Postpartum Depresyonu
Doğum sonrası depresyonu veya lohusa sendromu olarak da bilinmektedir. Sıklığı %7 -%20 olarak bildirilmektedir. Belirtiler sıklıkla ilk üç ay içerisinde ortaya çıkmaktadır. En fazla 1 yıl kadar sürmektedir. Annenin bebeğe karşı hostil duyguları gözlemlenmektedir. Bebeğine bakım vermekte zorlanmalar ve intihar düşüncelerine kadar gidebilen durumlar söz konusu olabilmektedir. Doğum sonrasında gelişen vücudunda yaşanan fiziksel ve duygusal değişimler, bebek sahibi olmasıyla birlikte artan sorumluluk, biyolojik ve hormonal değişimler, toplumsal baskılar gibi birçok faktöre bağlı olarak gelişebilmektedir. Şiddetli ve uzun süren olumsuz duygulara neden olan bir sağlık sorunudur.
Postpartum Depresyonu Açısından Başlıca Risk Grupları;
- Daha önce psikiyatrik bir tanı aldıysanız özellikle depresyon tanısı aldıysanız,
- Ailede depresyon tanısı ve geçmişi bulunması,
- Travmatik bir hamilelik ve doğum süreci geçirdiyseniz,
- Partnerinizle ile sorunlar yaşıyorsanız,
- Sosyal destek yapısından mahrum kaldıysanız,
- Evliliğe ve aile yapısına ilişkin sorunlar,
- Planlanmamış gebeklikler,
- Ölüm ve ayrılık gibi beklenmedik yaşam olayları deneyimlenmesi,
- Yüksek riskli ve kayıpla sonuçlanmış gebelik deneyimleri olan bireyler,
- Tiroid ve hormonal bozukluklara sahip bireyler,
- Bebeğe ilişkin anomalilerin varlığı,
Bebek Açısından Postpartum Depresyonunun Etkisi ;
Postpartum Depresyonu bebeğin erken dönem yaşantısı açısından zedeleyici deneyimlere ve yıkıcı etkileri olabilmesi nedeniyle bebeğin ruhsal gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Bebeğin 0-2 yaşta anne ile kuracağı bağlanma ilişkisini ve bebeğin ruh sağlığı üzerinde doğrudan kalıcı ve olumsuz etkileri olabilmektedir. Bebeğin temel güven duygusunda problemler gelişebilir. Bağlanma bozukluklarına sebebiyet verebilir. Bu yolla bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimi de sekteye uğrayabilmektedir. Aynı zamanda postpartum depresyonun annede bırakabileceği izleri ve etkileri sebebiyle bir uzman desteği alınmasının hem annenin hem de bebeğin ruhsal gelişimi açısından önem arz etmektedir.
Belirtileri;
- Çökkün ruh hali, mutsuzluk ve üzgün hissetme,
- Yetersizlik, çaresizlik ve bıkkınlık hissi,
- Duygu durumda aşırı dalgalanmalar,
- Aşırı ağlama veya ağlayamama,
- Yeme ve uyku sorunları,
- Bebekle bağ kurmada zorlanma,
- Gerginlik ve stresli hissetme,
- Aşırı yorgunluk ve enerji azlığı,
- Asabiyet ve öfke patlamaları,
- Endişe ve panik ataklar,
- İyi anne olamama korkusu,
- Günlük işlevsellikte azalmalar,
- Cinsel ilişkiden soğuma,
- Kendine ve bebeğine zarar verme düşünceleri,
Farkındalık Kazanmak & Yapılabilecekler:
Doğumdan sonraki zaman diliminde her birey süreç açısından farklı zorlanmalar hissedebilir.
Anneye destek veren kişilerin dönemin zorluklarının farkında olan ve annenin duygularına eşlik edebilen yakınları olmalıdır.
Annenin hissettiklerine kulak verilmeli ve duygularını ifade etmesine fırsat tanınmalıdır.
Emzirme konusunda zorlanmaları yakın aile bireyleri tarafından örseleyici konuşmalarla anne zedelenmemeli. Anneye emzirme konusunda zorlanmaların normalliği konusunda destek sağlanmalı.
Annenin ruhsal değişimlerine, duygu ve ihtiyaçlarına anlayışlı olunmalı.
Alınan profesyonel destek sadece anneye yönelik değil yakın aile sisteminin içerisinde olan bireylerle birlikte aile sistemini etkileyici bir uzman desteği alınması süreci daha yararlı yönde etkileyecektir.