İşte Bu Doktor İndir
Konuya, “Büyük Patlama – The Big Bang” ile başlamasam da insanlık tarihinin en eski bilimlerinden biri olan psikoloji ile konumuza başlayacağım. 1800’lü yıllarda psikolojinin felsefeden ayrılmasıyla insanlar, psikoloji hakkında daha fazla konuşmaya başladı. 1879 yılında, Almanya'nın Leipzig şehrinde, Wilhelm Wundt tarafından kurulan ilk psikolojik araştırma laboratuvarı, birçok insanın bu konuda aydınlanmasına ortam sağlamıştı. Ortaçağ mantığıyla yaşayan insanlar, artık psikolojik iyi oluşunu sağlayamayan bireylerin, cadı ya da şeytan olmadığına kanaat getirmeye başlamıştı. Eğer siz de eşinizin bir cadı ya da şeytan olduğunu düşünüyorsanız yazının geri kalanını okumanızı tavsiye ederim. Türk Dil Kurumu verilerine göre “ruhbilimsel ve “ruhsal” anlamına gelen “psikolojik” kelimesi, “iyi oluş” sözcük öbeğiyle birlikte kullanıldığında ruhsal anlamdaki refaha işaret etmektedir. Bahsi geçen bu refah seviyesi, insanların etraflıca araştırmalar yapmasına sebep olmuştur. Ryff (1989), geniş kapsamlı incelemeler doğrultusunda altı boyutlu bir psikolojik iyi oluş modeli önermişti. Tablo 1. Ryff’ın Psikolojik İyi Oluş Modeli Ryff’ın önerdiği tüm bu boyutlar, insanların psikolojik iyi oluşunu sağlama açısından büyük önem teşkil etmektedir. Öyle ki yukarıda bulunan 6 boyutun herhangi birinde sorun yaşayan bireyler, ciddi problemlerle karşı karşıya kalabilmektedir. Sigmund Freud, “Bilinçaltı” adlı kitabında (2017, Çeviri: A. N. Yılmaz) psikolojik iyi oluşun psikanaliz ile anlaşacağını savunur ve sürecin zorluğuna şu sözleriyle değinir: “Psikanalizin tarihçesi, katartik ön dönem sayılmazsa iki döneme ayrılır. Bunlardan birincisi, benim yalnız olup bütün işi tek başıma yürütmeye çalıştığım dönemdir ve 1905’ten 1907’e kadar bir süreyi kapsar. İkinci dönemde ise bu dönemin başından şimdiye kadar, öğrenci ve çalışma arkadaşlarımın psikanalize katkılarının gittikçe daha büyük bir önem kazandığı görülür; dolayısıyla, çektiğim ağır hastalığın, ölümümün yaklaştığını haber verdiği şu an, bir iç huzuruyla psikanaliz çalışmalarımın sona erişini düşünebilmekteyim.” Freud, yıllarını verdiği psikanalizin önemini sıklıkla vurgular ve psikolojik iyi oluşun sırrının psikanalizde saklı olduğunu ileri sürer. Evlilik sürecinde eşler, kolaya kaçarak birbirlerine “cadı” ya da “şeytan” diye hitap ettiklerinde aslında bir nevi Freud’un fikirlerine ve kuramlarına saygısızlık etmiş olurlar. Çünkü bu etiketler, bir çeşit kolaya kaçma yöntemidir; zorlu ve doğru olan ise psikanalizdir. Psikanaliz, oldukça geniş çaplı bir çalışma alanıdır ve birçok danışman tarafından farklı şekilde yürütülmektedir. Khajeh ve arkadaşları (2014) evlilik doyumunu, evliliğin algılanan yararlarını ve maliyetlerini belirli bir kişiye yansıtan zihinsel bir durum olarak açıklamaktadır. Baumeister (2007) ise bu konu üzerine farklı sosyolojik etkilere de değinir. Baumeister’e göre evlilikteki bir partner, diğer partnere fazla sorumluluk yüklediğinde baskı altına giren partner, evlilikten daha az doyum sağlar. Benzer şekilde, algılanan faydalar ne kadar yoğunsa evlilik doyumu da bir o kadar sağlanır. Bu iki farklı bakış açısı kafaları karıştırsa da çıktıkları kapı, yine evlilik doyumudur. Sosyolojik etkisinde özellikle toplumsal cinsiyet rollerine bağlı olarak kadınların evlilik içerisinde de belirli kalıplara sokulması, evlilik doyumunu olumsuz etkileyebilmektedir. Bunun yanı sıra hem erkekte hem kadında psikolojik iyi oluş düzeylerine göre evlilik doyumunda farklılaşmalar söz konusu olabilmektedir. Konu ile ilgili olarak yazdığım “psikolojik iyi oluş ile evlilik doyumu arasındaki ilişki” adlı yüksek lisans tezimde, evli bireylerin oluşturduğu 22 ila 77 yaş aralığında olan 100 katılımcıdan oluşan bir gruba, sosyodemografik veri formunun yanı sıra Evlilik Doyum Ölçeği, Evli Kadınlar ve Erkekler İçin Psikolojik İyi Oluş Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri sundum. Elde ettiğim bulguları, literatür taramasıyla desteklediğimde şu sonuçlara ulaştım: * Psikolojik iyi oluş, mutluluk ya da memnuniyet gibi olumlu zihinsel durumları ifade eden bir terimdir. * Evlilik doyumu, evliliğin algılanan yararlarını ve sonuçlarını belirli bir kişiye yansıtan zihinsel bir durumdur. * Psikolojik iyi oluşu olumlu olan bireylerin evlilik doyumu sağlanmaktadır. * Evlilik doyumu, evlilik süresine göre değişmektedir. * Evlilik doyumu, gelir düzeyine göre değişmektedir ve düşük gelir, evlilik doyumu için tehlike teşkil etmektedir. * Evlilik doyumu, cinsiyetlere göre farklılık göstermektedir. Çünkü geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri, kadınlara daha fazla sorumluluk yüklediği için evlilik doyumu kadınlarda daha düşük seviyelerdedir. Yazımın sonuna gelirken sizlere bazı tavsiyeler vermekten mutluluk duyarım. Sevgili okurlar, lütfen eşlerinize bazı toplumsal etiketleri layık görmeden önce, onları bu duruma iten sebepleri bulmaya çalışın. Bu sebepler her zaman psikolojik olmayabilir, bazı durumlarda sosyolojik etkilerin de ev içine kadar girdiği görülebilir. Her iki durumda da atılacak adım bellidir: Uzman desteği. Eğer sizlere evlilik doyumunuzu yükseltmeniz için yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Dostlukla kalmanız ümidiyle…