Sigaranın neden olduğu hastalıklardan söz açılınca herhalde ilk akla akciğer kanseri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ya da kalp damar hastalıkları gelir. Ama sigara ile ilişkisi en az bu hastalıklar kadar ne bir şekilde ortaya konulmuş bir başka hastalık da mesane kanseridir.
Evet, çok bilinmese de mesane yani idrar kesesi kanserinin en sık sebebi sigara kullanımıdır. Hastalık ara ara idrarda kan görülmesi ile doktora başvurduğunuzda ortaya çıkar. Bu ağrısız kanama ataklarının altından çoğunlukla idrar kesesi içine parmak gibi uzanan bir mesane tümörü çıkar.
Mesane kanseri idrar yollarında en sık görülen kanserdir. Diğer birçok ürolojik hastalık gibi erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Prostat kanseri erkekte en sık görülen kanserdir ve tabi ki mesane kanserinden daha sık görülür. Fakat prostat organ olarak idrar yollarına dahil değildir. İdrar yolları kabaca böbrekler, idrar kanalları, idrar kesesi ve dış idrar kanalından oluşur.
Kanser ile tömörün ayırımından da kısaca bahsetmek gerekir. Konu mesane olduğunda sıklıkla mesane tümörü ve mesane kanseri tabirleri kullanılır. İkisi aynı şey değildir. Tümör gözle görülen, muayeneyle ya da filmlerle saptanan yumrulardır. Bu yumruların kötü ya da iyi huylu olduğunu söyleyebilmek için yumrudan alınan bir örneğin patolojik incelemesi şarttır. İyi ve kötü huylu tümörleri ayıran en önemli kriterler tömörün etrafına yayılması ve kan yoluyla başka organlara sıçramasıdır. Mikroskop altında gözlenen hücreler bu yönde işaretler veriyorsa o zaman patoloji raporunda kanserden bahsedilir. İşte o zaman mesane tümörünün adı mesane kanseri olur. İyi huylu mesane tümörleri çok az görülür. Dolayısıyla mesanede saptanmış bir tümör yüksek olasılıkla kanserdir.
Mesane tümörlerini çok ilerlemiş vakalar dışında muayene ile saptamak mümkün değildir. Bu nedenle en sık yapılan görüntüleme ultrasondur. Daha sonra hem patolojik tanıyı koymak (kanser mi? değil mi?) hem de ilk tedaviyi uygulamak için sistoskopi yapılır. Sistoskopi kameralı metal bir boru ya da kablo şeklindeki cihazlarla ile idrar kanalından girerek mesane içini görüntülemekten ibarettir. Eğer tümör görülürse kesici ya da yakıcı diğer bazı aletler yardımıyla mesaneden çıkarılır. Bu işleme TUR (transüretral rezeksiyon) denir.
Böylece tümörün gözle görülen kısmı çıkarılmış olur. Fakat bu buz dağının görünen kısmıdır. Patolojik inceleme kanser tanısını koyduktan sonra mesane duvarında ne kadar derine gittiğini de değerlendirir. Bu durumu mesane duvarını tuğladan yapılmış gerçek bir duvara benzeterek anlatmaya çalışalım.
Bildiğiniz gibi duvarlar tuğlalar örüldükten sonra sıva ile örtülür. Üstü de boyanır. Kabaca bu tabakalar mesane için de geçerlidir. Kanser sadece boyada olabilir ya da sıvaya hatta tuğlalara kadar ilerlemiş olabilir. Bu derinlik sınıflaması uygulanacak tedavinin seçimi açısından önemlidir. Ayrıca patolojik inceleme ile kanser hücrelerinin normal bir mesane hücresine göre ne kadar yozlaştığı tespit edilir. Böylece hastalığın nüks etme ya da ilerleme riski de belirlenmeye çalışılır. Dolayısıyla her mesane kanseri benzer seyir göstermez. Bazı mesane kanserleri duvardan uzanan ufak bir çıkıntıdan ibaretken bazıları tanı anında mesaneye açılan idrar kanallarının girişini tıkayarak böbrek yetmezliğine neden olmuş olabilir.
Kanser tanısı konulduktan sonra evrelemeye geçilir. Evreleme ile kanserin ne aşamada olduğu tespit edilir.