Her bölgede insanların sağlıkla ilgili farklı inanç ve düşünceleri vardır.Örneğin bazı ülkelerde hastaneler şifa yerine ölüm getirir algısı vardır.(Meksika, Mısır gibi).
Bazı bölgelerdeki insanlar hastalandıkları zaman doktora başvurmak yerine halk içinde yetişen yeterli bilgi düzeyi olmayan ve şifa dağıttığına inanılan kişilere başvururlar.Bu kişilerin yaptığı doktor taklidi yasa dışıdır. Ancak içinde bulunduğu toplum kültürünün bir parçası olduğu için halk onlara sahip çıkar ve onlara zarar gelmesine engel olurlar.Sağlık çalışanları doktor taklidi yapan bu kişileri halkın kültürünü ve düşünce tarzını daha iyi anlamak için dikkate almalı ve onların zararlarından halkı korumaya çalışmalıdırlar.
İçinde bulunulan kültür beden sağlığına etki etmekle beraber ruh sağlığı üzerinde de etkilidir.Örneğin pekçok toplumda depresyon belirtileri bedensel olarak ifade edilir.Yorgunluk,baş ağrısı, mide bulantısı şikayetleri olur , psikiyatriye başvurmadıkları için tanı ve tedavi alamazlar.Depresyon duygusal ve bedensel belirtiler olarak ikiye ayrıldığında önceliğin duygular olması Batı toplumlarında yaygındır.Biz de ise duygularla ilgili karmaşık durumlar genelde bedensel şikayetlerle ifade edilir. Örneğin bizim toplumumuzda kadının yeri,üzerindeki aşırı sorumluluk ve baskı psikolojik rahatsızlıklara kadınları daha açık hale getirir.Anksiyete, majör depresyon kadınlarda daha fazla görülür.Kültürel olarak iletişimin ve sağılıkla ilgili oluşan mitlerin sonucu da denilebilir.
Kısacası kültür en başından beri insanla beraber devam eden bir süreçtir. Beden kültürün yansıdığı en zengin kaynaktır bu nedenle beden ve ruh sağlığı her toplumun kültüründe farklılıklarla beraber var olan şikayetler ve algılardan meydana gelir.Bedenimizi doğru şekilde dinleyip ihtiyaçlarımızı gerçek kurum ve yapılara başvurarak düzenlemeli ve kişisel sağlığımıza özen göstermeliyiz.