Biz uzmanlara gelen danışanların birçoğu “bu durumdan kurtulmak istiyorum”
“eski halime dönmek istiyorum” “ne yapacağım” “hayatım normale dönsün istiyorum”
Gibi yakınma ve hedefler ile gelirler. Bu türlü hızlı ve sihirli dönüşüm beklentisi, biz
uzmanlara kişilerin var olan dengelerinin kaybolmaya başladığı hangi travmatik deneyimler
ile karşılaştığını, günlük hayatlarının baş edilmesi güç değişimi ve dönüşümü bekleyen hangi
potansiyelleri olduğunu düşündürür. Çünkü yaşamın rutinlerinin değişiyor olması ve ruhsal
bunalım bizim için birer fırsat ve dönüşümü bekleyen, çıkmaya hazırlanmış bir beceri,
potansiyel veya keşif sürecidir. Tabii ki bu süreç çok rahat, hızla sönüp ortadan yok olan bir
süreç değildir.
İnsan, varoluşunu her zaman ağır ve hazmetmeyi gerektiren adım adım süreçler ile
deneyimler. Örneğin gebelik sürecinin 9 ay sürmesine bir bakalım. Yumurta ve spermin
buluşması, birbirlerini seçmesi, iş birliği içinde bir olguya dönüşmesi, bölünerek çoğalmaları,
yaşamı sürdürmek için alt yapı oluşturmaları, büyümesi, genişlemesi, insan canlı
organizmasına dönüşümü, gelişimini tamamlamaları ve artık dış dünya ile kavuşumu yani
doğumu başlatması belli bir süre sonunda gerçekleşir. Böylece yeni bir alan ve hayat
başlamış olur. Bu durum insanın ilk gelişim ve sancı sürecidir. Doğum fiziksel bir olgudur ve
bir kez yaşadığımız bir deneyimdir. Ancak ruhsal doğum süreçleri birden fazla kez hayat boyu
devam eder. Seçimlerimizin oluşturduğu olgular organizmaya dönüşür ve bizi bir sonuca
getirir.
Yukarıdaki yakınmalar ile gelen danışanlarımın birçoğunun ruhsal doğumun başladığı ancak
henüz gerçekleşmediği; ruhsal sancılar sonucu terapiye başladıkları ve bu ifadelerde
bulundukları aşikârdır.
Peki terapi süreci burada ne işe yarar?
Gerçekten bu süreç geçecek midir?
Nasıl geçecektir ve ne yapacaktır da geçecektir?
Eskiye dönüş olacak mıdır?
Bu durum ne kadar zaman alacaktır?
Bu soruları okurken zihinlerinizin “evet bu çok kolay ve hızla gerçekleşir üzülmeyin” yanıtını
bekler olduğunu bilmekteyim. Ancak her yeni sürecin doğumu bir zaman gerektirmektedir ve
kişiden kişiye göre bu süreç çeşitlenmektedir. Tıpkı her doğanın farklı ve özel oluşu gibi
doğum süreçleri ve kişiden hangi potansiyelde nasıl bir benlik versiyonunu yaratacağı özel
yani biriciktir. Terapi işte tam da burada doğuma destekçi, yardımcı görevi üstlenmektedir.
Terapi süreci sizden gelen ve yine sizin gerçekleştireceğiniz yolculuğunuzu kolaylaştıran, bu
yola rehber olan veya oluşabilecek ruhsal komplikasyonlarınızı öngören ve müdahale eden
rolünde size eşlikçidir. Eskiye dönüş yoktur! Eski birikim ve deneyimlerden “yeni” yi
oluşturma vardır.
“Yeni”ye geçiş her zaman anksiyete yaratır. “Yeni”yi deneyimlemek bir parça cesaret ister.
“ben de o cesaret yok işte” diyen zihinler ise şuan bu satırlara sorgulamalarıyla ulaşmış
olduğuna göre, yeniyi aramaya cesaret etmiş demektir.
Arayışınıza eşlik etmek dileğiyle