İşte Bu Doktor İndir

Hamilelik döneminde annenin mutlu, huzurlu, sakin ya da neşeli hissetmesi bebeğinin beyin yapılanmasını geliştirmektedir. Ancak, hamilelik sürecinde annenin huzursuz, mutsuz, kaygılı ya da stresli olması ne yazık ki bebeğinin beyin yapılanmasına zarar verebilmektedir. Annenin hamilelikte ve doğumdan sonra bebeği ile kurduğu bağ onun zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimini şekillendirmektedir. Özellikle 0-4 yaş aralığında kurulan bu bağ bebeğin bütün yaşamını etkilemektedir. Güvenli bağlanma bebeğin olumlu bir benlik algısı kazanabilmesine, çevresi ile yakın ilişkiler kurabilmesine, mutlu, empatik ve kendi ile barışık bir kişilik yapısına sahip olabilmesine yardımc olmaktadır. Fakat güvensiz bağlanma, bebeğin yetişkinlikte ilişki kurmada problem yaşamasına, ilişkilerde huzursuz, tedirgin, şüpheci veya duyarsız davranmasına sebep olabilmektedir. Bebekler doğumlarından itibaren anne babalarını gözlemleyerek, model alarak ve taklit ederek büyümektedirler. Anne ve babaların tutum ve davranışları onların kendilik algısını biçimlendirmektedir. Olumlu anne baba tutumları çocukların özgüvenli, güçlü, bağımsız ve sorumluluk sahibi bireyler olmalarına olanak sağlarken, olumsuz anne baba yaklaşımları çocukların kaygılı, öfkeli, içe dönük ya da depresif bireyler olmalarına yol açmaktadır. Anne baba tutumlarını; aşırı korumacı, otoriter, izin verici ve demokratik olarak sınıflandırabiliriz. Aşırı Koruyucu Tutum: Aşırı koruyucu ebeveynler çocuklarına büyük bir sevgi ile bağlanıp, fazla kontrolcü, kısıtlayıcı, manüpülatif ve müdahaleci yaklaşımlarda bulunabilmektedirler. Çocuklarının öz bakım becerilerini ve sorumluluklarını üstelenip onlar adına karar verebilmektedirler. Ancak bu tutum çocuklarının gelecekte daha kaygılı, bağımlı ve özgüvensiz kişilik yapılarına sahip olmalarına neden olabilmektedir. Ayrıca bu yaklaşım çocuklarının sosyal becerilerinin ve esnek düşünme yetilerinin gelişmesine engel olabilmektedir. Aşırı korumacı tutum çocukların gelecekte bağımsız hareket etmekte problem yaşayabilmelerine, yeterince girişimci olamamalarına, hayatlarında her zaman koruyucu birilerine ihtiyaç duymalarına sebep olabilmektedir. Otoriter Tutum: Otoriter tutumda bulunan ebeveynler çocuklarının kişilik özelliklerini dikkate almayarak, isteklerini görmezden gelerek, belirli kurallar ve kalıplar içinde çocuklarını yetiştirme çabasında olan anne-babalardır. Kurallarına uyulmasını ve koşulsuz itaat edilmesini beklemektedirler. Ancak bu tutum çocukların içlerinde öfke biriktirmelerine, benlik saygılarının azalmasına, sosyal ve duygusal problemler yaşamalarına, bağımsız bir kişilik geliştirememelerine neden olabilmektedir. Bununla birlikte, bazı çocukların aşırı hassas, kaygılı ya da boyun eğici özellikler taşımalarına, bazılarının ise otoritenin olmadığı ortamlarda isyankâr ve kural tanımayan bireyler olmalarına yol açmaktadır. İzin Verici Tutum. Aşırı izin verici tutumda bulunan ebeveynler çocuklarının her istediği arzuyu ve eylemi yapmasına izin vererek, hiçbir konuda bir kural veya kısıtlama getirmeyerek, sınırsız özgürlük tanıyarak, nesil farkının altını çizmeden tüm güç ve kontrolün onların eline geçmesine izin vermektedirler. Aile ile ilgili kararlarının onların tarafından verilmesine, kendi aktivitelerinin bile kontrol etmelerini sağlamaktadırlar. Böyle bir aile ortamında yetişen çocuklar dış dünya da
kendi isteklerinin yerine getirilmesini beklemekte, kendi kurallarının kabul edilmesini istemektedirler. Ancak, bu tutum onların sorumluluk alma ve problem çözme yetenekleri
geliştirmeyerek onların ilerideki yaşamlarında benmerkezci, sabırsız, öfkeli, memnuniyetsiz ve aşırı özgüvenli bireyler olabilmelerine, insanlarla sağlıklı iletişim kuramamalarına neden olabilmektedir. Demokratik Tutum: Demokratik tutumda bulunan ebeveynler çocuklarına sevgi dolu, duyarlı, empatik, ilgili, sabırlı ve hoşgörülü bir şekilde yaklaşmaktadırlar. Çocuklarının gelişim dönemi özelliklerine uygun davranarak ve nesil farkını gözetmeksizin onlara aile içinde eşit haklar tanımaktadırlar. Evdeki kuralların açık, somut ve net olmasına özen göstermektedirler. Dolayısıyla, bu tutumla büyüyen çocuklar ilerideki yaşamlarında özgüveni yüksek, girişimci, işbirlikçi, problem çözme becerileri gelişmiş, sorumluluk sahibi, öz-disiplinli, kendini etkili bir şekilde ifade eden, bağımsız bireyler olabilmektedirler. Bebeklik döneminden itibaren anne babaları ile sağlıklı ve doyurucu ilişkiler kurmaları onların çevreleri ile de etkili iletişim kurabilmelerini sağlamaktadır.