Bebeklikte çok kısıtlı bir alandan başlayıp giderek daha geniş bir alanda ve daha fazla sayıda “öteki “ ile genişleyen oyunun erken çocukluktaki gelişim aşamalarına göz atalım:
Daha çok 0-12 ay arasında görülen keşif oyunları
Duyu -motor oyunu: Nesneleri eline alma ya da ağzına koyma , itme-çekme şeklinde gözlemlenen oyunlar sıralanabilir. Bebeklerin ışık ,ses, pürüzlü olma ,sıcak, soğuk, kuru ,ıslak gibi duyulara hitap edecek şekilde hareket ederek kendi vücutlarını ve nesneleri keşfettikleri türden aktivitelerdir.
İşlevsel oyun: Düğmesine basılarak, itilip çekilerek nesnelerle amacına uygun şekilde oynamayı içerir. Düğmesine basıldığında oyuncak arabanın hareket ettiğinin fark edilmesi gibi ve bu amaçla düğmeye basılması buna örnek verilebilir. Oyuncağın birden ortadan kaybedilip sonra geri getirilmesi gibi kısa süreli ayrılma-kavuşma oyunları oynanabilir bu dönemdeki bir çocukla. Bebeğin 7-8 aylık olduğu dönemde oynanmaya başlanan “ceee” oyununda, eliyle yüzünü kapatıp kaybolan sonra yeniden ortaya çıkan ebeveynin varlığı kaygı ile baş etmede anlamlı bir oyundur.
Daha çok 12-24 ay arasında görülmeye başlanan oyunlar
İlişkisel oyun: Çocukların kendi kendilerine su içiyormuş, yemek yiyormuş, telefonla konuşuyormuş ya da uyuyormuş gibi yaptıkları hayali oyunlar örnek verilebilir.
İşlevsel oyun: Çocuğun nesne , eylem ve kişilerle ilgili şemalar oluşturduğuna ilişkin izler taşıyan oyunlardır. Örneğin daha önce taklit edilen bir oyunun siz sergilemeden çocuk tarafından kendiliğinden yapılması. “Hadi bye bye yap” denildiğinde gösterilmeden çocuğun “bye bye” yapması örnek verilebilir.
Kaba motor oyunları: Bedeni ile yapabildiklerini ve bunların sınırlarını deneyimleyebildikleri sallanma, koşma, zıplama, tırmanma gibi aktiviteler bu grupta sayılabilir.
Sosyal oyun: Diğer çocukları fark ettikleri, onları izledikleri ancak yan yana durdukları halde onlarla etkileşime girmedikleri (paralel) oyunlar sayılabilir. Bu dönemde çocukların bir arada ancak her birinin kendi oyuncaklarıyla bireysel oynadıkları gözlemlenir.
Rol yapma: Bebeğe yemek yedirmek, oyuncak köpeği koşturmak gibi cansız nesnelere eylem yaptırmak, oyuncak küpü elmaymış gibi kullanmak şeklindeki simgesel oyunlar örnek verilebilir.
Sembolik Oyun: İkinci ve üçüncü yaşlar arasında görülmesi beklenir. Oyuncak bebeği/hayvanı önce besleme sonra yürüyüşe çıkarma gibi daha uzun oyun senaryoları devreye girer, dramatik sahneler canlandırılabilir. Çocuk günlük hayatta tanık olduğu, yaşadığı herhangi bir şeyi oyuna taşıyabilir. Sizi oyuna çağırıp size rol verip sonra siz orda değilmişsiniz gibi davranabilir. Bu durum , dikkatinin ancak oyun senaryosu oluşturmaya yetecek kadar olması ile ilgilidir. Daha ileriki aşamalarda başka biri ile konusu belli olan ve her bir kişinin rollerinin farklı , herkesin kendi senaryosunun olduğu oyunlar kurmaya başlarlar. Aynı oyunda bir çocuk karnı acıkıp yemek yerken diğeri araba sürmek bir diğeri bebeğini uyutmak istiyor olabilir ve çocuk diğerlerinin de senaryolarını aklında tutmaya yani diğerlerinin zihinsel temsillerini anlamaya başlar.
Yapıcı oyun: Nesnelerin şekil ve formlarını değiştirip yeni şeyler üretmeye başladıkları oyundur. İki küpü yan yana koyarak yatak haline getirmek , oyuncak bir kaseyi ters çevirip şapka olarak kullanmak gibi nesnelerin farklı hallerini tasarlamaya çalışmak planlama organize etme ve kendi kendini değerlendirme becerisinin gelişmesini sağlar.
Sözü edilen oyun becerilerinin gelişimi tipik gelişen bir çocukta , çocuğa uygun çevre koşullarının sağlanması ile gerçekleşmesi beklenen becerilerdir.