Bir olayı ya da kişiyi affetmemek; kişinin üzerinde psikolojik bir gerilim oluşturur, stres düzeyini etkiler. Kortizol hormonunun seviyesi artar, kaslar gerginleşir. Hem psikolojik hem de fiziksel gerilim artar. Bu gerilim, kan basıncının artmasına, kalp hastalıklarına, hipertansiyona, şeker hastalıklarına neden olabilir. Yaşadığımız bir olayı, bir kişiyi ya da kendimizi affetmek ise, kişinin hem fiziksel hem de psikolojik gerginliğini azaltır, kişinin rahatlamasına, iç huzur sağlamasına, kendine güvenmesine neden olabilir.
Affetmek nedir?
Affetmek, hak etmediği bir acıya maruz kalmaktan dolayı acı çeken kimsenin olaya sebep olan kişiye karşı cezalandırma ya da intikam alma duygusundan vazgeçerek, o kişiye merhamet etmesi olarak tanımlanmaktadır. Literatürde affetme ile ilgili birçok alanda farklı farklı araştırmalar vardır. Psikolojide, pozitif psikolojide, sosyal psikolojide, felsefede ve dinde affetme konusu ile ilgili araştırmalar gün geçtikçe arttığı görülmektedir. Bu araştırmalarda affetme süreci farklı şekillerde değerlendirilmektedir ve sadece "affediyorum" sözünden ibaret değildir, olumsuz duyguların olumlu duygularla (bağışlanma, merhamet vb.) dönüşebilme halidir. Affetme gerçekleştikten sonra kişi bağışladığı kişi ile uzlaşmaya gidebilir ya da uzlaşmak istemeyebilir.
Nasıl Affedebilirim?
Affetme süreci ile ilgili birçok model vardır, Worthington’un, ‘‘Reach’’ adını verdiği affetme süreci modeline göre, bir kişi ya da bir olayı affetmek için;
- adım: Kişinin acı veren yaşadığı kötü olayı, zihninde tekrar canlandırması istenir.
- adım: Suçlunun hatırlanması ve o kişinin bunu neden yapmış olabileceğini düşünülmesi istenir. Yani size acı veren kişi ile empati kurulması istenir.
- adım: Affetmeye yeni bir bakış açısı geliştirmektir. Affetmek kendimize verdiğimiz bir hediyedir (Zihinsel düzenleme).
- adım: Kişinin affetmek için kendine söz vermesi istenir.
- adım: Affeden kişiden affetmeyi sürdürmesi istenir. Affedenin intikam düşüncesinden ve kendine acıma bakış açısından vazgeçmesi istenir. Vazgeçmenin affedenin kendi sağlığı için daha iyi olduğunu anlaması ve bunu her negatif duygu hissettiğinde zihinsel olarak tekrarlaması istenir.
Affedemiyorsan Ardında Bırak!
Affetme; yaşanılan olayı tamamen unutma, hak verme, maruz kalınan davranışı doğru bulma durumu değildir. Nefretten ve öç alma duygusundan vazgeçmek esastır. Hata yine hatadır, yanlış yine yanlıştır, suç yine suçtur. Öç almayı ve nefret etmeyi besleyen düşüncelerden bir vazgeçiştir aslında. Düşüncelerimizde ve ona yol açan duygu ve davranışlarımızda seçtiğimiz bir yoldur; düşüncelerimizi düzenleyip, kendimize hasar veren eleştirel ve yıkıcı düşüncüleri ardında bırakmayı seçen bir yoldur. Ağır bir yük gibi taşıyıp yorulduğumuz duygu ve düşünceleri ardımızda bırakmayı tercih etmektir. Affetmekte, iyiyi ve sevgiyi hissetmek önerilir fakat her durumda bunu yapmak anlamsızlaşabilir. Bazı durumlarda affedemiyorsak sadece ardımızda bırakmak daha gerçekçidir...
Son olarak , “Aptallar, ne unutur ne affeder; saflar unutur ve affeder; akıllılar ise affeder ama unutmaz.” demiş Thomas Szas.
Sevgi ve saygılarımla…
Psikolog
Meltem Şahiner
İlk Nefes Psikoloji ve Atölye Merkezi
Ayvalık