Pandemi toplu yaşamı tehdit eden ve çok sayıda insanın hastalığa yakalandığı ve ölümlerin yaşandığı evrensel bir travma sürecidir. Salgın hastalıklar ve pandemi insan tarihinden bugüne kadar çeşitli aralıklarla ortaya çıkmış ve insan yaşamı üzerinde şekillendirici bir etkiye sahip olmuştur. Salgın hastalıklar çoğunlukla mikrop ve virüs gibi gözle görünmeyecek kadar küçük canlılar tarafından bulaştığı için insanlarda ayrıca bir korkuya neden olmaktadır. Yakın tarihte Kuş Gribi, Domuz Gribi ve AIDS gibi çeşitli salgın hastalıklar ortaya çıkmış ve toplumsal olarak bir kaygı yaratmıştır. 2019 yılından itibaren günümüze kadar ise insan yaşamı COVİD-19 salgınıyla karşı karşıyadır. Salgın hastalığın başlamasından bu yana yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen günümüz teknolojisi ve bilimi salgına karşı tam çözüm üretememiştir. Bununla beraber 21.yüzyıl insan yaşamında özellikle sosyal anlamda çeşitli değişimler ortaya çıkmıştır. Sosyal mesafe kuralı, yüz maskeleri, el dezenfektanları ve toplumsal yaşamın sınırlandırılması gibi çeşitli önlemler alınmıştır. Bu önlemlerden biri ise okullardaki yüzyüze eğitimin çevrimiçi ortama taşınmasıdır. Türkiye’de ise ilk COVİD-19 virüsünün tespit edilmesinin hemen ardından eğitime 3 hafta ara verilmiş ve çevrimiçi eğitime geçilmiştir. Yüzyüze eğitime verilen ara beklenenden daha uzun sürmüş ve ancak tüm okul kademelerinin yeniden yüzyüze eğitime tekrar başlaması 2021 yılının Eylül ayını bulmuştur.
Milyonlarca öğrencinin pandemi gibi travmatize etkisi olabilecek bir dönemden sonra tekrar okula dönmesi beraberinde belli başlı okula uyum sorunları ortaya çıkarabilmektedir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin bulgularına göre çocuk ve gençlerin pandemi döneminde karşılaşmış olduğu belli başlı zorluklar genel olarak şu konularla ilişkilidir:
Sosyal yaşam rutinlerinden uzaklaşmak (okula gitmek, arkadaşlarla buluşmak vb.).
Eğitim sürecindeki değişimler ve aksamalar (çevrimiçi eğitim, teknoloji ve internet erşimi).
Önemli aktiviteleri kaçırma (kutlamalar, mezuniyetler, tatil ve geziler).
Güvenlik alanının tehlikede olması (salgın hastalığın belirsizliği).
Zorlayıcı yaşam olayları ile karşı karşıya kalan çocuk ve gençler pandemi dönemindeki eğitim sürecinde; kaygı bozuklukları, uyku problemleri, daha öfkeli ve uyumsuz olma, hayal kırıklığı ve konsantrasyon zorluğu yaşayabilmektedirler. Okula yeniden dönüşün yaşandığı bu dönemde ise çocuk ve gençlerin duygusal ve bilişsel açıdan daha sağlıklı bir uyum sağlaması ve pandemi sürecini anlamlandırabilmeleri açısından aile üyelerinin, okul idarecilerinin, öğretmenlerin ve okul psikolojik danışmanlarının etkisi önem arz etmektedir. Çocuk ve gençlere yönelik esnek davranılması, problem çözme ve etkili başa çıkabilme stratejileri açısından rol model olunması okula yeniden uyumu kolaylaştırıcı etki yaratacaktır. Bu bağlamda çocuk ve gençlere karşı yetişkin bireylerin dikkat etmesi gereken sorumluluklar şu şekilde sıralanabilir:
Bilgi Edinmek: COVİD-19 salgınına karşı gerçekçi ve bilimsel bilgiyi edinmek ve öğrencilerle paylaşmak.
Dinlemek: Öğrencilerin kaygı ve korku hissettiği durumları etkin bir şekilde dinlemek.
İzin Vermek: Bir sosyal destek kaynağı olarak size rahat bir şekilde ulaşabilmelerine izin verin.
Normalize Etmek: Öğrencilerin pandemiye karşı hissettikleri kaygı, korku ve stres gibi duyguların normal ve anlaşılabilir olduğunu dile getirin.
Rol Model Olmak: Pandemiye karşı özenle kişisel tedbirlerinizi alarak öğrencilere örnek olun.
Ayrıca okula yeniden uyum konusunda her öğrencinin sınıf kademesine ve gelişim özelliğine yönelik hareket edilmesi oldukça önemlidir. Özellikle pandemi sürecinde çevrimiçi eğitim ile yeni okula başlayan öğrenciler ve kademe atlayan öğrencilere yönelik daha itinalı davranılması daha işlevsel olacaktır. Bu öğrencilerin okul hayatını öğrenebilmeleri ve okul kültürünü kazanabilmeleri için “İlkokula Uyum Çalışmaları”, “Ortaokula Uyum Çalışmaları” ve “Liseye Uyum Çalışmaları” gibi özel çalışma planları gerçekleştirilebilir.
İlköğretim ve ortaokul kademesinde öğrenim gören öğrencilerin kendilerini okul ortamında tehlikeden uzak ve güvende hissetmeleri uyum süreci üzerinde destekleyici olacaktır. Bu noktada okul içerisinde alınacak pandemi tedbirleri, herhangi bir sağlık sorununa yönelik okul içerisinde nereye başvurabileceği, okuldayken ailesinin durumu hakkında bilgi alabilmesi ve öğrencinin bireysel ihtiyaçlarını ve duygularını rahat bir şekilde ifade edebilmesi kendini daha güvende hissettirecektr.
Lise kademesinde öğrenim gören öğrenciler için ise özellikle sanal ortamdan uzaklaşarak yüzyüze eğitime geçiyor olmak özellikle teknoloji ve çevrimiçi yaşamdan da uzaklaşıyor olmak demektir. Ergenlik döneminde öğrencileri tehdit eden sosyal medya ve teknoloji bağımlılığı pandemi döneminde online eğitim ile daha belirgin tehdit unsuru haline gelmiştir. Bu noktada lise kademesinde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak “Bilinçli Teknoloji Kullanımı” ve “Sosyal Medya Bağımlılığı” gibi bilgilendirici çalışmalar gerçekleştirilebilir. Çevrimiçi eğitim ile sanal olarak derse katılım gösteren öğrencilerin dikkat ve konsantrasyon becerilerinde önemli ölçüde değişimler meydana gelmiştir. Yüzyüze eğitime geçilmesiyle birlikte özellikle öğrencilerin etkili bir şekilde ders takibi gerçekleştirebilmeleri adına dikkati geliştirici ve destekleyici çalışmalar sürdürülebilir.
Son olarak unutmayınız ki; çocuklarımızın bu dönem içerisinde göstermiş olduğu davranışlar anormal bir duruma karşı gösterilen normal tepkilerdir. Bu sebeple çocukların duygu, davranış ve düşünce üçgeninde dile getirmiş olduğu ifadeleri özenle dinlemeliyiz ve onlara yanında olduğumuzu belli etmeliyiz.