İstismar kavramı neredeyse her toplumda sıklıkla rastlanan bir kavramdır. Geçmişten bugüne pek çok kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kaldığı ya da şahit olduğu bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Tıp, ekonomi, sosyoloji, pek çok bilim dalının ilgi alanına girmesinin yanında özellikle psikoloji bilimiyle oldukça ilişkili olduğu düşünülen bu kavram üzerine çeşitli araştırmalar yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir (Orhaner, 2018).
İstismar kavramı, istismar edilen kişiye ve uygulanan istismarın türüne göre incelenebilmektedir. Günümüzde basına yansıyan haberler ve artan kadın cinayetleri romantik ilişki istismarı üzerine önlem alınmasını vurgulamaktadır. Romantik ilişkiler dürüstlük, saydamlık, sadakat, ilgi, samimiyet, koruma içgüdüsü, yardım etme isteği, destek olma girişimleri, kontrolü bırakarak savunmasız kalmaktan korkmama, birbirine açılarak partneri hakkında özel bilgilere sahip olma ve yine aynı şekilde kendi hakkında özel bilgileri karşı taraf ile paylaşma, duygusal yoğunluk ve olası ayrılık süreçlerinde yıpranma gibi özellikleri içeren yakın bir ilişki türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bireyler romantik ilişkilerinde sevme, sevilme, cinsellik, ait olma ve güvende hissetme ihtiyaçlarını da karşılayabilmektedir (Aydoğdu, 2010).
Romantik ilişkiler bireyin kendi iradesiyle seçtiği tutku, bağlanma ve yakınlık içeren bir ilişki türü olarak karşımıza çıkmaktadır (Sternberg, 1986). Genellikle ergenlik dönemi itibariyle görülmeye başlayan romantik ilişkiler kişilerin yaşamına bazen olumlu bazen de olumsuz deneyimler sunmaktadır. Bireyin gelişimine genellikle olumlu katkıları olan romantik ilişkilerde bireyler zaman zaman gergin ve saldırgan tutumlarla karşılaşarak kötü etkilenebilmektedir (Wolfe ve diğ., 2001). Romantik ilişkilerde sağlıklı iletişim kurmayı başaramayan bireylerin şiddet, otorite savaşı ve istismar gibi başvurdukları olumsuz yollar çeşitli araştırmalarca ortaya çıkmıştır (akt. Yıldız, 2016). Bireylerin genç yetişkinlik döneminde gelişimsel görevi olarak görülen ve psikososyal bağlamda ele alındığında bireye birçok katkısı olan romantik ilişkiler istismar ve şiddete maruz kalmak gibi istenmeyen bir takım olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir (Bugay & Çok, 2015).
Romantik ilişkilerde yaşanan istismar aralarında duygusal bağ olan çiftlerin birbirlerine fiziksel, duygusal veya cinsel anlamda baskı yoluyla güç ve kontrol sağlamaya çalışması olarak ifade edilmektedir (akt. Tagay ve ark., 2018). İstismar fiziksel ve cinsel şiddet, tehdit, duygusal olarak örseleyici davranış biçimleri ve ekonomik olarak özgürlüğün kısıtlanması gibi birçok farklı boyutu kapsamaktadır. Romantik ilişki içerisinde olan bireye yönelik istismar tokat atma, ittirme, sarma, yakma, saçını çekmek, silah ya da kesici delici alet kullanma, cinsel ilişkiye zorlama, cinsel ilişki yaşarken zorlama, zorla cinsel temas, aşağılama, kasıtlı olarak utandırmaya çalışma ya da küçük düşürücü şeyler yapma, lakap atma, hakaret etme, sosyal çevresinden izole ederek soyutlama, tehdit etme, ekonomik özgürlüğünü kısıtlamak, parasına el koymak gibi farklı boyutlarda ve farklı davranış kalıplarıyla ortaya çıkmaktadır (Saltzman vd., 2002). Romantik ilişkide bir birey birden çok istismara aynı anda maruz kalabilmektedir (Vezina ve Hebert, 2007). Bu sebeple ilişki sürecinde yaşanan istismar davranışlarında genellikle birden fazla türün aynı anda ve iç içe geçmiş bir şekilde görülmesi birçok araştırmacının dikkatini çeken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır (Abowitz et al; 2010; Bell et al., 2008; Ersanlı ve diğerleri, 2013).
Romantik ilişki istismarı geçmişteki ya da şu an devam eden ilişkideki eş adayına kontrol sağlayarak ve çeşitli yöntemlerle güç uygulayarak kimi zaman taciz gibi cinsel boyutu da kapsayan zorlayıcıyı davranışları içerisine alan bir kavram olarak tanımlanabilir. Romantik ilişkilerde yaşanan istismar fiziksel olarak acı vermekten farklı olarak kişinin korku duymasına sebep olmaktadır ve yapmayı istediği şeyleri engellemeye çalışmak ya da yapmak istemediği şeyleri zorla yatırmaya çalışmak gibi güç ve kontrol temelli davranış kalıplarından oluşmaktadır (Bakır, 2019). En sık görülen istismar çeşidi olan duygusal istismar kişilerin kendilerini keşfetme serüvenini engelleyici, kötü muamelelerden oluşan, gurur ve onur kırıcı, örseleyici davranış kalıplarını oluşturmaktadır.
Günümüzde ne yazık ki şiddet ve istismar davranışları daha çok fiziksel boyutta olduğunda fark edilmektedir. Romantik İlişki sürecindeki Psikolojik/Duygusal istismar davranışları, pek çok çift tarafından normal karşılanabilmektedir. Duygusal istismara maruz kalan bireyler psikolojik olarak zarar görürler ve maruz kaldıkları istismar sebebiyle kendilerini geliştirecek gücü içlerinde bulamazlar. Duygusal istismar yaşayan bireylerin kendilerine olan güvenleri azalır böylece kendilerini değerlendirme algıları bozulmaktadır (Kulaksızoğlu, 2004). Duygusal istismarın bireyler üzerinde fiziksel ve cinsel istismara göre daha yıkıcı etkileri bulunmaktadır. Özellikle çocukluk döneminde kimlik ve kişilik gelişiminde, yaşam tarzlarının oluşumunda ve bilinçli ya da bilinçsiz saldırganca tutum geliştirmelerine sebep olmaktadır (Glaser, 2002; Work, Kruczek, Boley, 2003; Esteban, 2006; Firestone, 2006; Uhrlass ve Brandon, 2007; Gabalda, vd., 2009; Carpenter, vd., 2009). En az fiziksel şiddet kadar örseleyici ve kişinin yaşam öyküsünde derin izler bırakabilen psikolojik istismar davranışlarının tanımlanması, fark edilmesi ve gerekli durumda sonlandırılması kişinin ruh sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. Bireyin ‘’ Ben bunu hak ettim” ya da “herkesin sevgilisi böyle davranıyor’’ gibi düşüncelere takılıp yaşanan zor durumlardan kendini sorumlu tutması bir çözüm önerisi yerine maruz kaldığı durumu kalıcı hale getirebilmektedir. Güvenli ve eşit bir ilişki kurmak için kurallar koymak ve sınırlarımızı korumak iyi bir yöntem olabilir. Romantik ilişki sürecinde hangi tür davranışların kabul edilmeyeceğini söylemek ve bu kurallara uyulmadığında partnerden uzaklaşmak ya da ayrılmak güvende hissetmemizi sağlayacak ilk adım olarak karşımıza çıkabilir. Bu sayede daha güvenli, sağlıklı ve eşit ilişkiler sayesinde mental ve ruhsal anlamda daha iyi hissedebileceğimiz ilişkiler sürdürebiliriz.