Otizmin bir hastalık değil belli başlı bir belirtiler kümesi olduğunu artık hepimiz biliyoruz.
Sosyal uyum güçlüğü, etraflarında olan olaylara ilgisiz görünmeleri, göz teması kurmanın zorluğu, birşeylere işaret edememe ya da işaret edilen yere bakmama, seslenildiğinde duymuyormuş gibi davranma, duygularını ifade edememe ya da başkalarının duygularına karşılık verememe ……..
Duygular konusuna burada biraz değinmek istiyorum. Otizmli çocuklarımız korktuğunda ya da canı yandığında gülmek ve mutlu olmak gibi uygun olmayan davranışları sergileyebilirler. Tehlike karşısında korkusuz bir tutum gösterebilirken bazen de nesnelere karşı anlamsız korkular geliştirebilirler.
Otizmli çocuklarımız aynı zamanda aynılığı korumak isterler. Çevrelerinde en küçük değişiklikten bile rahatsız olurlar, eve giderken kullanılan farklı yol, bir eşyanın yerinin değişmesi onlar için zor olabilir.
Otizmli çocuklarımız kucağa alınmaktan, başlarının okşanmasından hoşlanmayabilirler.
Otizm erken fark edilirse ve önümüze çıkan tüm bu belirtiler iletişim ve oyun ortamında düzenlenirse zamanla semptomların gerileyeceği ve belki ortadan kalkacağı bir durumdur. Maalesef bir ilaçla, tek bir yöntemle, tek bir uzmanla hallediverilecek bir süreç değildir. Birçok uzmanın işbirliği içinde çalışarak ele alınması gereken bir durumdur.
Uzm. DKT .Ayşen YEŞİLKAYA