Prostat biyopsisi
Prostatta kötü huylu bir lezyon yani kanser olup olmadığını saptamanın kesin yolu prostat biyopsisidir. Biyopsi kararı PSA, parmakla makattan prostat muayenesi, prostat büyüklüğü, hastanın yaşı ve diğer risk faktörlerini göz önünde bulundurarak verilir. PSA değeri çoğu zaman biyopsi kararı vermek için tek başına yeterli değildir. Örneğin 85 yaşında bir hastanın PSA değerinden ziyade ortalama yaşam beklentisi dikkate alınmalıdır. Genellikle ortalama yaşam beklentisi 10 yılın altında olan ya da 75 yaşından büyük erkeklerde PSA testi yapılması önerilmemektedir. Çünkü bu kişilerde prostat kanserinin kendisinin ve kanser nedeniyle uygulanacak tedavilerin yan etkilerinin hastanın ömrünü kısaltma riski arasında çok fark yoktur. Öte yandan kanser gelişmemiş olsa da büyük bir prostatı olan hastanın PSA değeri iyi huylu büyümeye bağlı yüksek olacaktır.
Günümüzde prostat biyopsisi öncesi şüpheli vakalarda multiparametrik prostat MR’ı da yaygın olarak kullanılmaktadır. Prostat MR’ı organ içindeki şüpheli alanları 1 ile 5 arasında bir puan vererek skorlamaktadır (PIRADS). 1 ve 2 puan alan hastalarda tedavi edilmesi gereken prostat kanseri saptanma ihtimali çok düşükken 4 ve 5 puanda yüksektir. PIRADS 1 ve 2 lezyonlar biyopsi yapılmadan takip edilir. Oysa PIRADS 4 ve 5 lezyonlara mutlaka biyopsi yapılması gerekir. Arada kalan PIRADS 3 lezyonlarda her hasta özelinde karar vermek gerekmektedir.
Eskiden prostat biyopsileri makattan bir prob yerleştirilmesi ile ultrason yardımıyla yapılırdı (transrektal iğne biyopsisi). Ultrasonda prostat kanseri şüphesi olan lezyonlar MR’da olduğu gibi görülemez. Dolayısıyla bu eski teknikte prostatın her bölgesinden sistematik olarak iğne biyopsileri alınırdı. Günümüzde ise gelişen MR teknolojileri sayesinde prostat kanseri şüpheli lezyonlar görülebilmekte ve direkt olarak bu lezyondan parçalar alınarak daha isabetli tanılar konulabilmektedir.
Multiparametrik prostat MR’ı her MR cihazı ile çekilememektedir. Uygun MR cihazına erişilemeyen durumlarda ya da kapalı alan fobisi olan hastaların kapalı MR cihazlarına girememesi halinde biyopsi eski teknikle (transrektal iğne biyopsisi) de yapılabilir.
İlk prostat biyopsisi negatif olan erkeklerde hala prostat kanseri riski vardır ve ilk biyopsi yüksek dereceli prostatik intraepitelyal neoplazi gösterirse ya da parmakla makattan prostat muayenesinde anormallik saptanmışsa risk biraz daha yüksektir. Bu hastalara yeniden biyopsi yapılması gerekebilir. İlk biyopsisi negatif saptanan bu hastalarda ikinci biyopsinin prostat MR füzyon biyopsisi tekniği ile yapılması önemlidir.
Prostat biyopsisi ile prostat kanseri tanısı konulduktan sonra hastalığın evrelenmesine geçilir. Prostat kanseri evrelenmesi ile ilgili detaylı bilgiler için Prostat kanseri tanı ve evrelenmesi adlı makaleyi okuyabilirsiniz.