Onaylanmak aslında her bireyin ihtiyaçlar hiyerarşisinde yer almasına rağmen herkeste aynı basamakta bulunmuyor. Bunun temel sebebi tabii ki erken çocukluk dönemi tecrübelerimiz olsa bile bence yetişkinlik dönemi tecrübelerimizin de büyük bir payı var.
Kimi için onay ihtiyacı ait olma ihtiyacıyla birleşir. Bu tarz bir birleşim içerisinde olan kişiler daha dış onay ihtiyacında olurken ait olma ihtiyacından farklı olarak onay ihtiyacı duyan kişilerin onay mekanizmaları daha içeriye dönük. Burada yani içeri kısmında literatürden bir miktar farklı düşünüyorum. Bence içeri kısım sadece kişinin kendini kapsamıyor bilakis birinci dereceden yakın akrabalarını da kapsıyor ve genellikle içeri dönük onay ihtiyacı olan kişiler bunun dışavurumunu “mükemmelliyetçi tutum” ile sergiliyor. Etrafınızda böyle biri varsa ve onun birince dereceden yakını değilseniz o kişiyi ne kadar onaylarsanız onaylayın o kişide bir değişiklik meydana gelmeyecektir. Bu sizin fikrinizi önemsememesinden çok farklıdır. Sizin fikriniz de önemlidir ama onun besleneceği kaynak farklıdır. Tıpkı android telefonları ios’a uyumlu şarjlarla şarj edemiyor olmamız gibi.
Burada tabii bir ekleme yapmakta fayda var; sizin onayınız bu kişi için bir şey ifade etmese bile ona karşı onaylamama tavrına girdiğinizde onun için çok şey ifade edecektir. Hatta ilerleyen safhalarda saldırganlık olarak bile dışavurabilir. Onaylamadığınıza saldırmayın ki bir yerden başlayarak toplumda bir takım düzelme adımları atabilelim.
Birinci derece yakınları ve tabi ki kendi tarafından da yeterince onay alamayan kişilerde sık sık rahatlayabileceğimiz şeyler depresyon, anksiyete ve obsesif kompulsif bozukluk olacaktır. Burada değinmek istediğim bu insanlar bozuk bunlara elleşmeyin demek ya da bu rahatsızlıkların sebebi yeterince onaylanmamış olmak değil; bilakis bu insanların bozuk, kırık, çıkık değil bir miktar tıkanmış olduklarıdır. Nasıl bozuk olan eşyalarımızı tamir etmiyorsak bozuk olmayan insanları da tamir etmek istememiz anlamsızdır.
Velhasıl kelam çevrenizde mükemmellik takıntısı mevcut biri varsa “aman canım sende ne abartıyorsun takma bu kadar” söylemlerinizden kaçının ve “ben bu kişinin kaçıncı dereceden yakınıyım” sorusunu sorun. Eğer cevabınız evet ise (yürekten, inanarak) onaylayın yahut onaylamıyorum demektense “şöyle ilerlediğinde benim biraz daha anlayabileceğim şekilde olur ve bu onaylamamı kolaylaştırabilir, burada karar senin” diyerek kişiyi rahatlatma yolunda adım atın.
Eğer cevabınız hayır ise zaten dokunmayın çünkü o şarjın girişi sizin şarj aletinize uymuyor ve girişi gereksiz zorlamanın manası yok..