İşte Bu Doktor İndir
RETİNA DEKOLMANI Retina gözümüzün ağ tabakası olup gördüğümüz nesnelerden gelen görüntünün işenerek elektriksel iletiye dönüştürülerek beyne iletildiği tabakadır. Bu tabakadan çıkan yaklaşık 1.2 milyon sinir lifi görüntüleri görme siniri aracılığı ile beynin görüntü merkezine (oksipital korteks) iletir. Her iki gözden çıkan aynı görüntü bilgisi beynin görme merkezinde işlenir, üst üste çakıştırılır ve üç boyutlu görüntü ortaya çıkar. Retinanın merkezi görüşümüzden sorumlu olan ve keskin görüşümüzü sağlayan bölgesine makula denir ve halk arasında sarı nokta olarak bilinir.  Güzel bir görüş için retinanın sağlıklı olması gerekir. RETİNA tabakasının altındaki tabakadan ayrılmasına retina dekolmanı denir. Retina dekolmanı acil bir durumdur. Görme kaybına uğramamak için retina tabakasının cerrahi olarak tamir edilip eski yerine oturtulması gerekir. Retina yerine oturtulmaz ise tam körlük gelişir. Tekrar aynı görmenin elde edilmesi mümkündür ve bu retina dekolmanı geliştikten ne kadar sonra ameliyat yapıldığına bağlıdır. Bu yüzden retina dekolmanı çok önemlidir ve görme kaybı yaşandığında böyle bir durumun olup olmadığının anlaşılması için acil göz muayenesi olmak gerekir.   Retina dekolmanı 3 ayrı nedenle gelişebilir. Eksudatif retina dekolmanı: Retina altında bazı hastalıklara bağlı olarak sıvı birikmesi Traksiyonel retina dekolmanı: Retinanın üzerindeki bazı zarımsı oluşumlar tarafından göz içine çekilerek yerinden ayrılması. Bu durum en çok diyabetik retinopati dediğimiz şeker hastalığına bağlı retina hasarının zamanında tedavi edilmeyip ilerlemesi sonucu oluşur Yırtıklı retina dekolmanı: Bu durum göz içinde vitreus adının verdiğimiz jelimsi sıvının yaşlanma etkisi ile büzüşmeye başlaması ve retinadan ayrılması süreci sırasında retinaya yaptığı çekinti sonucu retinal yırtık oluşması nedeni ile meydana gelir. Retina yırtığı olduğunda sıvılaşmış vitreus maddesinin retinal yırtık içinde geçerek retinayı yerinden kaldırması retina dekolmanına yol açar.   Bu üç nedenden en sık görüleni, yırtıklı retina dekolmanıdır. Sıklıkla 40 yaş üstü dönemde görülür. Göz içindeki vitreus doğumda jel kıvamında olup 40 yaşından sonra likefiye olmaya başlar, içinde sıvılaşmış bölgeler oluşur, sonra bu sıvı bölgeler birleşir ve vitreus arka yüzünün altına geçer. Bu gelişme ile birlikte vitreus soyulma şeklinde retinadan ayrılmaya başlar. Bu ayrılma sırasında gözde siyah noktalar, iplikçikler, örümcek ağı şeklinde gölgeler görülebilir. Bu şikayetler ortaya çıktığında genellikle tedirgin olunur ve göz muayenesine gitmeye sevk eder. Muayene gelinmesi iyi bir durumdur. Çünkü bu gelişme çoğunlukla masum bir süreç olmakla beraber bazen gözde bazı sorunlara yol açabilir.   Vitreusun ayrılması süreci 90’lı yaşlara kadar genellikle herkeste tamamlanır. Vitreus ayrılması veya dekolmanı dediğimiz tablo yaşlanma ile birlikte sıklığı artmakla beraber bazı kişilerde daha erken yaşlarda görülür. Yüksek miyop hastalarda daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir. Yine göz travmaları sonrası akut vitreus dekolmanı tetiklenebilir. Katarakt ameliyatı sonrası yine bu süreç daha erken dönemde olabilir. Önemli olan nokta akut vitreus ayrılması adını verdiğimiz fizyolojik bu olay sonucunda nadiren de olsa bazı hastalarda retina yırtığı meydana gelebilir. Retina yırtığı çok önemlidir çünkü yırtık oluştuktan sonra sıvılaşmış vitreus yırtık içinden retina altına geçer, retinayı alttaki tabakadan kaldırır ve retina dekolmanı gelişir. Bu süreç herkeste olması olası iken retina yırtılması için risk oluşturan bazı durumlar söz konusudur.   Bunların en önemlisi retinanın çevresel bölgelerinde dejenerasyon adını verdiğimiz zayıf bölgelerin varlığıdır. Vitreus dekolmanı bu zayıf bölgelere kadar ilerlediğinde bu zayıf noktada retina yırtığı yapma riski fazladır. Bu nedenle vitreus ayrılması belirtisi olan şikayetler görüldüğünde hemen göz taramasına gelinmesi çok faydalıdır. Bu şikayetler bahsettiğimiz gibi görme alanımızda aniden beliren siyah noktalar, uçuşan sinek-kelebek gibi gölgelerin ortaya çıkmasıdır.   Önceden beri var olagelen ve vitreustaki kollajen liflerinin saydamlığını kaybetmesinden kaynaklanan tek tük iplikçikler veya siyah noktaların görülmesi ile karıştırılmamalıdır. Ancak bu görülen siyah noktalar birden artar ve kelebek-sinek uçuşması şeklinde ortaya çıkarsa bu vitreus ayrılmasının belirtisi olabilir. Retinadan ayrılmış vitreusun retina çevresine uyguladığı çekinti retina tarafından algılanır ve bu çekinti esnasında şimşek çakmasına benzer bir ışık parıltısı görülür. Şimşek çakması şeklinde ışık parıltısı uçuşmalardan daha önemli bir şikayettir. Hastalar ışık çakmasını sıklıkla gece karanlıkta veya aydınlık odadan karanlık odaya geçerken hissederler. Özellikle tüllenme veya göz önüne bulut gelmesi gibi yoğun uçuşmalar varlığında veya ışık çakması görülmesi durumunda derhal göz muayenesine gelinmelidir. Muayene sırasında retina çevresi mercekler ile taranır ve retinada yırtık olup olmadığı veya yırtık oluşması için risk oluşturan herhangi bir retina dejenerasyonu olup olmadığı incelenir.          Hastaların çoğunda herhangi bir sorun izlenmez ancak yırtık oluşumu için ciddi risk oluşturan çevresel retina dejenerasyonu saptanırsa lazer tedavisi önerilebilir. Bu lazer tedavisi bahsedilen retina dejenerasyonu alanının çevresine bariyer şeklinde yapılır ve yırtık oluşumu veya yırtık oluşur ise retina dekolmanına dönüşümü için bir önlem alınmış olur. Bu işlem retina dekolmanını önleme açısından bir garanti teşkil etmez, zira lazer uygulanmayan herhangi bir gölgeden de vitreusun çekintisine bağlı yırtık oluşma ihtimali vardır; ancak risk önemli oranda azaltılır.     Bazı hastalar bu şikayetlerin hiçbirini görmeyebilir ve retinasında yırtık oluştuğunu da fark etmez. Bu hastalarda retina yırtığı retina dekolmanına ilerler. Çevresel alandan başlayan retina dekolmanı görme alanının bir kısmının görülememesi şeklinde fark edilebilir. Birçok hasta bunu da fark etmez ve retina ayrılması sarı nokta bölgesine geldiğinde merkezi görmesi kaybolmaya başlayınca sorun olduğunu anlar.     Retina dekolmanı yukarda bahsedilen mekanizmalar ile herkeste olma olasılığı söz konusudur. Bununla birlikte bazı kimseler daha fazla risk altındadır. Özellikle çevresel retinasında predispozan retina dejenerasyonu olanlarda risk daha fazladır. Yüksek miyoplarda bu hem dejenerasyonlar daha fazla görüldüğü için hem de başkalarına göre daha erken yaşlarda vitreus dekolmanı geliştirdikleri için özellikle riskli gruptadırlar. Bu yüzden yüksek miyop hastaların gözlük muayeneleri ile birlikte özellikle 40 yaşından sonra yıllık retina muayenesi olması da gerekir. Katarakt ameliyatı olmuş normal bireylerde yine eskisine göre risk artmaktadır. Katarakt ameliyatından sonra yukarda bahsedilen şikayetler ani olarak ortaya çıkılırsa acil retina muayenesi ihmal edilmemelidir. Bu hastalarda yine yıllık olarak retina muayenesi uygun olur. Önemli bir risk faktörü de göz travmalarıdır. Göze gelen künt darbelerden sonra gözde direkt herhangi bir hasar oluşmamış olsa bile çevresel retina muayenesi olunmalıdır.     Retina dekolmanı geliştikten sonra tek tedavi yöntemi cerrahidir. Oluşan retina dekolmanının gözün neresinde oluştuğu dikkate alınarak farklı cerrahi yöntemler uygulanır. Birçok faktör göz önüne alınarak hangi yöntemin uygun olduğuna karar verilir.     Bu yöntemler arasında yer göze gaz vererek baş pozisyonu verdirilmesi ve sonrasında retinal lazer yapılması özellikle gözün üst yarı retina yırtığına bağlı dekolmanlarda uygulanma şansı vardır. Zamanında gelmiş ve ilerlememiş uygun vakalarda uygulanabilir ve başarısız olsa dahi ameliyat başarısına olumsuz bir etkisi olmaz. Bu yöntemin başarılı olması için hastanın istenen baş pozisyonun uyum göstermesi çok önemlidir. Gaz uygulaması ile retina dekolmanı yatışırsa yırtık çevresine lazer yapılarak tedavi tamamlanır. Ameliyat seçenekleri arasında başka bir yöntem göz dışı yöntemler ile lokalize yırtık bölgesinin veya çevresel olarak 360 derece çökertme ameliyatıdır. Bu yöntemde ya sadece yırtık bölgesinde gözün dışında bir silikon parçası ile gözde çökertme uygulanır veya gözün dışından silikon bir bant yerleştirilerek çepeçevre çökertme uygulanır. Bu yöntemler ile başarı sağlanırsa göz içi cerrahisine gerek kalmaz. Bu yöntem başarısız olursa yine göz içi cerrahisine zararı olmaz aksine katkısı olabilir. Yalnız bu yöntemde başarı sağlanırsa hastanın gözlük numarası değişir. Her hasta bu yöntem için uygun değildir.     Bu yöntemin uygun olmadığı vakalarda ise vitrektomi adını verdiğimiz göz içi ameliyat yöntemi ile göz içi vitreus maddesi tamamen temizlenir, retina yatıştırılır ve göz içine silikon veya gaz maddelerinden uygun olan verilir. Gaz verildiğinde gözden gaz çekilene kadar en azında orta seviyenin üstüne çıkana kadar merkez görüş engellenir ve gaz yarıdan fazla çekildikten sonra merkezi görme ortaya çıkar. Silikon verildiğinde ise silikon görmeyi bozmaz hasta ameliyat sonrası görmeye başlayabilir ve geçici bir gözlük numarası ile daha net görebilir. Silikon belli bir süre sonra gözden geri alınır. Göz içi ameliyatından sonra hekimin önereceği bir süre yüz üstü veya istenen yönde bir baş pozisyonuna uymak önemlidir. Bu yöntemde dikiş atılmasına gerek kalmayacak kadar küçük kesi yerinden geçen aletlerle ameliyat yapılır, ancak önlem olarak göze giriş yerlerine birer adet dikiş atılabilir.     Ameliyat sonrası görme kazanımı birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörlerden en önemlisi dekolman gelişiminden sonra ameliyata kadar geçen süre ve dekolman büyüklüğü, yırtıkların sayısı sarı nokta bölgesinin tutulup tutulmadığıdır. Sarı nokta bölgesi kalkmadan ameliyat olunması görme kazanımı için önemlidir. Geciken olgularda retina tabakası kalınlaşmakta, büzüşmekte birbirine yapışmakta ve bu yüzden ameliyatı daha ağır geçmektedir. Tekrarlanan ameliyatlar gerekebilmektedir. Bu ameliyatlarda sonra göz hekiminin yakın takibinde olmak önemlidir.