Morbid Obezite (Hastalıklı Şişmanlık) Nedir, Neden Kaynaklanır?
Obezite, gelişmiş ülkelerdeki en yaygın hastalıktır. Vücuttaki yağ miktarının artmasıyla birlikte ortaya çıkan, tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Beslenme alışkanlıklarımızdaki giderek artan değişiklik, fast-food dediğimiz ayak üstü beslenme şekli nedenlerle alınan fazla kilolar, yaşın artması ile birlikte ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır.
Obezite; ideal vücut ağırlığının %20den fazla olmasıdır. Morbid obezite ise ideal vücut ağırlığından yaklaşık olarak 45,5kg yada %100 fazla olması anlamına gelir. Obeziteye sebep olan bir çok faktör vardır. Obezitenin kalıtımsal bir hastalık olduğunu öne süren bilimsel veriler de bulunmaktadır. İştah düzeni ve enerji metabolizmasında kompleks bir bozukluğa yol açacak şekilde geetik, psikolojik, çevresel, sosyalve kültürel etkilerin bir araya gelmesi sonuunda morbid obezite ortaya çıkabilir. Obeziye yalnızca hastanın kendi kontrolünü kaybetmesi gibi basit bir sebepten kaynaklanmamaktadır. Diyet, egzersiz ve çeşitli ilaçlarla kontrol edilemeyen morbid obezitenin uzun dönemli tedavisinde tek etkili yöntemi cerrahi müdahaledir.
Günümüzde kişinin şişman olup olmadığını saptamanın iki yöntemi vardır. Bunlar; ideal kilo ölçümleri ile beden kitle indeksidir(BKİ). BKİ şişmanların sınıflandırılmasında ve tedavi yötemlerinin planlanmasında kullanılan pratik bir yntemdir. Kilogram cinsinden vücut ağırlığının, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesidir. BKİ'nin 18.5'in altı zayıf, 18.5-24.9 arası normal, 25.-29.9 arası hafif şişman, 30.0-34.9 arası şişman ve BKİ'nin 35 olması morbid obezite olarak sınıflandırılır.
Morbid Obezite İle Birlikte Görülen Bozukluklar
Obeziteye eşlik eden hastalıklar diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi, dislipidemi ve uyku apnesi sendromudur. Obezite, insan vücudunda kalp ve damar sistemini, solunum sistemini, hormonal sistemi ve sindirim sistemini etkiler ve bir çok önemli hastalığa zemin hazırlar.
Obezite Tedavisi
Morbid obezite nedeniyle cerrahi olmayan yöntemlerle kilo verme programlarına katılan hastaların neredeyse tamamının, verdikleri kiloları beş yıl içerisinde tekrar aldıkları görülmüştür. İştah azaltan ilaçlar, 15-20 kg kadar kilo vermeye yardımcı olabilir. Kilo vermeye yönelik çeşitli profesyonel programlar, düşük kalorili diyetler ve fiziksel aktivite arttırıcı yöntemler ile birlikte hastalarda haftada bir yada iki kilo kaybı gözlenmiştir. Ancak, bu kiloların tamamı neredeyse yaklaşık 5 yıl içinde tekrar alınmaktadır. Günümüzde kilo kaybını sağlayan çeşitli ameliyatlar uygulanmaktadır. Bu ameliyatlar 3 şekilde kilo verilmesini sağlar.
1- Mide hacmini küçülterek alınan gıdayı azaltmak,
2- İnce bağırsağın bir kısmını gıda temasını engelleyecek şekilde by-pass etmek,
3- Her iki etkiyi tek prosedürde uygulamak.
Günümüzde en yaygın kullanılan ameliyat yöntemi Sleeve Gastrektomi yani Tüp Mide ameliyatıdır. Midenin büyük bir kenarı kesilip çıkarılarak hacmi %80-85 küçültülmüş bir mide tüpü oluşturulur. Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlama ve mide hareketlerinin azaltılmasına bağlı olarak kilo kaybı görülür. Ayrıca Ghrelin olarak bilinen bir maddeyi üreten mide dokusu çıkartıldığından hormonal bir değişiklik meydana gelmesi sonucu da kilo kaybı oluşur. Ghrelin kuvvetli bir oreksijenik yani iştah arttırıcı bir peptittir. Ameliyatın 1. yılında hastalar genellikle ideal kilo aralığına ulaşırlar.
Obezite tedavi edilince kişide Tip2 şeker hastalığı %83, metabolik sendrom %80, kalp damar hastalıkları %82, tansiyon yüksekliği %52-92, reflü %72-98 gut %77 oranında yok olur.
Son zamanlarda sosyal medyada duyulan komplikasyon ve ölüm haberleri yüzünden insanlar operasyondan kaçınmaktadırlar. Obezite cerrahisi doğru hasta seçilerek, hastaya doğru yöntem uygulanarak ve en önemlisi bu konuda uzmanlaşmış deneyimli bir genel cerrahi uzmanı tarafından uygulanırsa hayat kurtarır.
Op. Dr. Aydın KESKİN