İşte Bu Doktor İndir
Osteoporoz hakkında soru ve cevaplar   Soru 1. Sayın hocam Osteoporoz nedir? Osteoporoz halk arasında kemik erimesi olarak bilinir. Bilimsel tanımı ise, kemik yoğunluğunda ve kemik yapısını oluşturan mikromimarisinde bozulma sonucu kemik kırılganlığının artışı ile karakterize metabolik bir kemik hastalığıdır. Soru 2. Osteoporoz çok sık görülen bir rahatsızlık mıdır? Osteoporoz kadınların 1/3’de erkeklerin ise 1/5’inde gözlenmesine rağmen çok ihmal edilen bir hastalıktır. Ayrıca sadece kadınlarda görülen bir hastalık olduğu inancı ise yanlıştır. Kadınlarda özellikle menopoz sonrası daha fazla görülür ama erkeklerinde %20 sinde kemik erimesi görülebilmektedir. Soru 3. Peki tüm kadınlar menopoza girmesine rağmen niye hepsinde osteoporoz izlenmiyor? Osteoporoz bazı riskli kişilerde veya osteoporoza sebep olan hayat tarzı yaşayanlarda daha sık görülür. Geç adet görmeye başlayan veya erken menopoza giren kadınlarda, zayıf ince yapılı kişilerde, vücut kitle indeksinin düşük olanlarda, sigara ve kahve tüketiminin çok olduğu kişilerde, ailesinde osteoporoz öyküsü olan kişilerde, düşük kalsiyum ile beslenenlerde, tip 1 diyabeti olanlarda, romatolojik hastalığı olanlarda daha sık görülür. Soru 4. Erkeklerde de osteoporoz görüldüğünden bahsettiniz. Hangi erkeklerde bu risk artmıştır? Yine ince yapılı, çok sigara içen, çok kahve tüketen, asitli içecekleri çok kullanan, testosteron seviyesi düşük olan, kortizon gibi kemik erimesine yol açabilen ilaçlar kullanan erkeklerde de bu hastalık sık izlenmektedir. Soru 5. Kortizonlu ilaçlar deniniz, bu ilaçlar dışında kemik erimesine yol açan ilaçlar var mıdır? Kortizon yani steroidli ilaçlar kemik erimesi açısından çok riskli ilaçlardır. Eğer bir kişi 3 aydan fazla kortizon kullanacak ise kemik erimesi açısından mutlaka gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Kortizol dışında kanser ilaçları, tiroid ilaçları, epilepsi ilaçları, çok sık kullanılan mide ilaçları, bazı şeker ilaçları (pioglitazon), heparin, kumadin gibi bir çok ilaçlar kemik erimesine yol açabilir. Soru 6. Neden endokrinoloji bilimi kemik hastalıkları ile ilgileniyor? Aslında çok önemli bir noktaya değindiniz. Sanki kemik hastalıkları ortopedi konusu gibi görünmekle birlikte bir çok endokrinolojik ve hormonal bozukluklar osteoporoza yol açmaktadır. Örneğin, hipertiroidi, hiperparatiroidi, hipogonadizm, menopoz, cushing sendromu, vitamin D eksikliği gibi bir çok endokrinolojik hastalık osteoporoza yol açmaktadır. Bu yüzden osteoporozu olan her hasta endokrinolojik değerlendirilmesi yapılaması şarttır. Soru 7. Kemik erimesi olan bir kişi ne tür şikayetleri olabilir? Aslında kemik erimesi çok sinsi bir hastalıktır. Çoğu zaman bir şikayeti olmaz. Taki kemikler kırılıncaya kadar. Kemik kırılmaları da bildiğiniz kırılmalardan biraz farklı olabilir. Örneğin basit travmalarla veya düşmelerle bile kemikler kırılabilir. Boy kısalması, kifoz yani öne doğru kamburlaşma, sırt ağrıları veya bel ağrıları en çok karşılaştığımız hastaların ifade ettiği veya fizik muayenede fark ettiğimiz bulgulardır. Soru 8. Osteoporoz tedavi edilmez ise ne gibi sorunlara yol açabilir? Osteoporozun en önemli sonucu basit travma sonrasında ortaya çıkan kırıklardır. Bu kırıklar içerisinde kalça kırıkları (femur başı) en tehlikeli olanıdır. Bu kırık sonrası hastalar operasyona gitmek zorunda kalırlar. Ayrıca uzun dönem yatağa bağımlı hale gelirler. İkinci olarak vertebra yani omurga kırıklarıdır. Omurga kırıkları değişik şekillerde ortaya çıkabilir.. Bunun sonucu olarak boy kısalması, kifoz yanı kamburlaşma olabilir. Bu durum ilerlerse akciğer kapasitesinin azalması ile sonuçlanıp nefes darlığına yol açabilir. Yapılan çalışmalarda osteoporoza bağlı kemik kırıkları yaşayan kişilerde ölüm riskinin belirgin olarak arttığı ortaya çıkmıştır. Özellikle kalça kırıkları sonrasında yatağa bağımlı kalındığı dönemde emboli (pıhtı) atması sonrasında ölümler ortaya çıkabilmektedir. Soru 9. Kemik erimesi tanısı nasıl konulmaktadır? Çok farklı yöntemler ile osteoporoz tanısı konulabilir. Ancak en popüler olanı DEXA denile yöntemle kemik yoğunluğunun ölçülmesidir. Bu yöntemle elde edilen skorlar T ve Z skoru şeklinde ifade edilmektedir. T skoru -2,5 altında olanlarda mesela -3,1 ise kemik erimesi olduğu kabul edilir. (-1,0 ve -2,5) arasındaki değerler ise osteopeni yani kemik erimesi öncüsü olarak kabul edilip tedavi edilmeye başlanılmalıdır.     Soru 10. Kemik erimesi önlenebilir mi veya önlemek için neler yapılmalıdır? Tabi ki önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu konuda doğumdan ölüme kadar her dönemde farklı tedbirler alınması çok önemlidir. Mutlaka bebekler anne sütü ile beslenilmeli. Özellikle ergenlik dönemi öncesinde kemiklerin kuvvetlendiği dönemde kalsiyumdan ve D vitaminden zengin beslenilmesi ve düzenli egzersiz yapılması gerekmektedir. Özellikle D vitaminin en önemli kaynağı güneşten mutlaka faydalanılmalı ve güneşlenme alışkanlığı geliştirilmelidir. Erişkin dönemde özellikle sigara, alkol aşırı kafein tüketimi azaltılmalı ve asitli ve kolalı içeceklerden kaçınılmalıdır. Menopoz dönemine giren kadınlar mutlaka ekstra kalsiyum ve D vitamini takviyesi almalıdır. Ailesinde kırık öyküsü olan ve daha önce bahsettiğimiz osteoporoz riskleri taşıyan kişiler erken taramalarını yaptırmalıdırlar. Yaş arttıkça kalsiyum ve D vitamini ihtiyacı da artmaktadır. Bu dönemde mutlaka D vitamini ve kalsiyum yeterli oranda alınmalıdır. Soru 11. Hangi ilaç tedavisi yapılması gerekmektedir? Eskiden osteoporoz tedavisinde alternatifler çok azdı. Ancak günümüz tıbbında çok farklı alternatifler ortaya çıkmıştır. Haftalık aylık hatta yıllık verilen tedaviler vardır. Ancak en önemli nokta bence hastalık çıkmadan önce tedbirini almaktır. Çünkü sonuç olarak ilaçların hepsi kimyasal maddelerdir. Bir çok yan etkileri olabilir. Bu yüzden erken tanı ve önleyici tedbirler çok daha önemlidir. Soru 12. Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir? Osteoporoz hem kadında hem de erkeklerde görülebilen sonuçları itibari ile hayatı tehdit edebilen önemli bir sağlık sorunudur. Risk faktörü olan kişiler durumlarının farkına varıp önleyici tedbirleri mutlaka almalıdırlar. Konu ile ilgili gerekirse profesyonel destek alma açısından hekimlerine mutlaka erken dönemde başvurmaları gerekmektedir. Sağlıklı günler dilerim. Doç. Dr. Yusuf AYDIN