İşte Bu Doktor İndir
Yaşadığımız zorluklar bazen bireysel bazen toplumsal olarak zorlanabiliyoruz. Toplum olarak, doğal afet, kaza veya savaş gibi travmatik olaylarla karşılaşabiliyoruz. Bazen de kişisel zorlanmalarımız veya deneyimlerimiz bizi kötü etkiliyor. Travmatik olmasa bile günlük stresörler sinir sistemimizi, düşünce yapımızı ve ruh halimizi olumsuz yönde etkiliyor. Psikolojik olarak dayanamadığımızı ve bu yüklerin altından kalkamadığımızı hissettiğimiz anlar da oluyor elbette. Hiç kaldıramıyorum bunları, baş edemeyeceğim diye düşündüğümüzde bazı durumlardan ve bunlarla yüzleşmekten kaçınabiliyoruz. Bazen de olumsuz bir gelişme veya sorun olduğunda hemen çözmeye yöneliyoruz. Çözüm yolları arıyoruz tıkandığımızda pes etmeden alternatifler üretiyoruz. Bu aradaki fark nereden kaynaklanıyor? Psikolojik olarak dayanıklı olmadığımız için mi sürekli zorlandığımızı ve sıkıştığımızı düşünüyoruz? Psikoloji alanında birçok araştırmaya konu olan psikolojik dayanıklılık hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ve çeşitli zorluklar yaşayan insanlarla gerçekleştirilmiştir. Bu konuda önemli bir araştırma olan Kauai Araştırması'nda 689 çocuk doğumlarından yetişkinlik dönemine kadar gözlemleniyor. Yoksulluk ve şiddet gibi olumsuz faktörlere maruz kalan bazı çocukların psikolojik bozukluk geliştirebildiği görülüyor. Ancak, katılan çocukların üçte birinin meslek sahibi olduğu, psikolojik sorunlar yaşamadığı, ev, iş ve okul hayatlarında çok fazla zorlanmadıkları görülüyor. Böylelikle, psikolojik dayanıklılığın gelişiminde etkili olan faktörlerin araştırılması önem kazanıyor. Araştırmalarda, bir kişinin psikolojik olarak doğup doğmadığını belirlemek odak noktası olmuştur. Karakter olarak dayanıklı değilim diyenlere sıkça rastlanmaktadır. Ancak, psikolojik dayanıklılığın sabit bir karakter özelliği olmadığı, geliştirilebilir kişisel bir beceri olduğu görülmüştür. Ve bir zorlanmaya maruz kalmadan psikolojik olarak dayanıklı olunamayacağı bilinmektedir. Zorluğa uyumlanabilme, kişisel kaynakları kullanma, dayanıklı ve güçlü olduğumuz yönlerimizi bilme ile mümkündür. Yetenekli olduğumuzu düşündüğümüz örneğin bir hobi veya ev işini düşünün. Aksilikler yemek pişirirken de başımıza gelir, öyle olduğunda çözüm aramaya çalışırız. Yanan bir yemeği kurtarmak, gitar çalarken yanlık notalara bakmak veya ödevlerde yanlışlık yapmak. Başımıza gelen zorlanma o an için çok önemli gelmeyebilir, çünkü nasıl çözeceğimize dair bazı fikirlerimiz vardır. İş yerinde patronumuzla veya müdürümüzle yaşadığımız zorlanma da bir noktada bu aksiliklere benzerdir. Çözüm her zaman kolay değildir ama diğer güçlükleri çözme şeklimize yakından bakıp başka olaylara uyarlayabiliriz. Psikolojik dayanıklılık becerisi tam da bu gibi durumlarda denenerek gelişebilir.