İşte Bu Doktor İndir
      Son yıllarda görünür olmaya dair gösterdikleri çaba engellense de, toplumda cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinselliğe dair insanların kendilerini daha çok ifade etme ve görünür olma ihtiyacı belirginleşmekte. Klinik alanda çalışan bir psikolog olarak konunun sosyolojik ve politik boyutundan ziyade, psikolojik boyutlarını ele alacağım bu yazıda, umarım konuya ilgi duyan kişilere katkıda bulunabilirim.       LGBT+ baş harfleri heteronormatif ikili cinsel kimlik ve yönelim kalıplarının dışında var olan tüm cinsel yönelim ve kimlikleri ifade etmek için oluşturulmuş bir şemsiye kavram. Bu bireylerin kendilerini ifade etmek için yıllardır süren mücadelelerini temsil eden ‘Onur Yürüyüşü’ geleneği ve tüm renkleri barındıran bir gök kuşağı bayrağı bulunuyor. Yıllardır dünya genelinde politik, dini ve toplumsal engellemelere maruz kalınsa da bu mücadele, tüm LGBT+ bireylerin onurlarını korumak ve var olduklarını göstermek için büyük bir çaba ile sürmekte. Son yıllarda gelişmiş toplumlarda LGBT+ bireylere uygulanan ayrımcılık ve homofobi ile mücadele belirli bir noktaya taşınmış olsa da hala bireysel düzeyde de toplumsal düzeyde de ayrımcılık ve nefret gözlemlenebiliyor. Heteronormatif toplumlarda ise ayrımcılık ve nefretin dozu daha yüksek düzeyde.         Heteronormatif düzen nedir diye sorarsanız, cinsiyeti sadece ‘kadın’ ve ‘erkek’ ikiliğine, cinsel yönelim ve arzunun da sadece kadından erkeğe ve erkekten kadına olacak şekilde kabul eden, farklı cinsel kimlik ve yönelimleri kabul etmeyen bir algı sistemidir diyebiliriz. Bu ikili sistem sadece ‘siyah’ ve ‘beyaz’ a yer vermek gibidir. Farklılıkları, farklı renkleri kabul etmez. Hatta renkleri bir tehdit gibi görür ve yok etmeye çalışır. Bu katı düşünme sisteminin doğurduğu nefretin kurbanı olan birçok LGBT+ birey olmuş ve olmaktadır. Ancak hayat da doğa da insan da siyah ve beyaz bir ikilikle açıklanabilecek kadar keskin ve basit değildir. Renkler vardır. Kendi renklerini soldurmuş insanlar bunu anlayamasa da renkler hayata anlam katandır.