İşte Bu Doktor İndir

SENİ YARAMAZ SENİ…

Farkettiniz mi bilmiyorum? Son zamanlarda Tv’de karşımıza çıkan iletişim uzmanları, psikologlar çocuklarımızın davranışlarını yorumlayarak onları etiketlememizin çocuküzerindeki etkilerinde sıkça söz eder oldular. 

 

Benim düşünceme göre de çocukların kendi hakkında veri biriktirdiği, kendini anlamaya, tanımaya çalıştığı bu dönemde -ki kendi içinde dönemlere ayırabiliriz- üzerine yapıştıralan etiketler ilerde kim olacaklarını derinden etkiliyor. Sizi hiç dinlemediğini düşündüğünüz anlarda bir arkadaşınıza çocuğunuzdan bahsederken söylediklerinizden tutun da, laf olsun diye söylediğiniz -size göre şaka olan- bir cümle de bile gerçeklik payı olduğuna inanabilir çocuk. Ve bundan sonraki tüm davranışlarını da o kişi olduğuna inanarak şekillendirir. Bunların belkide en yaygın olanı hatta klişe diyebileceğimiz biri bence “Yok canım, biraz da çocuğuniçinde olacak.” cümlesi değil midir? Hiç düşündünüz mü bunu duyan çocuk ne hisseder, kendisi hakkında ne düşünür! Kocaman bir “benim zaten içimde yok.” etiketiyle gezerken yine uzmanların yüksek bir sesle seslendirdiği iç motivasyonu ne olur sizce?  

İlk okul 1. sınıfa giderken, kızımın okulunda çocuğun kendi hakkındaki görüşlerini ifade ettiği bir test uygulanmış ve rehber öğretmen bunların içeriğini paylaşmak için beni okula çağırmıştı. Bir kaç sayfalık testte kızımın verdiği bir cevapla adeta şaşkına döndüm. Kendisine ait 3 özellik yazması istendiğinde verdiği 3 cevaptan biri SİNSİ kelimesiydi. Tamam sorun yok, herkes bazen sinsice davranabilir ama kızım ne olmuştu da kendini anlatan bu 3 kelimeden birine SİNSİ cevabını vermişti? Rehber öğretmenle üzerinde konuştuk, ancak sebebini öğrenmenin tek yolunun onunla konuşmak olduğuna karar verdik. Kızıma “ne oldu da, kendinle ilgili sinsi kelimesini kullandın? Sinsi olduğunu nasıl anladın?” diye sorduğumda cevabı “Anne sen söyledin ya.” oldu.

 

 -Neeee?  Ne zaman? 

 

Evet ona bunu ben söylemiştim. Yaşamda en güvendiği kişinin söylediği bu etiketi olduğu gibi kabul edip sahiplenmişti. Aslında tersi de pek mümkün olmuyordu çoğunlukla. Ben dalmış bir şekilde bir şeylerle meşgul olurken kızım ‘sessizce yanıma gelmiş’(Davranış), ben de boş bulunup korkuyla irkilince ona şu cümleyi söylemiştim: “Ay kızım ya niye öyle sinsi sinsi geliyorsun.(Etiket) Ödüm koptu.”

Tabi ki sonra ona onun sinsi olduğunu düşünmediğimi sadece durumu ifade etmek için ve sadece o andaki davranışı  için böyle söylediğimi anlattım. Bu deneyim benim için anlamlı ve şaşırtıcı bir deneyimdi. 

Hanginiz “seni yaramaz seni” cümlesini duymadınız? Ya da hanginiz gün geçmiyor ki “ay benimki gerçekten çok yaramaz!” diye şikayetlenen ya da bazen bununla gururlanan “ben yaramaz çocuk severim, çocuk dediğin yaramaz olur.” cümlesini duymuyor. 

Çocuğun yaramazlığından bahsederken çoğunlukla kötü bir davranış yaptığından bahsedilmektedir. Çoğu zaman bu rahatsız edici davranış çocuğa tanımlanmadan “bak yaramazlık yapıyorsun, bundan hoşlanmıyorum, buna bir son ver artık.” denilir. Denilir de, çocuk bunu hangi davranışla eşleştirir. Yoksa  bu kadar çok yaramazlık yaptığıma göre "ben yaramazım." etiketine mi sahip olur? 

 

Kesin bilgi :

 

Yaramaz çocuk, yaramaz  çocuk olmanın hakkını verir. 

 

Buraya kadar etiketlemenin etkilerinden söz ettik. 

Şimdi  davranışı tanımlamanın önemini vurgulamak istiyorum. Yargımızı değil sadece davranışın kendisini tanımlamak. 

Şimdi biraz daha netleştirmek için aşağıdaki cümleleri incelemenizi istiyorum.

 

“ Çocuk pijamalarını yere bırakmış” bir davranışı tanımlarken;

“Çok pasaklı bir çocuk.”  aslında bizim bir yargımızdır. 

Hem çocuklar hem de yetişkinler tüm davranışlarını bir ihtiyacı gidermek için sergilerler. Bu yazıyla kafalarınızdan yaramaz çocuk kavramını silmek onun yerine çocuklaryaramazlık yapmazlar, “Çocuğun her davranışı bir ihtiyacının karşılanması içindir.” bakış açısını yerleştirmek istiyorum. 

Çocuğunuza ya da karşılaştığınız herhangi bir çocuğa “Yaramaz Çocuk” etiketiyle baktığınızda ona karşı nasıl hisseder ve nasıl davranırsınız? 

Peki ya bu çocuğun sadece bir ihtiyacı olduğunu düşünürseniz nasıl davranır ve ne hissedersiniz?

Onun her davranışından hoşlanmayabilirsiniz. Bazen bizi sıkıntıya sokan, fazladan çabaya mal olan davranışlarda bulunabilir. Sadece biraz sessizliğe ihtiyacınız olduğunda bunu sizden çalabilirler. Konuşmanızı böler, işe geç kalmanıza sebep olabilirler. Kabul… Ancak bunlara sebep olan davranışlar onları YARAMAZ yapmaz. Bunlar çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için ortaya koyduğu davranışlardır. Bakış açınızı değiştirerek, bu davranışların hangi ihtiyaçlarının karşılanması için sergilendiğini fark edebilirsiniz. 

ÇOCUĞU ETİKETLEME ÇÜNKÜ SANA İNANIR…

İhtiyaçlarınız bazen çatışabilir. Bu da çok doğal ve insancadır. 

Mutlu Kalın…