Hepimiz belirsiz ve zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreci psikolojik olarak en az zararla atlatabilmemiz gerekiyor. Böyle bir pandemiden psikolojik olarak etkilenmek çok normal bir durumdur. Kaygılanmak ve korkmak ta son derece normaldir. Kaygılanmanın ve korkmanın bu süreçte işlevsel bir yanı da bulunmaktadır. Bu duygular bizim tedbir almamızı sağlamaktadır. Kabul edilebilir bir kaygı ve korku normaldir. Şu an ki süreçte bütün yaşam tarzının değişmesi, bireylerde farklı psikolojik sorunların çıkmasına yol açabilir veya olan psikolojik sorunların ( kaygı, stres, takıntı, depresyon, saplantı vs. ) daha çok açığa çıkmasına sebep olabilir.

Koronavirüs ile ilgili almamız gereken tedbirleri alıp kaygımızı azaltmaya çalışmamız gerekir. Fakat tedbirleri abartıp koronadan aşırı korkmak koronafobi oluşturabilir. Korkunun ve kaygının fobi derecesine gitmesi engellenmelidir. Mesela evde tek başınayken maske takmak koronafobik bir davranıştır. Korona ile ilgili aşırı düşünmek ve korkmak fobiye yol açabilir. Hatta koronafobi ilerledikçe korona paranoyasına bile dönüşebilir. Normalde kişi tedbirlerini alır ve rutin hayatını bozmaz. Ama rutin hayat bozuluyorsa durum koronafobiyi geçip korona paranoyasına dönüşebilir. Böyle kişiler aşırı kaçınma davranışları sergilerler. Kişi her insana virüs bana da bulaşacak diye bakıyorsa paranoyaklaşıyor demektir. Koronafobi ve korona paranoyası hayat normale dönünce de devam edebilir. İnsanları işlevsiz bırakabilir. Bu nedenle kişiler kendini bu duruma çok kaptırmaması gerekir.

Pandemi bittiği zaman süreci ruhen de sağlıklı atlatanlar daha başarılı olacaklar. Zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açan paranoid düşüncelerin esiri olunmamalıdır. 

   Kaygı ve korkunun fiziksel belirtileri varsa solunum egzersizleri, gevşeme egzersizleri, yürüyüş gibi rahatlatıcı aktiviteler yapılabilir. 

   Sağlıklı kaygının sağlıksız korkuya dönüşmesine izin verilmemelidir, doğru kaynaklardan bilgi alınmalıdır. Zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açan paranoid düşüncelerin esiri olunmamalıdır.