Bu pandemi döneminde insanlık olarak zor günler geçiriyoruz. Bundan en çok etkilenen kesim de kronik böbrek yetmezlik nedeniyle diyalize girmek zorunda kalan insanlarımız. Bu dönemde diyaliz merkezine servis ile gidip gelen, kalabalık diyaliz salonlarında kaderdaşlarıyla haftanın 3 günü 4 saat aynı havayı soluyan, birçok sağlık çalışanı ile yakın temasta bulunan diyaliz hastaları maalesef Covid-19 virüsünün ölümcül komplikasyonlarından en çok etkilenen kesim oldu. Ülkemizde ve dünyada yapılan bilimsel çalışmalarda ölüm riski en yüksek grup diyaliz hastaları çıktı. Buna sürekli kalabalık bir yerde uzun zaman geçirmeleri bulaş riskini de artırdı.
Büyük bir umutla beyin ölümü sonrası bağışlanan organlarla nakil olmayı bekleyen hastalarımız için bir başka olumsuz gelişme de yoğun bakımların Covid-19 hastalarıyla dolu olması nedeniyle bu dönemde tüm dünyada organ bağış sayısındaki dramatik düşüş oldu. Bu da hastalarımızın nakil olma şansını azalttı. Umarım aşılanmanın etkisiyle de bu zor günleri aşacağız, yeniden normal yaşamımıza geri döneceğiz. İnsanlık bu musibetten ders çıkartarak insanlar arası yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varacaktır. Bu yardımlaşmanın en kutsal göstergelerinden biri de organ bağışıdır. Organ bağışı bir anlamda ölümsüzlüğü ifade etmektedir. Bağışlanan organlarla insanlar başkalarının vücutlarında on yıllarca yaşamakta ve onlara hayat vermektedirler. Kasım’ın ilk haftası “Organ Bağış Haftası”. Bu haftayı tüm yıla yayarak organ nakli ile hayata tutunmaya çalışan öldükten sonra bağışlayacağımız organlarımızla hastalarımıza umut olalım ve bu kararımızı sevdiklerimizle gururla paylaşalım.