İşte Bu Doktor İndir
Kök hücre nedir: Kök hücreler dokularımızda damarların çevresinde yerleşmiş hücrelerdir. Bu hücreler doku hasarı olduğunda iyileşme sürecine katılan ve gerekli hücrelere dönüşme yeteneğine sahiptirler. Kök hücreler vücudumuzda kas, kemik, kıkırdak, yağ gibi hücrelere dönüşebilirler. Bu potansiyel sayesinde kök hücre her türlü doku hasarının onarılmasında kullanılabilecek bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak yöntemin çok yeni olması henüz uzun vadeli sonuçlarının bilinmemesi dezavantajı olarak karşımıza çıkıyor. 2 tür kök hücre vardır. Ceninlerden elde edilen kök hücreler yüksek dönüşme potansiyeline sahip olmakla birlikte elde edilmesindeki zorluklar ve etik sorunlar nedeniyle pratik kullanımı yoktur. Günümüzde yaygın olarak kullanılan erişkin tip kök hücreler dönüşüm potansiyeli daha sınırlı olmakla birlikte elde edilme kolaylığı nedeniyle tercih edilmektedir.             Kök hücre nasıl elde edilir: kök hücreler vücudumuzdaki birçok dokuda bulunur. Yapılan çalışmalar en yoğun olarak stromal doku denen yağ dokusu kas ve eklem çevresi dokularda bulunduklarını göstermiştir. Elde edilen kök hücrelerin yeterli olması için çoğaltılması ya da yoğunlaştırılması gerekir. Kök hücre çoğaltılması ileri teknolojik laboratuvar gerektirdiğinden pratik kullanımı kısıtlıdır. Santrifüj yöntemi ile elde edilmesi daha kolay ve pratiktir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan kök hücre elde etme yöntemi yağ dokusundan elden edilen kök hücrelerin özel filtrelerden geçirilerek yoğunlaştırılmasıdır. Basit olarak lokal anestezi ile karın yağ dokusu içerisine solüsyon verilerek yaklaşık 200-300 cc yağ dokusu alınır ve filtreden geçirilerek yaklaşık 5-6 cc kök hücreden zengin bir solüsyon elde edilir. Bu solüsyon hastanın kullanılacak bölgesine aynı seansta enjekte edilir. İşlem toplamda 20 dk. sürmekte olup lokal anestezi ve hafif sedasyon (sakinleştirici) altında yapılabilmektedir. Tercihen hastanın işlem sonrası izlenebileceği bir müdahale odası ya da ameliyathanede yapılması daha uygundur. Hastanede kalınmasına gerek olmayıp işlemden sonra birkaç gün dinlenilmesi uygun olur.             Kimlere kök hücre yapılır: Kök hücre tedavisi potansiyel olarak hemen hemen tüm doku hasarı durumlarında kullanılabilecek olmasına rağmen günümüzde yaygın kullanımı eklem kıkırdak hasarı olan hastalardır. Özellikle diz, omuz, ayak bileği, kalça ekleminde kıkırdak hasarı oluşmuş hastalarda kıkırdak yenilemesi için kök hücre uygulaması yapılabilir. Uygulama yapılacak eklemdeki kıkırdak hasarının erken evrede olması ve eklemde dejeneratif kemiksel değişiklerin başlamamış olması önemlidir.  Kök hücrelerin yaş ile birlikte aktiviteleri azalmaz bu nedenle kök hücre uygulamasında yaş sınırı yoktur.             Kimlere kök hücre yapılmaz: Obezite kök hücre uygulamasında en önemli engeldir. BMD (vücut kitle indexi) 35 ve üzeri olan hastalarda başarı şansı azalmaktadır. BMD 40 üzeri hastalar da ise yöntemin uygulanması kesinlikle önerilmemektedir. Eklem hasarı ileri derecede olan artık tek alternatifi ameliyat olan hastalar kök hücre tedavisi için uygun değildir. Kök hücre eklem kıkırdak hasarına bağlı kireçlenme gelişmiş ve ameliyat olması gereken hastalar için alternatif bir tedavi değildir. Özellikle ameliyat için henüz erken olan ve eklemin kurtarılması mümkün olan hastalar için bir seçenektir.               Kök hücre tedavisinin riskleri: Kök hücrelerin potansiyel olarak her türlü hücreye dönüşme ihtimali vardır. Kıkırdak oluşumu için ekleme verilen kök hücrelerin kemik hücresine dönüştüğüne bildirilmiştir. Ayrıca hedef bölgede aşırı büyüme oluşması da mümkündür. Fazla oluşan dokunun tıraşlanması gerekebilir. Ceninlerden elde edilen kök hücrelerin tümöre dönüşmesi olasılığı vardır ancak yetişkin kök hücrelerin tümöre dönüştüğü rapor edilmemiştir.             Sonuç: Günümüz de kök hücre kullanımı giderek yaygınlaşan bir tedavi yöntemi olmaktadır. Doğru hasta seçimi ile yapılacak tedaviler ile iyi sonuçlar görülmektedir.  Yöntemin hedef  kitlesi özellikle genç, eklem kıkırdak hasarı  henüz erken dönemde olan kemiksel dejeneratif değişiklerin olmadığı eklem yapısının bozulmadığı, aşırı kilolu olmayan hastalardır.