İşte Bu Doktor İndir
Pandeminin, ekonomik dalgalanmaların, toplumlar arası ve toplum içi çatışmaların, küresel iklim sorunlarının karşısında teknolojik ilerlemelerin; robotlaşmanın, farklı bir gezegende yaşama dair çalışmaların, NFT ve coinlerin yeni tanışıklığı diğer yanda duruyor. Hepsinin ortasında, hepsine maruz, hepsiyle tanışıp kaynaşmak, alışmak için tek bir an durmaya izni olmayan bir insanlık var. Olduğumuz yerde şimdiye değin bildiklerimizden gördüklerimizden ve bize anlatılanlardan çok başka deneyimlerin içindeyiz. Bu deneyimlerin ortak noktası ise değişim ve belirsizlik. Hayati zeminimizin üzerinde durduğu tüm bu alanlardaki belirsizlik bireysel olarak da deneyimlenerek kaygı ve stresin artmasına neden oluyor. Öyle ki 1950’ lerde klinik yatış verilmesine neden olan kaygı düzeyi bugünün normali olarak değerlendiriliyor. Günümüz insanı olarak yaşadığımız bu belirsizlik çağında hayatı, ilişkileri, şimdiyi ve geleceği nasıl ele alacağımız ise anbean karşılaştığımız değişimlerle yeniden şekilleniyor. Tüm bu değişimleri kucaklamak ve onlarla büyüme süreci ise uyum ve dönüşümden geçiyor. İnsanın yeni olana, var olanın değişmesine verdiği doğal tepkinin verilmesi ve sonrasında bu tepki nesnesi ile bir ilişki, bağ kurması belli bir süreçtir. Günümüzde bu ilişkiyi kurma ve yeni olanı özümseyerek bağ kurmak ya da kabul etmemek için her zamankinden çok az zamanımız var. O kadar ki bizden önceki nesillerin sahip olduğuna oranla milisaniyelerle ölçülecek derecede kabul edilebilir. Çünkü her an dış dünyadan gelen bir bilgilendirilme yağmurunun içindeyiz; televizyon, gazete, dergi ve radyo gibi basın ve yayın organlarının yanı sıra bunlardan çok daha hızlı ve etkin sosyal medya araçlarından gelen sayısız ve anlık bilgilerin içindeyiz. Bu bilgilerin yeterli, sağlıklı ve ihtiyacımız olanı ne kadar? Sorusunu sormak ve buna sağlıklı bir cevap vermenin zorluğu hepimizi bu bilgi yağmurunun içinde bir sağanakta bırakıyor. Psikanalist ve yazar Adam Philllips’ in tabiriyle hız ve bilgi çağını aşıp Şeffaflık çağı olarak değerlendirdiği bu dönemde sağlıklı ve ihtiyacımız olan bilgiyi almak da kendimizi sağlıklı ve ihtiyacımız olan kadar ifade etmek de oldukça güç olabiliyor. Bir sosyal medya aracına anlık bir giriş yapmakla dünyada olan bitenlere de, sayısız insanın hayatına da şahit olabiliyoruz. Bizler de bu ağlarda kendimizi anbean paylaşabiliyoruz. Bu durum bilginin açıklığı ve ulaşılabilirliği ile bilgi kirliliği ve sınırsızlığı üzerine bir paradoks oluşturuyor. Sosyal medyanın akışında her bilgiyi edinmek için saniyelerden oluşan bir zamanımız oluyor. Bu zamanda insani ve doğal bir sınırlılık nedeniyle zaten özümseyemediğimiz bilgiyi sıkıştırılmış bir bilgi parçacığı olan enformasyon olarak alabiliyoruz. Yani ilişki kurmuyor, bağ kurmuyor yalnızca ediniyoruz. Anlık gelen sayısız bilgiye karşı şeffaflıkla duruyor ve hepsinin değip geçmesini izliyoruz. Dahası sayısız çoğunluğumuz bundan uzak olmayı hayal dahi etmek istemiyor. İnternet kesintisi, akıllı telefonundan uzak olmak, istediği kişiye ulaşamamak bu akışın dışında olmak, izole olmak anlamına gelerek rahatsızlık yaratıyor. Bir tür bağımlılık yaratıyor çünkü gerçek bir ilişki ve bağ kurmanın yerine koyuyoruz. Kendimize bu şeffaflığın içinde iyi gelmemiz nasıl mümkün olur? Bu akışın durma noktalarını kendimize oluşturmak bilgi yığınının içinde kendimizi kaybetmememiz için en iyi gelebilecek müdahaleyi oluşturabilir. Ağlara bağlı olma ve kalma süremizi kısaltmak ve sınırlandırmak gerçekten olduğumuz anda kalmamız ve gerçek bir ilişki kurmamız için ihtiyacımız olan şeydir. Tanımak, bağ kurmak için bize verilen süre ne kadar kısalırsa kısalsın bu süreyi kendimiz için belirlememiz de hala mümkün. Kimleri, neden ve ne zaman okuduğumuz, gördüğümüz, takip ettiğimizi belirlemek, bunları sağlıklı bir filtreyle süzerek güvenli, sağlıklı ve gereken kadarıyla bağ kurmayı sağlayabiliriz. Alıştığımız hıza uymayan ve tam da bu nedenle ihtiyacımız olan kitap okuma, bir konsere yahut sinemaya gitme gibi aktivitelerde bulunma gerçekten zaman ayırıp ilişki kurduğumuz ve bu sayede anda kalarak kendimizi gerçekten besleyebileceğimiz bir bağlam oluşturabilir. Ve her şeyin bilgisinin hızlı akışının içinde kendimiz için sağlıklı değerler oluşturma, var olanları sürdürme ve koruma nerede ve nasıl olduğumuzun, kim olduğumuzun içsel hizasını sağlamaya yardımcı olacaktır. Bilgi güçtür, gerçek bilgiye ulaşmak ise bilinçli bir çaba ve emek ister. Kendimizin ve yaşadığımız dünyanın gerçekliğine temas edebilmemiz dileklerimle.