Pandemi ile birlikte artan kalp rahatsızlıkları ve damar hastalıklarını uzmanına sorduk. Hareketsiz bir hayatın getirdiği sorunları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yeni hastalıkları ve merak ettiklerimizi Kalp ve Damar Cerrahı Operatör Dr. Okan Coşkun yanıtladı.
Özel Haber ve Röportaj ümit Karaman
Yıllardır insanların zaman zaman es geçtiği, bazen ise geç kaldığı ve her hastalık gibi sağlığımız açısından her zaman önemini koruyan hastalıkların başında kalp ve damar hastalıkları gelmektedir. Gerek beslenme bozukluğundan kaynaklanan gerekse genetik olarak halk arasında ifade edilen bu
hastalık, tedavisine erken teşhisle başlandığı zaman ne kadar başarılı sonuçlanıyorsa, geç kalındığında ise bir o kadar da hoş olmayan sonuçlara neden olabiliyor.
Memorial Hizmet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Doktorlarından Operatör Dr. Okan Coşkun beyin görüşlerine başvurarak bu hastalık hakkında yanlış bilinenler, suistimaller ve hatalı yönlendirmeleri konuştuk.
Karaman-Sayın hocam bize kalbin kısa bir tanımını yapamısınız?
Çoşkun-Kalp, vücudumuzdaki kanı organlarımıza göndererek çalışmasını sağlayan bir pompadır. Kalbimiz hayatın her anında muazzam bir güçle hiç durmadan çalışır. Bu zor görevi yerine getirirken kalp kendisinin kan dolaşımını ve beslenmesini de sağlar.
Karaman-Hocam kalbimize en çok zarar veren faktörler nelerdir,bunlardan nasıl nasıl kurtulabiliriz?
Çoşkun-Genetik faktörlerin yanı sıra; yanlış beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, stresli iş hayatı ve sigara kullanımı gibi çevresel faktörler, hipertansiyon ve diyabet gibi ek hastalıklar kalp sağlığımızı olumsuz yönde etkiler. Genetik faktörleri değiştirme şansımız olmadığı için çevresel faktörler kalp sağlığımızı korumak için ön plana çıkar. Endustriyel olarak daha fazla üretim yapmak için doğal yapısı değiştirilmiş, toksik katkı maddeleri içeren hazır gıdaları her geçen gün daha fazla tüketmekteyiz. Fast food benzeri gıdalar ve doymuş yağlar kalp ve damar sistemimizde ateroskleroza dediğimiz damar sertliğine sebep olur. Damar sertliği koroner arter hastalığı ve anevrizma dediğimiz damar genişlemesine zemin hazırlar. Pek çok doğal olmayan besin maddesi bozulmayı önlemek için kullanılan amonyak benzeri kimyasallar ve koruyucular içermesi nedeniyle vücudumuza için zararlıdır. Erişimin kolay olması ve zaman kısıtlılığı gibi nedenlerle pratik fakat zararlı olan bu gıdaları tüketiyoruz. Kalbimizi ve damarlarımızı korumak için yüksek yağ ve karbonhidrat içeren gıdalardan kaçınmalı, taze sebze meyve gibi lif oranı yüksek gıdalardan ihtiyacımız kadar tüketmeliyiz. Doğal kaynaklı, genetiği değiştirilmemiş besinler kalp sağlığımızın anahtarıdır.
Karaman-Yaşam tarzımızın kalp ve damar sağlığına etkisi nelerdir?
Çoşkun-Kalp hastalıkları için bir diğer önemli faktör de hayat tarzımızın bizi devamlı daha çok çalışmaya iterken, stres altında kalmamız ve egzersiz yapmaya özen göstermememizdir. Haftada en 3 gün en az 45 dk egzersiz yapmanın kalp sağlığımıza koruduğu bilinmektedir. Başta sigara olmak üzere
tütün mamulleri ve madde kullanımı, solunum ve dolaşım sistemine kalıcı hasar vererek kalphastalıkları riskini 5-10 kat arttırır. Hipertansiyon ve diyabet yavaş ilerleyen ancak dolaşım sistemimize geri dönülmez hasar veren hastalıklar olup bazı hastaların ilaç kullanımından kaçınarak dolaşım sistemi hastalıklarına davetiye çıkarttığı görülmektedir.
Karaman-Hocam kalp rahatsızlıklarında erken tanı ve ilk müdahelenin önemi anlatır mısınız?
Çoşkun- Kalp ve damar hastalıkları ülkemizde ve dünyada en sık ölüm sebebidir ve erken tanı hayat kurtarıcıdır. Göğüs ağrısı, sıkışma hissi, çabuk yorulma, şiddetli sırt ağrısı gibi şikayetler kalp hastalıklarının bulgusu olabilir ve bu gibi durumlarda beklemeden hastaneye başvurmak gereklidir. Kalp ve damar hastalıkları bulgu vermeden ilerleyip bir anda ağır bir tablo ile ortaya çıkabilir. Özellikle ailesinde kalp veya damar hastalığı olanlar, tansiyon ve diyabet gibi ek hastalığı olan bireyler şikayetleri olmasa bile poliklinik kontrolüne ve muayeneye başvurmalıdır. Erken tanı ve tedavi ile uzun süre konforlu bir hayat sürmek elimizdedir.
Karaman-Hocam, genel anlamda sağlıkla ilgili bilgi kirliliği hakkında neler söylemek istersiniz?
Çoşkun-Dijitalleşen dünyamızda hayatlarımız kolaylaşsa da medya ve sosyal medya bilgi kirliliğine sebep olarak sağlığımız için bir risk faktörü haline gelmiştir. Ne yazık ki çıkar amacıyla yapılan yayınlarla yetkin olmayan kişilerin ön plana çıkarılması bir sektör haline gelmiştir. Medya aracılığı ile ticaretin ön plana çıkması nedeniyle pek çok hastalığa iyi geldiği iddia edilen mucize ilaçlar, besin takviyeleri ve diğer sentetik ürünler, cildi sağlıklı ve güzel yaptığı iddia edilen kremler, vücut direncini arttırdığı iddia edilen bileşikler, tanınmış yüzler tarafından pazarlanmaktadır. Covid-19 salgını birlikte insanların sağlıkla ilgili endişeleriyle birlikte besin takviyeleri ve vitamin kullanımı had safhada arttı. Tedavi amacıyla kullandığımız ilaçların içindeki tüm maddeler, yüksek dozlarda kullanıldığı takdirde zehir etkisi yapmaktadır. İnsan vücudu için sağlıklı olan tüm ihtiyaçların doğal gıdalarla karşılanmasıdır. Her ne kadar kalp damarlarını tamir eden, tüm ağrılarınızı geçiren, bağışıklık sisteminizi baştan yaratan veya bacağınıza sürdüğünüzde varislerinizi yok eden kremler gerçek hayatta mevcut olmasa da insanlarımız bazen çaresizlikten bazen de kolay çözüm bulma arzusu ile bu yollara başvurmaktadır.
Tüm dünyada yapılan araştırmalarda sadece bitkisel kökenli gıda destekleri gibi ürünlerde bile 30 ile 70 oranında böcek ilacı benzeri insan sağlığına zararlı maddelerin bulunduğu saptanmıştır. Bu ürünler tıbbi ilaçlar kadar hassas bir üretim aşamasından geçmediğinden bugüne kadar pek çok sağlıklı kişide kronik böbrek yetmezliği ve ağır karaciğer hasarına sebep olmuştur.
Karaman-Yanlış bilinen konularda insanların en sık karşılaştığı diğer önemli konu sizce nedir?
Çoşkun-Yanlış bilinen diğer bir konu da detoks denilen vücudu temizlediği iddia edilen ürünlerdir. Detoksifikasyon vücudun kendi ürettiği zararlı maddelerden arındırılması anlamına gelir ve vücudun özellikle de karaciğerin bir fonksiyonudur. Tüm maddeler yüksek dozlarda vücudumuz için zehir etkisi gösterir. Belli besinlerle veya ilaçlarla karaciğerin bu fonksiyonuna yardım edemeyiz ancak bol su tüketimi, ihtiyaçtan fazla gıda alımından kaçınılması ve alkol tüketiminden kaçınılması ile detoksifikasyon sağlanabilir. Gıda takviyelerinin faydası olmasa bile zarar vermeyeceği sanılır ancak bu yanlıştır, vitaminler bile gereğinden fazla dozda vücudumuzun doğal dengesini, detoksifikasyon mekanizmasını bozarak zarar verebilir.