetin yansıtılmasıyla bağlantılı paranoid özelliklere karşı bir savunma olarak yorumlamış, patolojik nesne sevgisi ve patolojik kendini sevme biçimlerinin aynı anda gelişmesi olarak yorumlanmış.
Narsisizmde; derin nesne ilişkisi yokluğunu, patolojik ben, patolojik üstben durumlarını göstermiş. Terapi ilişkisinin nesne ilişkileri niteliğini ortaya koyduğunu savunmuş. Teşhisi öncelikle “iyi” ve “kötü” benlik ve nesne temsillerinin savunmacı olarak ayrılması olan ‘’bölme’’ mekanizmasını içeren karakteristik ego patolojisine dayandırmış. Terapötik strateji olarak olumsuz aktarımın ve patolojik savunmaların sistematik olarak araştırılmasını vurgulamış.
Kernberg'e göre, Narsisizm; narsisist kişinin, ortaya çıkan paranoyak dünya görüşüne karşı bir savunma olarak patolojik büyüklenmeci benlik" dediği "tamamen iyi" bir idealize benlik kavramı oluşturduğu "borderline kişilik organizasyonunun özel bir komplikasyonudur" Buna karşılık, borderline kişilik organizasyonuna sahip insanların, çok kutuplaşmış ve bütünleşmemiş benlik ve diğer kavramlara olduğunu ve insanları veya kendilerini tamamen iyi olarak idealleştirme veya onları tamamen kötü olarak bölme eğiliminde olduklarını. Olumlu ve olumsuz benlik ve diğer görüşler arasında hızlı bir şekilde art arda gidip gelebildiklerini veya tamamen iyi veya tamamen kötü bir benlik oluşturduklarını ifade etmiş. Yapamadıkları şey, iyi ve kötü nitelikleri tek bir kutuda birleştirmektir. (Bölmenin tersi)
Normal Narsisizmi Etkileyen Ruh İçi Yapılar;
1-) İdeal Kendilik ve Ben Amaçları 2-) Nesne Temsilleri 3-) Üstben Faktörleri- (Ben İdeali) 4-) İçgüdüsel-Bedensel Faktörler 5-) Dış Faktörler