Son yıllarda sinirbilim ile pek çok farklı alan arasında köprüler kurulmakta. Sinirbilim ve arkeolojinin ortak soruları temelinde inşa edilen köprülerden biri de Nöroarkeoloji. Peki nedir bu nöroarkeoloji? Nörobilim ve arkeolojinin tek başlarına yetersiz kaldığı hangi alanları tamamlıyor? İnsanın evrim sürecinin aydınlatılmasına nasıl yardımcı oluyor? Gelin birlikte bakalım.
Nöroarkeoloji Nedir?
Beyni ve bilişsel işlevleri anlamak oldukça merak uyandırıcı olsa da zor bir iş. Günümüzde birçok ölçüm aleti ve gelişmiş deneysel paradigmalar kullanarak bu alanları anlamaya çalışıyoruz ancak hala yolun başında olduğumuzu söyleyebiliriz. Peki günümüzde ölçüm alınacak beyinler ve davranışsal çıktılar bu kadar ulaşılabilirken ve elimizde birçok ölçüm enstrümanı varken hala yolun başındaysak bilişsel evrimi nasıl anlayacağız? İşte burada alanlar arasında kurulan köprüler devreye girmekte. Bu köprülerden biri olan nöroarkeoloji çeşitli arkeolojik buluntulardan (çanak-çömlek, ok, keski gibi aletler; insan kalıntıları; antik şehir, tapınak ve mezarlar; semboller, desenler, mağara ve duvar resimleri) yola çıkarak insan (homo) ve insansıların (homonid) bilişsel evrim sürecini anlamaya çalışmaktadır. Örneğin; taş aletlerin yapımında kullanılan yöntemler incelenerek bu işlem için gerekli olan bilişsel işlevler anlaşılmaya ve bu becerinin bilişsel evrim basamaklarında nerede olduğuna yönelik hipotezler üretilmeye çalışılmaktadır.1,2,3
Nöroarkeoloji bellek, sosyal kognisyon, bilinç, dil gibi alanlardaki soruları yanıtlamaya çalışmaktadır. Tabi ki konu başlıklarını bu şekilde söylemek perspektifi oldukça genişletiyor. Biraz daha spesifik hale getirirsek nöroarkeoloji özellikle dilin evrimi, sanatın evrimi, sosyal interaksiyon ve özellikle alet yapım süreci üzerinde durmaktadır.2
Alet yapımı oldukça karmaşık bir süreçtir. Başta düşünüldüğünde bir taşı başka bir taşla keskin hale getirmek olarak hayal edilebilir ama durum bundan çok daha karmaşıktır ve üst düzey bilişsel işlevleri gerektirir. Öncelikle nasıl bir alete ihtiyaç duyduğunuza karar vermeniz gerekir. Yani önceki deneyimlerinizde yaşadıklarınızı gözden geçirir neye ihtiyaç duyduğunuzu belirlersiniz. Bunu yaparken ileride neye ihtiyaç duyacağınızı da düşünmeniz gerekir. Aleti nasıl yapacağınızı planlamanız gerekir. Örneğin; önce taşı yontmalı sonra da uzun bir dalın ucuna yerleştirmeniz gerekir. Yontma işlemine başladığınızda taştan alet yapma sürecine dair önceden edindiğiniz bilgilere ihtiyacınız olacaktır ve bunları geri getirmeniz gerekir. Taşı yontma işlemi sırasında sensorimotor reprezentasyonlar oluşturulur. Bununla birlikte oluşturmak istediğiniz yeni aletin özelliklerini aklınızda tutmalı ve bunları elinizde yavaş yavaş oluşmaya başlayan somut nesnenin özellikleriyle kıyaslayarak doğru yolda olup olmadığınızı kontrol etmeniz gerekir. Tüm bu aşamalar sırasıylar epizotik bellek, epizotik gelecek düşüncesi, karar verme, planlama, working memory, algı ve motor becerilerin entegrasyonu ve kontrol olarak sıralanabilir ve daha da detaylandırılabilir.4
Erken Taş Devri’ne tarihlenen bir aletin yapım sürecinin beyinde hangi alanları aktive ettiği, yontma becerisindeki ustalık derecesinin bu aktivasyonları nasıl değiştirdiğini farklı nörogörüntüleme yöntemleri kullanarak çalışan pek araştırma bulunmaktadır. Bu alanda araştırma örneklerini incelemek isteyenler 4 numaralı kaynağa bakabilirler.
Nöroarkeolojinin üzerinde durduğu alanlardan biri olarak sanatı da listeye eklemiştik. Sanatsal buluntuların nöroarkeoloji perspektifinden nasıl açıklandığına dair güzel örneklerden biri Almanya’da bulunan bu yarı aslan yarı insan heykelidir. 32.000 önceye tarihlenen “Aslan Adam Heykeli” tahmin edebileceğinizden çok fazla ve yüksek kortikal işlevleri gerektirir. Özellikle alet kullanımını, planlama, kontrol ve 3 boyutlu düşünebilme yeteneğini gerektirmektedir. Bu buluntunun en can alıcı noktası ise yarı insan yarı aslan formunda olmasıdır. Bu haliyle heykel sembolik bir ifade taşımakta ve soyut düşünme becerisini gerektirmektedir. Tüm bu özellikleriyle üst paleolitik dönemdeki insanların modern insana oldukça yakın kortikal organizasyon ve işlevlere sahip olduğunu hipotize edebiliriz.1
Görüldüğü üzere nörobilim ve arkeolojinin kesişim alanları bize bilişsel evrim konusunda yeni bir perspektif sunuyor. Tabi ki daha çok yeni olan bu alan üzerinde daha fazla farkındalığa ve çalışmaya ihtiyacımız var. Unutmamalıyız ki elimizdeki sonuçlar şu anda çıkarım ya da hipotez niteliğindedir. Yeni hipotezleri ve tartışma alanlarıyla önümüzdeki yıllarda hızla gelişeceği düşülen nöroarkeolojiyi üzerine yeni blog yazılarıyla konuşmaya devam edeceğiz.
Kaynaklar
- Laughlin, C. D. (2015). Neuroarchaeology. Time and Mind, 8(4), 335-349.
- Stout, D., & Hecht, E. (2015). Neuroarchaeology. Human paleoneurology, 145-175.
- Stout, D., Hecht, E., Khreisheh, N., Bradley, B., & Chaminade, T. (2015). Cognitive demands of Lower Paleolithic toolmaking. PLoS One, 10(4), e0121804.