GENÇ KADINLARIMIZIN HABERSİZ OLDUKLARI SORUN: POLİKİSTİK OVER SENDROMU
Özellikle doğurgan yaşında olan kadınlarımızın en sık görülen endokrinolojik bir sorunu olan polikistik over sendromu kısaca PKOS’tan bahsetmek istiyorum.
PKOS 15-45 yaş aralığındaki kadınlarımızın yaklaşık %15-20’inde değişik kliniklerle görülebilmektedir. İlk defa tanımlandığı dönemden sonra tanısal anlamda değişikler geçiren bu hastalık çok farklı klinik tablolarla hastalarda görülmektir. Tanı konulması bir çok farklı hastalığa benzediği için tecrübeli hekimlerin detaylı incelemeleri ile olabilmektedir.
PKOS kimi zaman obezite yani şişmanlama veya kilo verememe, kimi zaman sivilcelenmelerde artış, kimi zaman kadınlarımızın korkulu rüyası tüylenmede artış, kimi zaman adet düzensizlikleri, kimi zaman tekrarlayan düşükler veya infertilite (kısırlık) gibi sorunlarla karşımıza çıkabilmektedir. Bu yüzden tanısal anlamda zorluklar olabilmektedir.
PKOS hastalarının %80’inde kilo sorunu vardır. Hastalar kilo veremediklerini ve yaş artışı ile birlikte sürekli kilo aldıklarından şikayetçi olurlar. Bu hastalığın temelinde dokularda izlenen insülin direnci olduğu ortaya konulmuştur. İnsulin direnci ile birlikte vücut metabolizmasında yavaşlama ve dokuların glukozu yani şekeri kullanması zorlaşmaktadır. Öğün sonralarında insülin salınımı artmakta ve bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ile birlikte diyabet yani şeker hastalığı daha sık görülmektedir.
İnsulin direnci sonrasında adet düzenlemede etkili olan bazı hormonların salınımı bozulur ve testosteron hormonu artmaya başlar. Bunun sonrasında kadınlarda hirsutizm (tüylenmede artış), yüzde ve vücutta büyük ve rahatsız edici sivilcelenmeler, adet düzensizlikleri veya adetten kesilme şikayetleri ortaya çıkmaktadır.
PKOS hastaları yıllar içerisinde diyabet (Şeker Hastalığı), hipertansiyon ve kolesterol yüksekliği açısından diğer bireylere göre daha yüksek riske sahiptir. Bu hastalıklarda ateroskleroz dediğimiz damar sertliğine yol açmaktadır. Bu sebeple PKOS olan kadınlar mutlaka bu hastalıklar açısından yakın takip edilmelidir.
PKOS tanısı konulduktan sonra tedavisi değişkenlik göstermektedir. Her hastada aynı semptomlar ve şikayetler olmadığı için tedavi kişiye ve şikayetlerine göre yapılmalıdır. Temel olarak insülin direncini kırmak ve azaltmak için tedaviler uygulanmaktadır. Bu konuda yapılması gereken ilk şey hareketin artırılmasıdır. İkincisi zayıflama konusunda düzenli beslenmenin sağlanması ve gerekirse bu konuda profesyonel desteğin alınması gerekmektedir. İlaç konusunda kişinin şikayetlerine ve ihtiyacına yönelik tedaviler verilmesi gerekmektedir. Adet düzensizliği, tüylenmede artış, geçmeyen sivilceler ve kilo verememe şikayeti olan genç kadınlarımız PKOS açısından endokrinolojik değerlendirmelerini mutlaka yaptırmalılar. Sağlıcakla kalın.
Doç. Dr. Yusuf AYDIN