PSORİAZİS YANİ SEDEF HASTALIĞI
Psöriasis yani sedef hastalığı; kronik, inflamatuar bir hastalıktır ve ağırlıklı olarak deri ve eklemleri tutar. Hastalığın şiddeti hafiften şiddetliye değişebilmektedir. Karakteristik lezyonları, keskin sınırlı tabanı kızarık, üzeri gümüş beyazı renkli pullar ile kaplıdır. En sık, diz- dirsekler gibi travmaya yatkın bölgeleri tutar. Ayrıca; saçlı deri, tırnak, genital bölgeler ve diğer vücut yüzeylerini de etkileyebilir.
Dünya genelinde yaygınlığı net bilinmemekle birlikte genel popülasyonun yaklaşık %1-3'ünü etkilediği tahmin edilmektedir. Tabi ki, demografik bölge, yaş ve genetik faktörlere bağlı olarak da değişkenlik göstermektedir. Yapılan birçok çalışmaya göre, sedef hastalığının şiddeti ile metabolik sendrom, kalpdamar hastalığı ve obezite gibi bazı hastalıklar arasında bir ilişki olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, sedef hastalığı sadece deri veya eklemleri etkileyen bir hastalık değil, aynı zamanda tüm vücut sistemlerini etkileyebilen bir hastalıktır ve tedavi edilmesi gerekmektedir.
Sedef hastalığının deri tutulum alanları şekilde görüldüğü gibidir. Fakat; saçlı deri, göbek, tırnak, perianal bölge ve gluteal kıvrımda gözlenen lezyonlar hastalar tarafından gözden kaçar ki bu alanlar sedef eklem tutulumu için bize risk sinyali veren alanlardır.
Hastaların çoğunda, önce deri semptomları gelişir; bununla birlikte, bazı hastalarda cilt ve eklem semptomları aynı anda ortaya çıkar ve % 10–15'te eklem tutulumu daha önce görülür.
Sedef Hastalığı Genetiği: sedef hastalığı genetik yönü olan bir hastalıktır. Bu nedenle yatkın bireylerde (enfeksiyon, gebelik, kalsiyum düşüklüğü, başka hastalıklar için kullanılan ilaçlar gibi) bazı tetikleyici nedenlerle ortaya çıkabilir.
Anne ve babanın her ikisinde sedef varsa çocukta sedef gelişme riski %41, sadece bir ebeveynde sedef varsa çocukta bu risk %14, kardeşte sedef varsa risk %6’dır.> %3,8
Sedef hastalığı bulaşıcı bir hastalık mıdır?
Sedef hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Poligenik bir hastalıktır.
Sedef hastalığının şiddetini arttıran faktörler?
Enfeksiyonlar, D vitamini ve kalsiyum düşüklüğü, gebelik gibi endokrin bozukluklar, kullanılan birtakım ilaçlar, psikojenik stres, obesite, artmış alkol ve sigara kullanımı sedef hastalığını arttıran faktörlerdendir.
Sedef hastaları hangi şikayetleri olduğunda eklem tutulumu olduğunu düşünmelidir?
Sedef hastalarının %80'inde tırnak tutulumu, %30'unda eklem tutulumu görülmektedir. Deri-eklem arası süre 7-10 yıl, tırnak-eklem arası süre 1-2 yıldır.
Bu nedenle, bilinen bir sedef öyküsü olmasa bile, Sedef artritli yani Sedef romatizmalı hastaların yaklaşık %15'inde fizik muayenede sedef cilt lezyonları gözlenir.
Eklem şikayetleri…
Sedef romatizmalı hastalarda kesin hastalık tanısı konulmadan yıllar önce belli bir hastalığa işaret etmeyen ( biz hekimler non spesifik diyoruz) eklem şikayetleri başlamaktadır, bu süre 6 yıl önceye kadar gidebilir.
Bu hastaların bu dönemlerde herhangi bir eklem tutulumuna dair tipik bulguları olmayabilir.
Bu nedenle özellikle eklem ağrısı olan, sabah tutukluğu, yorgunluk veya topuk ağrısı tarifleyen hastalar kontrole çağrılmalıdır.
Sabah katılığı veya tutukluğu nedir? Nasıl anlayabiliriz?
Bunun için Doğru sorunun sorulması yeterli!
Sabah kaçta kalkarsınız?
Sabahları hareketlerinizin daha rahat veya en iyi olması saat kaçta olur?( Bu süre sabah tutukluğunun ne kadar sürdüğünü gösterir )
TIRNAK TUTULUMU
Tırnak yatağı değişiklikleri Sedef romatizmalı hastalarda daha sık rastlanır (%60-80). Sedef hastalarında %20-40’ında tırnak tutulur.
Tırnakta ne gibi değişiklikler olur?
Tırnak plağında çukurlaşma (pitting yani yüksük tırnak).
Tırnak kalınlaşması, bombelenmesi ve parçalanması.
Distal veya lateral tırnak plağının, tırnak yatağından ayrılması (onikoliz).
Tırnağın altında turuncu-sarı alan (yağ lekeleri) oluşumu.
Tırnağın altında keratinöz materyal oluşumu (hiperkeratoz).
Sedef Hatalığının Vücuda Etkileri Nelerdir?
Son yıllarda Sedef hastalığının vücuda olan etkilerinin bildiğimiz deri, eklem ve tırnak tutulumundan ibaret olmadığı kalp-damar hastalıkları, obesite, metabolik sendrom, insülin direnci ve diyabet gibi birtakım hastalıkları da beraberinde getirdiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
Peki bu olumsuz etkiler nasıl oluyor birlikte bakalım…
Hareketsiz yaşam, fast food gıdaların aşırı tüketimi gibi birçok nedenden dolayı aslında dünya fazla kilolu veya obez olmaya doğru gidiyor. Özellikle orta ve şiddetli Sedef hastalarında, deri lezyonlarından dolayı her bireyin yapabileceği rutin aktivitelerden kaçınma ve sosyal anlamda toplumdan çekilmesine neden olur. Deri lezyonlarının görünürlüğü veya kepeklerinin dökülmesi bazı ortamlardan soyutlanmasını da beraberinde getirir.
Yani; özetle vücuttaki sedef lezyonlarının tutulumu kadar şiddetli psikososyal etkilenme görülebilmektedir.
Dışlanmış bireyler, kendini soyutlar ve tercih ettikleri sedanter yaşam tarzı nedeniyle bir kısır döngüye girer ve obeziteye daha yatkın hale gelir. Daha sonra yapılan araştırmalar şunu ortaya koydu ki; Aslında sedef hastaları sadece obeziteye değil, hastalıklara da daha yatkındır.