Merhaba , sizlere önceki yazımda mahremiyet eğitiminin öneminden bahsetmiştim şimdi ise biraz nasıl vereceğimizden bahsedelim;
Mahremiyet Eğitimi Nedir?
Taciz tüm anne- babalarının korkulu rüyası, etkisi yıllar boyu süren travmatik bir olaydır. Anne babalar çocuklarına verecekleri “Mahremiyet Eğitimi” ile muhtemel tehlikelerin önüne geçebilirler. Peki bu mahremiyet eğitimi nedir, çocuklara nasıl kazandırılmalıdır?
Mahremiyet eğitimi fıtratta var olan haya duygusunu korumaktır. Çocuk yaratılışı gereği vücudunun mahrem bölgelerini yabancılardan gizler, herkesin içinde giyinip soyunmak istemez, kendisine ait doğuştan getirdiği sınırları vardır. Fakat ebeveyni o daha çocuk bir şey olmaz mantığıyla çocuğa yaklaşırsa çocukta doğuştan var olan bu haya duygusundan eser kalmayacak, sınırlarını bilmeyen çocuklar kendilerini korumakta zorlanacaktır.
Mahremiyet Eğitimi Ne Değildir?
Mahremiyet eğitimi kız ve erkek çocuklarını birbirinden ayırarak, baskı kurarak büyütmek demek değildir. Toplumumuzda kız çocuklarının erkek gibi olması hoş karşılanmakta kız çocuğunun bu şekilde muhtemel tehlikelere karşı kendisini koruyacağı düşünülmektedir. Fakat erkek gibi büyütülmüş kız çocukları fıtratı bozulmuş çocuklardır. Kendi fıtratına yabancı bir çocuk ise duygularını yönetemeyecek, sadece erkeklerden oluşan arkadaş gruplarına yönelerek risk grubunun içinde kendi kendisine girmiş olacaktır.
Mahremiyet eğitimi “sana şeker verirlerse alma” gibi telkinlerle çocuğu sürekli korkutmak, şüpheci bir kişiliğin temellerini atmak demek değildir. Günümüzde anne babalar olarak hepimiz sosyal yönü kuvvetli çocuklar yetiştirmek istemekteyiz. Fakat unutmaması gerekir ki bu korku dolu nasihatler çocukların içine kapanmasına sebep olmakta, fark etmeden onların özgüvenlerine zarar vermektedir.
Mahremiyet eğitimi çocuğa utanç duygusu ile çekingenlik kazandırmak demek değildir. Cinsel kimliğini vurgulayan uyarılarla çocuğu utandırarak eğitmeye çalışmanın, bastırılmış duygularının esiri olan bireylerin temellerini atmak olduğu unutulmamalıdır.
Mahremiyet Eğitimi Verirken Dikkat Edilmesi Gerekenler Şu Şekildedir;
Bedenim Bana Aittir Bilinci
Çocuğun bedenin kendisine ait olduğunu hissetmesini sağlamaktır. Örneğin üstü değiştirilirken çocuktan izin alınmalı; çocuktan izinsiz bedenine karşı hiçbir müdahalede bulunulmamalıdır. 4 yaşından itibaren çocuğa bu bilinç kazandırılmalıdır.
Temel Davranış Refleksi
Taciz içeren anormal davranışlar karşısında beden bir refleks halinde kendini korur. Her çocuğun tehlike durumlarına karşı geliştirdiği savunma mekanizması farklıdır. Tehlike durumunda kimi çocuk çığlık atarak kimi çocuk tekme atarak kimi çocuk ise ısırma davranışı göstererek kendisini savunur. İşte her çocuğun kendine has olan bu savunma hali temel davranış refleksidir. Aileler çocuklarının temel davranışlarını iyi okumalı çocuk hangi refleks ile kendisini koruyabilirse çocuğun o yönünü geliştirmelidirler.
İzin Verirsem Dokunabilirsin Bilinci
Çocuk kendi bedenine hakim olduğunu ve bedeni üzerinde kendisinin söz hakkı olduğunu bilmelidir. Bunun yolu ise çocuğu severken, öperken çocuktan izin istemekten geçer . Bu izin süreci ise formalite icabı olmamalı, ebeveyn çocuğun kararına saygı göstermelidir. Örneğin ebeveyn “Kızım seni öpebilir miyim?” diye sorduğunda çocuk “Hayır” derse “Tamam kızım sonra öpeyim.” denmelidir. Ebeveyn çocuk “hayır, öpemezsin” dediğinde “İyi tamam seni öpmüyorum. O zaman kardeşini öpeyim ben de” gibi bir üslupla yaklaşırsa çocuk ebeveyninin sevgisini kaybetmekten korkacak ve “Tamam öp o zaman” diyerek geri adım atacaktır. Bu ve benzeri tavırların çocuğun mahremiyet eğitimine zarar vereceği unutulmamalı, masum gibi gözükürken çocuğa zarar veren bu tavırlardan kaçınılmalıdır.
Odaya İzin Alarak Girme
Anne babalar çocuğun odasına girerken kapıyı çalıp izin isterlerse çocuk da aynı hassasiyeti anne babasının odasına girerken gösterecektir. Bu hassasiyetle yetişen çocuk insanların özel alanları olduğunu anlayacak fiziksel sınırları daha somut bir şekilde idrak edecektir.
Fiziksel Baskıya Direnme Gücü
Taciz vakalarında çocuğa neden tepki vermedin diye sorulduğunda en sık karşılaşılan cevap “Çünkü çok güçlüydü..” dür. Çocuk yetişkine gücünün yetmeyeceğini düşünerek baştan pes etmektedir. Bu tavrın önüne geçmek için fiziksel güce dayalı oyunlarda çocuğun galibiyet kazanmasına izin verilmelidir. Örneğin çocuğuyla bilek güreşi yapan bir baba çocuğuna bilerek yenilmeli ardından da “ aa sen ne kadar da güçlü bir çocuksun” gibi cümlelerle çocuktaki fiziksel yetersizlik algısını kırmalıdır.
Vücudum görülmemeli hissi:
Çocuk doğuştan gelen bir duygu ile çıplakken görülmemek ister. Bu duygunun kırılmaması için çocuk çıplak olarak ortada bırakılmamalı, altı değiştirilirken bile kimsenin olmadığı başka bir odaya götürülerek mahremiyetine bebekliğinden itibaren saygı gösterilmelidir.
“İstersen”
Saygı duyulan bir çocuk kendisine saygısızlık yapıldığını anlayabilir. Bunun sağlamanın pratik bir yolu ise çocuğun kararlarına saygı duymaktan geçer. Çocuğa hayatına dair seçenekler sunmak, çocuk “Hayır” dediğinde kararına saygı duymak çocuğun hayır deme becerisini geliştirdiği gibi özgüvenini de arttıracaktır.
Soyunmada Giyinmede Yalnızlık İlkesi:
Çocuk kendi kendine giyinebilecek yeterlilik seviyesine geldiğinde kıyafetlerini yalnız başına ve kendisi değiştirmelidir. Çok küçük çocuklara ise “Şimdi üstünü değiştirebilir miyim?” diye sorulmalıdır. Bebeklere dahi bu uygulama yapılmalı, annenin sesinden bebeğin o güveni alması sağlanmalıdır.
Eğer çocuk giyinirken odasına ikincil kişiler girerse “Teyzesi/amcası artık kızımız/oğlumuz büyüdü. O yüzden başkasının yanında giyinmiyor.” şeklinde uyarılmalı aynı hassasiyeti çevrenin de göstermesi sağlanmalıdır.
Banyoda çıplak olunmamalı hissi:
4 yaşından sonra anne baba çıplak olarak çocukla aynı banyoda bulunmamalıdır. 7 yaşından sonra ise çocuk kendisi yıkanmalı özel bölgeleri başkalarınca görülmemeli, kardeşler belli bir yaştan sonra hep beraber banyo yapmamalıdır.
Tuvalette benden başkası bulunmamalı hissi:
4 yaşını doldurmuş bir çocuğa tuvaletin kişisel kullanılan bir mekan olduğu öğretilmeli ve çocuk tuvalet ihtiyacını tek başına gidermelidir. Eğer çocuk tuvalette tek başına kalmaktan korkuyorsa kurdele yönteminden yararlanıla bilinir. Bu yöntem şu şekildedir: uzunca bir kurdelenin bir ucu çocuğa diğer ucu ebeveyne verilir, çocuk tuvaletini yapmak üzere kapı hafif aralık olacak şekilde yalnız bırakılar. Tuvaletteki çocuk korktuğunu söyledikçe ebeveyn kurdeleyi hareket ettirerek “ Anneciğim – babacığım bak buradayım kurdeleyi oynatıyorum, şimdi sen de çek kurdeleyi bakalım” gibi telkinlerle çocuğa orada olduğunu hissettirir. Böylece anne babasının varlığını daha somut bir şekilde hisseden çocuğun korkusu azalacaktır. Aynı yöntemi odasında tek başına uyumaktan korkan çocuklar için de kullanıla bilinir.
Dokunulması yasak yerlerim refleksi
Çocuklar dört yaşından itibaren vücutlarının belli bölgelerine dokunulmasından rahatsız olmaya başlamalıdırlar. Özel bölgeleri sevgi nesnesi ve konusu yapmak çocukta demek ki buralar sevilebilir fikrini oluşturacaktır. Bu fikrin oluşmaması için çocuklar eş, dost ve akrabalar tarafından özel bölgelerine dokunularak, öpülerek, vurularak sevilmemelidirler.
Özel Mekan Tanımlama
İlkokulla birlikte çocuğa eşyalarını koyabileceği bir çekmece ve ya sepet belirlenmeli, çocuğa özel eşyalarını buraya koyabileceği söylenmelidir. Bu yöntemle çocukta özel alan düşüncesi gelişecek, fiziksel sınırları daha rahat anlaması sağlanacaktır.
Görüldüğü üzere mahremiyet eğitimi adına anne babalara pek çok noktada sorumluluk düşmektedir. Fakat geri dönüşü güç hadiselerle karşılaşmamak için önlem almak, mahremiyet hissini çocuğun hayatına fark ettirmeden yayarak bu bilinci kazanmasını sağlamak gerekmektedir.