İşte Bu Doktor İndir
Okul, eğitim ve öğretim sürecinde çocuğun bilgi kazanmasıyla birlikte sosyal uyum ve becerilerini geliştirmesinin beklendiği kurumdur. Çocukların hayatlarında ileriki dönemleri için bilgi birikimi yapacakları ve ilk sosyal ilişkilerini kuracakları bu kurum büyük önem taşımaktadır. Çocuğu okula hazırlama döneminde çocuğun okul için gerekli yeterliliklere sahip olup olmayışı dikkatlice gözlenmeli ve yeterliliklerini geliştirmek adına çocuk desteklenmelidir. Okula ilk başlama dönemi ebeveynler için en zorlayıcı dönemlerinden biridir. Çocuklar için oldukça eğlenceli geçen anaokulu dönemi dahi ilk alışma süreci sancılı olabilmektedir. Bu süreçte ailelerin yaşadıkları zorluklardan bazıları çocukların okula gitmek istememesi, okuldan korkması, okul saati yaklaştıkça hırçınlaşması, ağlaması veya rahatsızlanması (mide ağrısı vb.) şeklinde görülebilir. Bu dönemde çocuğun zihnindeki okul algısını doğru oluşturabilmek ve ayrılık kaygısını doğru yönetmek çocuğun okula alışma sürecini kolaylaştıracak etkenlerdendir. Çocuk için okul bilinmez yabancı bir kavramdır ve o kavrama ait ilk izlenimler çevresinden duyduklarıyla kolayca yanlış şekillenebilir. Çocuk kendisinden büyük arkadaşlarından duyacağı “Bıktım okula gitmekten, çok sıkıcı bir yer.” gibi cümlelerden etkilenerek kolaylıkla bu cümleleri kendi kullanacağı cümlelere dönüştürebilmektedir. Bu yanlış şekillenmeyi önlemek adına okula başlama sürecinden önce çocuk okul kavramına alıştırılmalı, okulun nasıl bir yer olduğu orda neler yapacağı anlatılmalı ve yapılacak hazırlıklara çocuk dâhil edilmelidir.  Bu süreci zorlu kılan en önemli sebeplerden biri de çocuğun yaşadığı anneden (bakım verenden) ayrılık korkusudur. Peki, çocukların yaşadığı bu kaygının sebebi ne olabilir? Çocuk okula başlama sürecine kadar kendisi için tamamen güvenli olan ev ortamında anne ile zaman geçirmiştir. Tanımadığı yeni bir ortama girecek olmak çocuklar için genel olarak rahatsız edici bir deneyimken okul döneminde anneden de ayrılacak olmak daha güçlü kaygı hissetmelerine sebep olabilir. Yeni bir ortama alışana kadar hepimizin yaşadığı alışma süreci gibi çocuk için de yeni öğretmen ve arkadaşlarına alışana kadar bu süreçte verdiği ilk tepkiler doğal karşılanmalıdır. Bazı çocuklar ilk gün korku yaşayarak ağlayabilirken, bazı çocuklar ilk günü rahat geçirmelerine rağmen sonrasında gecikmiş tepki verebilirler. İlk haftalar süresince çocuğun neye, kime ve ne kadar tepki verdiği takip edilmelidir. Çocuğun yeni okuluna, öğretmenlerine ve arkadaşlarına alıştırılma sürecinde aile ve okulun işbirliği içerisinde hareket etmesi önemlidir. Bu süreçte çocuğu zorlamadan, okul korkusunun aslında anneden ayrılık kaygısı olduğu unutulmamalı ve çocuk bir anda yeni ortamda ilk defa karşılaştığı kişilerle yalnız bırakılmamalıdır. Anne, çocuk okula alışmaya başladıkça okulda onunla birlikte geçirdiği süreyi yavaş yavaş azaltmalıdır. Anne kendi kaygılarını çocuğun korkularından ayırarak, çocuk kendisini hazır hissettiğinde ondan ayrılmalıdır. Sonuç olarak, çocuğun okula alışma sürecindeki korkularının ve duygularının anlaşılmasın, onun deneyimlerinin paylaşılmasının bu sürecin hem aile hem çocuk için daha rahat ve olumlu geçmesini sağlayacağı unutulmamalıdır.