İşte Bu Doktor İndir

Mutlu Olmanın Yolları

 

Mutluluk nedir?

Mutluluk kişinin yaşam doyumunun olması ya da başka bir ifadeyle kıvanç duymak olarak tanımlanabilen öznel iyi olma durumudur. Mutluluk sonsuz bir durum mudur? Mutlu insanlarda hayattan çok doyum alan insanlarda zaman zaman üzgün, kızgın, yorgun, yalnız hissederler. Yalnız nasıl geçeceğini, nasıl daha iyi hissedeceklerini bilirler. Buna inanırlar ve bekler, çaba sarf ederler. Önemli olan anlık duygular mıdır, yoksa genel ruh hali midir?

Kişinin yaşadığı duyguların bir dengesi vardır. Bazen üzgün kırgın hissetse de ‘düzelecek bilgisi’ yani inancı vardır. Önemli nokta budur. İnanç ve genel ruh hali. Olumlu duyguların olumsuz duygulara kıyasla çok daha fazla olması insanı ‘mutlu bir insan’ olarak sınıflandırabilir.

Mutluluğu tanımlamamıza yardımcı iki yaklaşım vardır. Hedonik yaklaşıma göre, yani haz odaklı yaklaşıma göre olumlu duyguların olumsuzlardan nispeten daha fazla olup hayat doyumunun olmasıdır. Diğer yaklaşıma göreyse; mutluluk gelişim odaklıdır ve yaşamdan anlam bulmak, erdemli biri olmak ve kendini gerçekleştirmeyle ilgilidir.

Bu çerçevede en az mutluluk kadar önemli bir başka kavram daha dikkat çeker, Psikolojik İyi Oluş kavramı. Psikolojik iyi oluş, anlamlı amaçları sürdürebilmek, potansiyelinin tamamını kullanabilmek, zorluklarla karşılaşıldığında kendini gerçekleştirebilme, kişisel olarak gelişme, anlamlı sosyal ilişkiler kurabilmek ve anlamlı bir hayat yaşayabilmekle ilgilidir.

Mutlu Olmanın Yolları

Mutlu olmanın kabaca 5 yolundan bahsedebiliriz.

1. Sosyal İlişkiler Kurmak ve Geliştirmek

2. Hedef Belirlemek

3. Şükretmek

4. Affetmek

5. Rutinler Oluşturmak ve Alışkanlıklar Edinmek

1.1. Sosyal İlişkiler Kurmak ve Geliştirmek

Sosyal bir varlık olan insan farkında olarak veya olmayarak sürekli birbirleri ile iletişim halindedir. İnsan her dönemde iletişime ihtiyaç duymuştur. Birbirine hem derdini anlatmak için hem çözüm bulmak için hem de birbirini anlamak için iletişim kurmuştur. Özetle, insanlarla iletişim halinde olmak insan yaşamının merkezinde bulunur.

Bir araştırmada kişilerin sosyal ilişkileri ve mutluluk seviyeleri arasındaki ilişkiye bakılmış ve pozitif yönde ilişki bulunmuştur. Daha sosyal olan bireylerin mutluluk seviyelerinin de bir o kadar yüksek olduğu belirlenmiştir.

Durum tam tersi de olabilir. Depresyon hastalarına bakarsak hep yalnız olduklarından bahsederler ya da hayatta bir dönem yalnız kalmışlardır ve sosyal ilişkileri ivmeyle azalmıştır. Bu da birbiri halinde döngüye sebep olmuştur. Önce daha az sosyal ilişki daha az sosyalleşmek ardından eşlik eden kendini daha kötü hissetme durumu. Başka bir taraftan bakıldığında da kendini kötü hissettiği için sosyalleşmeme iletişimden uzaklaşma. İki türlüde birbirini etkileyen bu durumu sadece depresyonla sınırlandıramayız. Alzheimer da kişinin sürekli aynı şeyleri yapması, sürekli evde güvenli alanında bulunması, beyni aktive edecek kitap okuma, yeni bir şey öğrenme gibi yeni bir yolda yürüme gibi aktivitelerden yeni biriyle tanışıp sosyalleşmemesine kadar iletişimden de uzaklaşması sonucu hastalık tetiklenir ve yaşam şekli bu duruma gelmesinin sebeplerinden olabilmektedir.

Kısaca sosyallik daima insanı güvenli alanından çıkarmaya, yeni insanlar tanımaya, vakit geçirmeye ve keyif almaya kadar birçok şekilde olumlu hissettirebilir. Olumlu hislerin olumsuzlardan yoğun olması da mutlulukla ilintili olduğu için mutluluk, mutlu hisler giderek artabilir.

1.2. Hedef Belirlemek

‘Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder; çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.’ sözünü okumuştum. Montaigne tam olarak bu durumu özetlemiş. İnsanın hedefinin ve amacının olması insana çalışma azmi, başarma isteği ve ulaşmak için de motivasyon verir aslında. Hedefsiz olmak ise sürüklenmek ve gününü geçirmektir. Böyle gününü geçirmek ve uyanmak, uyumak insanı mutlu etmez. Mutluluk iyi hissetmek, olumlu yaşantıların daha çokluğu ise nötr kalmak insanı mutlu etmeyebilir. Bu sebeple bir hedef belirlemek ve o yolda gitmek ardından başarmak insanı mutlu eder, başaramamakta elinden gelenin en iyisini yaptığını bilmekte mutlu eder. Yani mutluluk sadece sonuç değil, yoldaki süreçle de ilgilidir, diyebiliriz.

1.3. Şükretmek

Şükür kelime anlamı itibariyle iyilik bilmek, övmek ve minnettarlık anlamlarına gelir. İngilizcede ‘gratitude’ olan şükür aratia yani iyilik, gratus yani sevinme, kelimelerinden türetilip gratia oluşturulmuş, yani kelime anlamları dolayısıyla şükrün mutluluk ile ilişkisi olarak belirlenmiştir.

Her gün şükredecek milyonlarca durumla karşılaşıyoruzdur. Milyonlarca kez şükretmiyoruzdur. Farkında olunan ya da olunmayan tüm durumlar için şükrediyor muyuz? diye sorabiliriz. Bilişsel süreçte şükrü anlayabilmemiz için iki durum vardır. İlki şükretmeyi bilmek, diğeri şükrü fark etmek. Yani şükretmekle iyiliğin alıcısı olduğunu fark etmek demektir.

Şükür ile ilgili yapılmış çalışmaların sonuçlarında; şükür arttıkça insanların olumlu duygularının hissedilmesi de artış halinde olduğu görülmüştür.

Özetle şükretmek, hayattan keyif almak, iyi hissetmek, olumlu hislerin artması ve perçinlenmesine yardımcıdır yani mutlu olmanın bileşenlerine. Aynı zamanda farkındalık gelişmektedir, bu sayede affetmekte daha kolay hale gelir.

1.4. Affetmek

Affetmek insanın üzerindeki yükleri atmak için temel adımlardan biridir. Yükü olan insanın çok mutlu olması beklenmez. Az önce bahsedilen şükür ile farkındalığa ulaşan bireyin affetmesi kolaylaşır. Affetmemek, sesi kısılmış ama arka fonda sürekli çalan sevmediğimiz bir şarkı gibidir. Rahatsız edici ve dikkat dağıtıcı. Sadece kendimiz için bile affetme eylemi gerçekleştiğinde ses susar, yük azalır ve bizim alanımızdan çıkar. İyi ve olumlu hisler artar, farkındalık daha güçlenir ve artık kişi odaklanmak istediği şeylere daha odaklanır hale gelebilir. İyi hisseder, mutlu olur.

1.5. Rutinler Oluşturmak

Güne sevdiğiniz şekilde başlamak, yapmak istediğiniz ve hedeflediğiniz şekilde günün yarısına gelmek, akşam için sosyalleşebileceğiniz bir etkinlikte bulunmak. İnsanı hem planlaması hem de uygulayabiliyor olması mutlu edebilir, iyi hissettirebilir.

Herkesin gün içerisinde uyguladığı ona iyi gelen rutinleri olabilir, basit ve kolay uygulanabiliyor olması süreklilik açısından önem taşır. Her gün 5 dakika meditasyon da olabilir, yarım saat erken kalkıp yürüyüş yapmakta olabilir, uyanır uyanmaz içilen kahvede olabilir. Önemli olan basit, kolay uygulanan ve kişinin kendini iyi hissettiği rutinler.

Bir davranış bir kez yapılıp iyi hissettirdikten sonra, bir sonraki aşamada kişi tatmin hissini almasa bile sonuca ulaşmasa (yürüyüşe çıkmasa) bile çıkmak için erken kalkıp hazırlanma aşamasında beynimiz dopamin salgılamaya başlar ve ister istemez iyi gelemeye, iyi hissettirmeye başlar. Bu durum zamanla tekrarlandıkça alışkanlıklar, rutinler oluşur.

Çok sık yaptığımız bize iyi gelen rutinlerin sağlıklı beslenmek gibi, her gün 20 sayfa kitap okumak gibi iyi hissettirmesi olasıdır. Bu olumlu hisler, rutinler sayesinde nerdeyse her gün gerçekleştiği için sürekli kişi kendini mutlu edecek bir planlama halindedir. Süreklilik iyi alışkanlıklar sayesinde mutlu hissetmenin, mutlu olmanın anahtarı olabilir.

   

 

Kaynak

İnönü Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2018, 5(3), 25-34

Güler, A. & S. Gül (2021), “Sosyoekonomik Faktörler, Sosyal ilişki, Mutluluk ve Yaşam Memnuniyeti Arasındaki İlişki: 2018 Avrupa Sosyal Anketi’nden Bulgular”, Sosyoekonomi, 29(49), 293-306.

İnif E-Dergi, Mayıs 2017, 2 (1).

Antalya Psikiyatri