Ördek, Ölüm ve lale
Wolf Erlbruch
‘’ Her çocuk bazen ölümün ne olduğunu sorar. Böylesine önemli bir soruya verilebilecek basit bir yanıt var mıdır? Bu kitapta zorlu bir konu, sıcak, esprili ve zarif bir dille anlatılıyor. Hem çocuklar hem yetişkinler için…’’
Ölüm nedir? Ölünce ne olur? Ölüm ne zaman gelir? Öldükten sonra ne olur? Bu gibi sorular cevaplandırılması kolay sorular değildir. Bizler yetişkinler olarak ölümü tam olarak anlayıp kabullenemezken çocukların ölümle ilgili sorularına nasıl yanıt vermeliyiz?
Bu kitap ölümle ilgili soruları içten, samimi ve yalın bir anlatımla, çizimlerle süsleyerek anlatmış. Sorulara ayrıntılı yanıtlar vermek yerine basit açıklamalarla çocukların sorgulamalarına olanak sağlayacak bir anlatım tercih etmiş.
Öyküye gelince:
Bir süredir Ördek’in içinde tuhaf bir his vardı. ‘’kimsin sen ve neden beni takip edip duruyorsun? ‘’
‘’Sonunda beni fark etmene sevindim,’’ dedi Ölüm.‘’ Ben Ölüm’üm’’
Ördek dehşetle irkildi. Başka türlüsü beklenemezdi. ‘’Beni almaya mı geldin?’’
-Ölümle ilk tanışma ve ölümün her an seni de bulabileceğini anladığın o an hissettiğin ilk korku ilk irkiliş. Belki bir kaza belki bir yakının ölümü genellikle ölümle ilk tanışmadır. Ölüm’ün yakınlığını düşünmek ürperti verir düşünmek bile istenmez genellikle.
‘’Yeni gelmiş değilim, doğduğun günden beri hep yakınındayım zaten. Ne olur ne olmaz diye.’’ ‘’Yani başına kötü bir şey gelirse diye. Ağır bir soğuk algınlığı veya bir kaza. Başımıza ne zaman ne geleceği belli olmaz.’’
-Ölümün aslında her an gelebileceği aslında her an bizi bulabileceği nasıl daha uygun bir dille anlatılabilirdi ki.
‘’Bazı ördekler diyorlar ki ölünce melek oluyormuşsun ve bulutun üzerine oturup yukarıdan dünyayı seyrediyormuşsun.’’ ‘’ Mümkündür, dedi Ölüm. ‘’Kanatlarınız var sonuçta.’’
‘’Bazı ördeklerde diyorlar ki yerin altında çok derinlerde bir cehennem varmış. Eğer hayatta iyi bir ördek olmadıysan seni burada kızartıyorlarmış.’’ ‘’Siz ördeklerin ne kadar tuhaf hikayeleri varmış böyle. Ama kim bilir, olabilir tabi.’’
-Ölümle yakınlaşan Ördek, artık ölümden sonrası ile ilgili merak ettiklerini soruyor Ölüm’e. Ölünce ne olacak? Nereye gideceğiz? Bizi güzel şeyler mi bekliyor, bulutların üstünde uçmak gibi yoksa yerin dibinde kızarmak mı? Ancak ölüm tüm ihtimallerin mümkün olduğunu belirten belirsiz cevaplar veriyor.
‘’Üşüdüm’’ dedi Ördek bir akşam.’’ Beni biraz ısıtır mısın?’’ ve Ölüm ördeğe sarıldı. Ördek artık nefes almıyordu. Kıpırdamadan öylece uzanıyordu. Ördek ölmüştü. Ölüm onu kucağına alıp nehre taşıdı. Dikkatlice suya bırakıp onu hafifçe itti. Ördeğin arkasından bakan Ölüm hafif bir keder hissetti.‘’ ama işte, hayat böyle bir şeydi.’’ diye düşündü.
Öykünün ilerleyişinde Ölüm ve Ördek’in ilişkisi düşünüldüğünde, aslında bir kişinin ölümle tanışması sonrasında artık ölümü bilerek tanıyarak her an ölümü hissederek devam etmesi ve artık zamanı geldiğinde ölümle yüzleşmesi ve ölüme kendini bırakma farklı bir dille anlatılmış.
‘’ Yaşarken yaşayın! İnsan, yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman, ölüm, taşıdığı dehşeti yitirir! İnsan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölemez.’’ Nietzche Ağladığında kitabında Yalom bu şekilde ifade etmiş ölümün aslında dehşet verici olmasının nedenini.