Self mutilasyon hastalığı, kendine zarar verme hastalığı olarak da bilinen psikotik bir rahatsızlıktır. Genellikle şizofren ve psikoz hastalarda çok sık olmasa da karşılaşılan problemlerdendir. Kendini kesme, kendi gözüne zarar verme, kendi dokusuna zarar verme gibi örüntüler hastalığın doğurduğu sonuçlar olarak görülebilir. Tedavi sürecinde ise sosyal ve duygusal destek ile birlikte psikiyatrist ve cerrahi işbirliği olması gerekmektedir.
Self mutilasyonu, bireyin fizyolojik olarak kendine verdiği zarar ve ya yaralama hareketleri olarak tanımlayabiliriz. Birey kendini öldürme gibi bir planı olmadan bilinçsizce vücudunu yıpratıcı hareketler sergiler. Self mutilasyonun klinik bir vaka ve psikolojik bir bozukluk olduğu önermesine kişinin kendine vücuduna zarar vermesine bakarak karar verebiliriz. Self mutilasyon, bir nevi intihar girişimi olarak da adlandırılabilir. Self mutilasyon sergileyen bireylerde ölüm riski daha fazladır. Üstelik bu bireylerin intihar düşüncelerini pasif kılmak için vücutlarını yaraladıkları yönünde hipotezler de bulunmaktadır.
Self mutilasyon davranışı; bilinçdışında yatan suçluluk hissiyatıyla bireyin kendini cezalandırma isteği, sinirin dışa atılması, duygusal ve psikolojik acının diğer bireylere yansıtılması olarak açıklanabilir. Bu davranış sergilendikten sonra endorfin salınımı gerçekleşir ve bireyde rahatlama hissi başlar.
Kendini kesme davranışını ortaya çıkaran davranışlar 3 grupta ele alınmıştır (Favazza ve Rosenthal, 1993):
1. Yüzeysel ve ya Hafif Derecede Self-Mutilasyon: Bu grupta bireyler hafif doku hasarları ile kendine zarar verir. Sık değildir; fakat tekrarlayıcı bir şekilde kendini gösterir. Örnek olarak dokusunu kesmek, yakmak ve ya yakıcı bir madde dökmek diyelebiliriz.
2. Stereotipik Self-Mutilasyon: Düzenli bir şekilde seyreden kendine zarar verme davranışlarıdır. Şeklen ve ya sembolik bir anlam içermez. Örnek olarak kafasını herhangi bir yere vurma, kendiyle kavga etme ve ya kendini ısırma diyebiliriz.
3. Majör Self-Mutilasyon: Fazlaca görülmez; ancak davranış sergilendiği zaman vücut kendi olmaktan çıkar. Örnek olarak vücudunun herhangi bir organını kesme, kendine cerrahi müdahale etme diyebiliriz.
Oküler Self-Mutilasyon (Kendi Gözüne Zarar Verme):
Göz çevresi ve göze uygulanan şiddettir. Birey gözünü çıkarmaya kadar ilerleyebilir. Psikozlarda ve şizofrenide sıkça rastlanılan kendine zarar verme davranışıdır.
Genital Self-Mutilasyon:
I. Erkeklerde genital self mutilasyon: Oldukça geniş bir yelpazede karşımıza çıkar genital self mutilasyon. Erkeklerde görülen olguların birçoğunda psikotik rahatsızlıklar gözlemlenmiştir.
II. Kadınlarda genital self mutilasyon: Kültürel bağlılıklarla birlikte ilkel yaşayan Avustralya ve Afrika kabilelerindeki genç kızlarda söz konusu olmuştur.
Genital self mutilasyon olgularıyla başa çıkabilme sürecinde cerrahi ve psikiyatrinin ortak çalışması gerekir. Bu tür vakaların tedavi süreçleri 3 zamanda ele alınabilir:
1. Erken dönem: Bireyin başvurduğu ilk zamandır. Bireyin psikozu sık olabilir ve ajitasyonunun dengede tutulması gerekir.
2. Cerrahi sonrası dönem: Bu zaman dilimi içerisinde bireye güven duygusu kazandırılmalı ve emosyonel destek sağlanmalıdır.
3. Hastaneden çıkarılma dönemi: Bireyin rahatsızlığı değişken ise bir kliniğe yatırılmalıdır. Stabil olan bireyler, bireysel destek terapileri alabilir. Bireyin ailesi yanındayken görüşme yapmalı ve alacağı ilacın miktarı ayarlanmalıdır.
Çok sık rastlanmayan, nadir görülen self mutilasyon iyi bir psikiyatrik önerme ve cerrahi işbirliği ile tedavi sürecine girilmesi gerekmektedir. Uzun dönem yaklaşımda kontrol altına almak için, psikozu dengeleyebilmek ve hastaya güven vermek için sosyal ve duygusal destek şarttır.
KAYNAKÇA
1. Annagür, B. & Tamam, L. (2011). Erkek Genital Self-Mutilasyon: Bir Psikotik Bozukluk Olgusu, Selçuk Üniversitesi Tıp Dergisi; 27(4): 240-241.
2. Kamberyan ve ark. (2002). Bir genital self-mutasyon olgusu, Düşünen Adam Dergisi; 15(2): 108-112.
3. Ocak ve ark. (2013). Kendini kesme şeklinde olan kendine zarar verme olgusu, Yeni Tıp Dergisi; 30(1): 101-103.