Kortizon Nedir ?
Kortizon bir kortikosteroid hormondur, ilaç olarak alınabildiği gibi vücudumuz tarafından da salgılanır. Kan şekerinin düzenlenmesinde ve protein metabolizmasında görev alır.
Kortizon enflamasyona sebep olan moleküllerin salınımını durdurarak çalışır. Basit bir tabirle; bağışıklık sisteminin yanıtını azaltarak bazı hastalıkların semptomatik tedavisinde kullanılır. Bu hastalıklar ; bağışıklık sistemi hastalıkları, göz, deri, artrit gibi hastalıklardır ve çeşitli doz ve sürelerde kortizon tedavisi hekimlerce önerilir.
İlaç tedavisi olarak kortizon kullanımında yaşamı olumsuz etkileyen birçok yan etki görülebilir. Bunlar ;
Kan şekeri düzeyinin yükselmesi ve buna bağlı olarak diyabet gelişimine yatkınlık
Sodyum-potasyum dengesinin bozulmasına bağlı gelişen yüksek tansiyon ve ödem
D vitamini, kalsiyum ve fosfor miktarının düşmesi ve buna bağlı olarak gelişen kemik hasarları
Enerji metabolizmasındaki değişiklikler nedeniyle iştah artışı ve kilo almaya eğilim
Yağ metabolizmasındaki değişikliklere bağlı olarak kan kolesterol düzeyinde artışlar ve buna bağlı olarak kalp-damar hastalıkları görülme riskinin artması
Üst ekstremitede ve abdominal bölgede ( karın çevresi ) yağlanma - Cushing Sendromu
Ay dede benzeri yüz
Kas dokusunda azalma
Mide salgısının artmasına bağlı ülsere yatkınlık
Bu sorunlarla başa çıkmanın yolu yaşam tarzı değişiklikleri ve diyet tedavisidir. Aşağıdaki önerilere kulak vererek yan etkiler en aza indirilebilir.
Öneriler :
Yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli, kilo yönetimi sağlanmalı ve gerekiyorsa bunun için bir diyetisyen ile beraber çalışılmalıdır.
Kas kayıplarını en aza indirmek için et,tavuk, balık, süt ve ürünleri gibi proteince zengin besinler günlük beslenmeye dahil edilmelidir.
Glisemik indeksi düşük karbonhidrat kaynakları tercih edilmeli, şeker ve şekerli besinler günlük beslenmeden çıkarılmalıdır.
Posa içeriği yüksek sebze, meyve ve tam tahıllı ürünler tercih edilerek kan şekeri düzeyini dengede tutmaya çalışılmalıdır.
Tuz tüketimini sınırlandırılmalı, hatta diyetten çıkarılmalıdır. Bunun için gizli tuz kaynakları olan hazır konserveler, turşular, bulyonlar ve çeşniler kullanılmamalıdır. Tuz tüketilecekse potasyum tuzları tercih edilmelidir.
Potasyum kaybının meydana getireceği sorunların önüne geçmek için potasyumdan zengin koyu yeşil yapraklı sebzeler ile kurubaklagiller sık sık tüketilmelidir.
Fiziksel aktivite düzeyi arttırılmalıdır, her gün egzersiz yapmaya özen gösterilmelidir.
Kan basıncının yükselmesini önlemek için kafein içeren içecekleri sınırlandırılıp su tüketimi arttırılmalıdır.
İştah artışına bağlı kilo artışı görülmemesi için düzenli öğünlerle beslenmeye özen gösterilmeli, gerekiyorsa diyetisyen ve hekim kontrolünde krom mineral desteğine başvurulmalıdır.
Mide hassasiyetini azaltmak için çok yağlı ve baharatlı besinlerden kaçınılmalıdır.
Sağlıklı günler dilerim.