Omurgamız vücudumuzu taşıyan ve dik durmasını sağlayan, adeta bir çadırın orta direği gibi görev ifa eden bir yapıdır. Bir başka önemli bir görevi ise omurların ortasında bulunan ve “omurilik kanalı” veya “spinal kanal” olarak adlandırılan içinden omuriliğin geçtiği kanalı da içermesidir. Omurga içinden geçen omuriliği sarar ve korur. İşte bu omurilik kanalının çeşitli sebeplerle daralması sonucu içindeki omurilik ve bacaklara giden sinirlerin sıkışmasına omurilik kanal daralması ya da bel kanal daralması veya lomber dar kanal olarak adlandırılır
Omurgamızı oluşturan ve omur adı verilen kemikler arasında hareket etmeyi sağlayan ve üst seviyelerden gelen yükü emerek düzgün bir şekilde alt seviyelere iletilmesini sağlayan disk denen elastik kıvamında kıkırdak yastıkçıklar bulunmaktadır. Ayrıca omurları birbirine bağlayan eklemler ve çok sağlam ligamanlar bulunur. Zamanla özellikle 45 yaşından sonra diskler elastikliğini kaybeder, eklemler ve eklem bağları kalınlaşır, kemik yapılar daha kaba hale gelir. Tüm bu dejenerasyon (bozulma) süreci omurilik kanalının daralmasına ve içinden geçen nörolojik yapıların baskı altında kalıp normal görevini yapamamasına ve ağrıya neden olur.
Tablo şöyle tarif edilebilir: “belden bacaklara giden sinirlerin elektrik akımının yavaşlaması ve kesintiye uğraması.” Bu sebeple hastalar tipik olarak biraz yol yürüdükten sonra bacaklarım uyuşuyor, dermanı kesiliyor, bacaklarımın kontrolü bende değilmiş gibi hissediyorum ve hemen oturacak yer arıyorum, yoksa düşecekmiş gibi hissediyorum derler. Bu şikâyet “nörojenik kladikasyo” olarak adlandırılır.
Bel kanalı daralması çok nadiren konjenital bozukluklara bağlı olarak gençlerde görülebilir. Ama daha çok 50 yaşından sonra görülür. En sık L3-L4 seviyelerini tutar. Bazen tek bir seviyede ama genellikle birden çok seviyede ortaya çıkar. Erkeklerde görüleme oranı kadınlardan biraz fazladır.
Bel fıtığı ile bel kanal daralması birbirinden farklı hastalıklardır. Bel fıtığında bacağa giden sağ veya sol tek bir sinir sıkışırken, bel kanalı daralmasında bacağa giden tüm sinirler birden sıkışır. Bu sebeple genellikle her iki bacakta birden ağrı ve uyuşma olur. Bel fıtığında bacak ağrısı ön planda iken, kanal daralmasında bacaklarda uyuşma ve yürüme mesafesinde kısalma ön plandadır. Bel fıtığı daha çok genç ve orta yaşlarda, kanal daralması ileri yaşlarda görülür. Kanal daralmasında hasta özellikle öne eğilerek ya da oturarak tamamen normal hisseder, oysa bel fıtığında ağrı isti rahatta ve hatta gece bile devam eder.
Kanal daralmasında şikâyetler zamanla birlikte yapılacak ilaç tedavisine ve fizik tedaviye rağmen gittikçe ilerler hastanın günlük yaşam aktivitesini oldukça kısıtlar. Hastalar önceden camiye-pazara hiç durmadan yürüyordum. Şimdi ise aynı mesafeyi 3-4 defa oturup dinlenerek yürümek zorunda kalıyorum derler. Her ne kadar ilaç tedavisi ve fizik tedavi uygulanabilse de bu tabloyu geçici olarak biraz düzeltebilir ama gidişatı değiştirmez. Yapılması gereken ameliyat ile kanalın genişletilmesi ve sinirlerin rahatlatılmasıdır.
Tanı için nörolojik muayane yanı sıra MR ve BT bulguları da gerekmektedir. Tanı için klinik bulgular ile radyolojik bulguların birbiriyle uyumlu olması gerekmektedir.
Tadavi olarakta ilaç ve Fizik tedavi yolları tüketildikten sonra ameliyat öncesi son çare olarak benimde bir klinisyen olarak tercih ettiğim “epidural enjeksiyon ” yöntemi denenebilir. Nitekim olumlu sonuçlar almaktayız.
Sonuç olarak yukarıdaki bütün yöntemlerle tedavi olanakların tüketilmesine karşın hasta rahatlatılamazsa cerrahi uygulanır. Burada da ilk yöntem mikro cerrahi olarak daraltıcı kemik ve ligaman yapıların tıraşlanması sonucu omuriliği rahatlatmaktır. Eğer bu işlemi yaparken omurganın sağlamlığının zayıflatılma durumu söz konusu ise vida konarak stabilizasyon yapılabilir.
Benim şahsi tecrüben öncelikle EPİDURAL ENJEKSİYON, yapılması, eğer geçmezse mikro cerrahi yöntemle omurga kanalını zayıflatmadan genişletmek ve sinir kanallarını açmaktır.