İşte Bu Doktor İndir
Baktığımız objelerin görüntüsü ışık aracılığı ile ağtabaka dediğimiz gözün iç kısmındaki retina bölgesine düşer. Görüş alanımızdaki tam merkezde baktığımız objenin görüntüsü makulaya düşer. Makula, retinanın merkezinde yer alan çok küçük bir parçasıdır. Yalnızca 5 mm kadar genişliği vardır, ancak merkezi görüşümüzden, renk görüşümüzün çoğundan ve merkezi görüşümüzün ince ayrıntılarından sorumludur. Makula çok yüksek konsantrasyonda fotoreseptör hücresi dediğimiz ışığı algılayan hücrelere sahiptir. Fotoreseptör hücreleri gelen görüntüyü işleyerek fotokimyasal tepkimeler sonrası sinir lifleri aracılığı ile sinyal şekilde onları beynin görme merkezine gönderirler. Görüntü burada işlenerek her iki gözden gelen görüntü birleştirilip yorumlanarak gördüğümüz şekildeki üç boyutlu görüntüye dönüştürülür. Retinanın makula dışında kalan bölgeleri çevresel veya yan görüşümüzü işler. NEDEN SARI NOKTA DENMEKTEDİR? Makula tıptaki kullanımı ile Latinceden gelen makula lutea kelimeleri ile ifade edilir.  ’Makula’’  güneş lekeleri, minerallerin üzerindeki işaretler gibi bir çok lekeler için kullanılan bir kelimedir ve nokta, benek, spot, boya, leke anlamlarına gelmektedir. Latince ‘’macula’’ kelimesinden gelmekte olup kökeni bilinmemektedir. Her iki gözün tam merkezdeki cismi tek görecek şekilde ‘korrespondan’ retina noktalarına denk gelen bölgeye, içerdiği pigmentlerden dolayı da makula lutea denmektedir. Lutea kelimesi, doğadaki birbirinden güzel ve her biri sapsarı çiçekler açan Latince adında da ‘’Lutea’’ kelimesi yer alan binlerce bitkiyi çağrıştırmaktadır. Gözümüzün en değerli noktası olan makula merkezi, retinanın yüksek çözünürlükte görüşten sorumlu olan bölgesidir. İnsan gözünün retinasının merkezinde pigmentli bir alandır. İnsanlarda makula yaklaşık 5,5 mm çapında oval bir bölgeye denir. Makula bölgesinin merkezine doğru fovea, foveaola ve umbo denen bölgeleri mevcuttur.  Makulanın klinik olarak en önemli bölgesi fovea adını alır. Fovea makülanın merkezinde yer alır; foveola ise foveanın merkezinde yer alır. Retina çubuk hücreler ve koni hücreleri adını verdiğimiz iki tip ışığa duyarlı hücre içerir. Makula retinanın en yoğun koni hücresi içeren bölgesidir. Foveola ise makülanın, en yoğun konsantrasyonda koni hücreleri içeren küçük bir çukur şeklindeki merkezi bölgesidir.  Umbo, foveanın merkezinde bulunan foveolanın merkezi noktasıdır. Makula, tam merkezdeki damarsız bölge olan foveal avasküler zon dediğimiz yer dışında yoğun kapiller damarlar içerir. Fovea makülanın tam merkezindeki 1.5 mm çapındaki alana denir. Foveal avasküler zon yaklaşık 0.5 mm çapındadır. Foveal avasküler zon içinde kalan foveola ise 0.35 mm çapındadır. Umbo makülanın tam merkezindeki çukur yere denk gelen 0.15 mm yer tutan ve makülanın muayene sırasında reflesini sağlayan noktadır. Foveal avasküler zon merkezinde yer alan foveanın çukur olduğu yerde gangliyon hücresi gibi nöral hücreler yer almaz ve ışık doğrudan buradaki fotoreseptörlere ulaşır. Bu yapı göze gelen ışığın saçılmasını oldukça azaltan ve kamaşma oluşumunu önleyen bir sistemdir. Makula, iyi ışıkta mümkün olan merkezi, yüksek çözünürlüklü, renkli görüşten sorumludur. Makula dejenerasyonu veya diğer bu bölgeyi tutan hastalıklarda makula hasar görürse bu tür görme bozulur. Oftalmoskopi dediğimiz göz dibi muayenesinde göz bebeğinden bakıldığında makula görülebilir. Makula lutea terimi, Latince makula, "nokta" ve lutea, "sarı" dan gelir. Bu yüzden halk arasında sarı nokta olarak bilinir. Makula sarı renkli olduğu için göze giren fazla mavi ve ultraviyole ışığı emer ve retinanın bu bölgesi için doğal bir güneş kremi görevi görür. Makula içeriğindeki pigmentler sayesinde bu gölgedeki duyarlı fotoreseptör hücreleri içi doğal bir güneş gözlüğü gibi koruyuculuk sağlar. Makula lutea adındaki sarı renk ifadesi içeriğindeki bu pigmentlerden kaynaklanmaktadır. Sarı renk, diyetten elde edilen sarı ksantofil karotenoidleri olan lutein ve zeaksantin içeriğinden gelir. Zeaksantin makulada daha baskındır. Bu karotenoidlerin bu bölgeyi bazı hastalıklardan koruduğuna dair bilgiler vardır. Bu karotenoidlerin yaşa bağlı makula dejenerasyonunu önlediği gösterilmemiş olsa da, hastalığın ileri evrelere ilerleme riskini azalttığı gösterilmiştir.  Yukardaki fotoğraf göz dibinin (retinanın) sadece makula ve optik sinir bölgesini (arka kutup retina) içeren çok küçük bir bölgesinin görüntüsünü içerir. Bu fotoğrafta göz damarlarının girip çıktığı sarı yuvarlak yapı optik sinirin başını gösterirken retinanın diğer alanlarından daha koyu yuvarlak bölge makülanın fovea dediğimiz merkezi kısmını göstermektedir. Makula bölgesindeki hücresel yapılar, çok yüksek keskinlikte görme için özelleşmiştir. Makulanın fovea bölgesi yüksek keskinliğe sahip fotoreseptör sinir hücreleri olan konileri yüksek yoğunlukta içerir. Normal insan gözü, farklı spektral hassasiyet aralıklarına sahip üç farklı tipte koni hücresi içerir. Beyin, farklı renkleri ayırt etmek için komşu konilerden gelen sinyalleri birleştirir. Farklı tipteki bu koni hücrelerinin eksikliğine göre farklı renk körlükleri ortaya çıkabilir. Öte yandan görme bilgisine konilerden daha duyarlı olan çubuk fotoreseptörleri tek tiptir ve loş ışıkta konilerden daha baskın fotoreseptörlerdir. Yani ışık azaldığı zaman çubuk hücreleri daha aktiftir.   Bununla birlikte konilerin ayrı spektral duyarlılığı tarafından sağlanan bilgi olmadan renkleri ayırt etmek imkansızdır. Fovea merkezinde koniler baskındır ve yüksek yoğunlukta bulunur. Makula bu nedenle iyi ışıkta mümkün olan merkezi, yüksek çözünürlüklü renkli görmeden sorumludur. Bu nedenle makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) gibi makulanın hasar gördüğü hastalıklarda bu tür görme bozulur. Bu yüzden makula dışındaki retina alanlarını tutan hastalıklarda hasta gözdeki bu etkilenmeyi hemen fark etmez iken makulayı tutan hastalıklarda merkezi görüşte bulanma meydana geldiği için hemen fark edebilir. Bazı hastalar her iki göz açık iken bir gözdeki makular tutulmayı erken dönemde fark etmeyebilir. Bu nedenle ara sıra tek göz kapatıp gözlerin görüş kalitesini tek tek test etmek faydalıdır. Foveanın altında, makula için koruyucu görevi gören bir hücre tabakası olan RPE bulunur.  Fotoreseptörler ve RPE hücreleri birbirine kenetlenmiş olup aralarında görme için gerekli nörokimyasal faktörlerin alışverişi söz konusudur. Fotoreseptörler ve RPE hücreleri birlikte çalışarak işlev görürler. RPE hücreleri, altında koroid denen damar ağı tabakasının bulunduğu Bruch zarı adı verilen çok ince tabaka üzerinde tek bir katman halinde bulunur. Normal şartlar altında Bruch membranı, makulanın içine ve altına büyüyen koroidden gelen kan damarlarına karşı bir bariyer görevi görür. Aynı zamanda oksijen ve besinler koroidden makulaya ve atık ürünler makuladan koroide geçer. Makula çok aktiftir ve çok fazla enerji ve oksijen kullanır.  Retinanın birçok doğuşsal ve sonradan gelişen hastalığı vardır. Bu hastalıklar içinde maalesef makulayı etkileyen hastalıklar daha fazladır. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu, epiretinal membran, makula deliği gibi görsel sorunlar direkt olarak makulayı etkiler. Diyabetik retinopati de sıklıkla makülada ödeme neden olarak görme kaybı oluşturur. Prof. Dr. Ümit İNAN