Yaşamda karşımıza çıkan zorluklarla baş edebilmek,”umut” kelimesini hissederek kullanabilmek ve yaşamımıza yansıtabilmek burada yapılabilecek en önemli şeydir. Hissetmeden yaşama karşı bakış açımızı tam anlamıyla değiştirmeden kuru bir çabayla gerçekleştirilen olumlu düşünme pratikleri bazen çok daha yorgun düşmemize sebep olabilir.
Zihnimize gelen olumsuz düşüncelerle savaşmak bizi daha çok düşürür.Bu düşüncelerle savaşmak yerine onları anlamaya çalışmak, nedenlerini bilmek ve bunları kabul etmek öncelikli olandır.Bu nedenle öncelikle içimizde bastırmaktan vazgeçmeliyiz.Bastırmak ile bahsettiğimiz şey yok saymak ve yüzleşmekten kaçmaktır. Var olan bir olayı,durumu ya da düşünceyi görmezden gelme çabasında olmaktır.
Stresi, fikirleri, sorunları,düşünceleri ve hatta bazen mutluluk duyacağımız tüm şeyleri.. Sorunları içimizde bastırmaya devam ettiğimiz de vücudumuz belki son bir çağrı yapar bize..
“Kafanın içindekilere tekrar bak ve kendini iyice gör” demenin acil durum çağrısı..
Köprüden önceki son çıkış gibi..
Böyle bir durumla karşılaştığınızda, yaşadığınız yoğun duygusal haller önüne geçilemezse vücudumuzda hastalık başlar.Vücut önce kendi iç mekanizmaları ile başlar savaşmaya.. Ancak çaresiz kaldığında verebileceği kadar çok sinyali vücut aracılığıyla bize ulaştırır.O ana kadar herşeyin yolunda gittiğini düşünürken “şimdi bu da nereden çıktı “diye düşünürüz.. Ancak gözden kaçırdığımız bir şey var ki hastalık o an çıkmamıştır.
Sorunun kaynağı çok gerilerde saklıdır.
Stresin başlangıcı olan yerde hastalık filizlenmeye başlamıştır. Bu nedenle ilk yapmamız gereken şey hastalığın ne zaman başladığını bulabilmektir. “Stresin başladığı sıralarda hayatımızda neler oluyordu? Düşüncesini gözden geçirmekte etkili yollardan biridir. Duygusal anlamda hissettiğimiz derin duygulara bakmalıyız.Hiç bir şekilde hastalığın başladığı yıllarda neler hissettiğimizi bulamıyorsak son 1 yılı incelemeliyiz. Hastalık başlamadan önce hayatımızda neler oluyordu? Bu soruları kendimize sorduğumuzda hala duruma öfkeliysek vücudumuz gergin konuma geçer.
Belki de o günlerde başlayan alerji hastalığımız bugün hala devam ediyordur.
Unutmayın, ifade edemediğimiz her duygu ve düşünce bedenimize hapsolur..
Bu yüzden duygularımızı farkederek ihtiyaçlarımızı belirlemek bizi geri dönüşü zor olan hastalıkların pençesinden kurtarır..
Ruhunuzu, Zihninizi ve Bedeninizi sevin, değer verin…