İlişkilerinizde kontrol edemeyeceğiniz ve asla değiştiremeyeceğiniz durumlar olabilir. Bunlar için kaygılanmayın. İsteklerimizi doğru bir biçimde ifade etmek, beklentilerimizi minimum düzeye çekmek ve ilişkiniz adına sorumluluk almak daha doğru bir yaklaşım olur. Eşiniz ve ilişkiniz söz konusu olduğunda kıyaslama yapmamak gerekir. Unutulmaması gerekir ki beklentiler ve kıyaslama ilişkilerin katilidir.
Günümüzde birçok kişinin ortak sorunlarından olan ve çiftleri mutsuz eden konuların başında yaşadıkları ilişkilerde mutlu olamamaları geliyor. Herkes ilişkisinde k ettiklerini düşündükleri mutluluğa ulaşmayı arzu eder. Fakat huzur, güven ve mutluluk ancak ve ancak sağlıklı ilişki sistemlerinde oluşur. Bunun için de ilişkide bireysel olarak sorumluluk almak ve kendi üzerimize düşenleri yapmaya odaklanmak gerekir.
Peki, sağlıklı ve mutlu bir ilişki için neler yapmalıyız? Aile Danışmanı Hafire Uzunkaya, mutlu ilişkiler için tüyolar verdi…
Önceliği kendimize vermeli ve önce 'ben' diyebilmeliyiz. Ama benmerkezci ve bencil bir şekilde hep 'ben' dememeliyiz. 'Önce ben' demek sağlıklı ve bize değer katan bir yaklaşımken; 'hep ben' demek oldukça sağlıksız ve zararlıdır. Uçaklarda 'Maskeyi önce kendinize takın' uyarısı gibi algılayabiliriz bunu. İlişkimizin nefes alabilmesi için önce bizim nefes alıyor olmamız gerekir.
YARGILAMAYIN, DİNLEYİN
İlişkilerde ilk feda edilen 'Ben' oluyor. Senin için kendimden feda ettim diyenler, sonrasında hep hayal kırıklıkları yaşıyor ve feda ettikleri ölçüde beklentiye giriyorlar. Halbuki her ilişkide olması beklenen 'ben'i korumak, 'sen'e saygı duymak ve 'biz' olabilmektir. Bir diğer konu ise doğru iletişim kurmaktır. Evliliklerin en büyük düşmanı olan ve mahşerin dört atlısı olarak nitelendirilen eleştiri, savunma, aşağılama, duvar örme iletişim ve davranış kusurlarını ilişkinizden çıkarmak ve bunların panzehiri olan yumuşak başlangıçlar, sorumluluk almak, takdir etmek, rahatlamayı beklemek gibi olumlu iletişim ve davranış şekillerini ilişkimize kazandırmak gerekir. Konu her ne olursa olsun eşinizi yargılamamayı, onu dinlemeyi ve anlamayı öğrenin. Gerekirse siz de fikirlerinizi dile getirin, konuyu sorgulayın ama ona inançlarınızı ve fikirlerinizi zorla kabullendirmeye çalışmayın.
EŞİNİZLE DOĞADA YÜRÜYÜŞ YAPIN
Günümüz koşullarında en çok yaşadığımız sorunlardan biri de hız… Hayat bir yerden akıp gidiyor, günlük koşturmacanın içerisinde kaybolan çiftlerse birbirlerine yeteri kadar zaman ayırmakta güçlük çekiyorlar. Yoğun çalışma temposu, ekonomik sıkıntılar, trafik ve her şeye tek başına yetişmeye çalışmak, insanlar üzerinde baskı yaratıyor ve ister istemez hızlı hareket etmek zorunda kalıyorlar. Bunun için öncelikle biyolojik ritminizle uyumlanmanız ve günün belli saatlerinde, haftanın bazı günlerinde yavaşlamayı ve kendi iç ritminize yönelmenizi tavsiye ediyoruz. Bunun için metronom kullanmayı, sakin müzikler dinlemeyi, meditasyon yapmayı ve en önemlisi doğanın bir parçası olduğunuzu ve doğada vakit geçirmeyi ihmal etmemelerini öneriyoruz. İlişkinizi doğaya taşımak, eşinizle yürüyüş yapmak, piknik yapmak, yağmurda ıslanmak, bir çiçeğe, ağaca, çimene dokunma, rüzgarın esintisini hissetmek hem ilişkilerde romantizmi yükseltecek, hem de biyolojik ritmimize uyumlanmamızı kolaylaştıracaktır.
Eşiniz ve ilişkiniz söz konusu olduğunda kıyaslama yapmamak gerekir. Kıyaslama yaptığımızda partnerimizin daha iyi olacağı beklentisi yanıltıcıdır. Unutulmaması gerekir ki beklentiler ve kıyaslama ilişkilerin katilidir. Bunun yerine isteklerimizi doğru bir biçimde ifade etmek, beklentilerimizi minimum düzeye çekmek ve ilişkiniz adına sorumluluk almak daha doğru bir yaklaşım olur.
DOZUNDA KISKANÇLIK OLABİLİR
İlişkilerde var olan kıskançlık, bizim doğal duygularımızdandır ama hastalık haline gelmesine izin vermemek gerekir. Dozunda kıskançlık ilişkiye zarar vermezken dozu aşıldığında hem bize, hem eşimize, hem de ilişkinize zarar vermektedir. Bunun yerine sevmenin ve sevilmenin olumlu enerjisine odaklanmayı çiftlerimize öneriyoruz.
İlişkimizde her zaman olumlu, güzel şeyler olmuyor. Zaman zaman herkesin hayatında kötü şeyler yaşanıyor. Siz her ne kadar olumsuzluklarla karşılaşsanız da asla pes etmeyin ve iyiye dair umudunuzu hep koruyun. İlişkilerde sorun odaklı değil; çözüm odaklı olmak gerekir. İlişkimizde eşimizi tanımak, onun istek ve hayallerini bilmek oldukça önemlidir. Eşimizi tanımak ise kendimizi tanımaktan geçer. Kendinizi tanımak için keşfetmeye ve kendinizi tüm benliğinizle bulmaya çalışmak size bu konuda çok yardımcı olacaktır. Unutmayın kendini bilen, dünyayı bilir.
İLİŞKİNİZE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİ KARIŞTIRMAYIN
Asla ama asla ilişkinize üçüncü kişileri karıştırmayın. İyi niyetli olduklarına inansanız da ilişkinizin kaderini belirlemelerine, ne yapmanız gerektiğine karışmalarına, sizin adınıza yolunuzu belirlemelerine izin vermeyin!
İlişkilerinizde kontrol edemeyeceğiniz ve asla değiştiremeyeceğiniz durumlar olabilir. Bunlar için kaygılanmayın. Baş edemediğiniz durumlar için profesyonel destek almayı ihmal etmeyin.
Hayata bakmayı değil, onu görmeyi deneyin. Güzel bakın, güzel konuşun, güzeli duyun ve güzel davranın. Çünkü biliyoruz ki davranışlarımız kaderimiz olur. Tüm bunlara dikkat ettiğimizde mutlu, sağlıklı, huzur ve güven dolu bir ilişki bizi bekliyor olacaktır.