Sınırlar, kendinizi güvende, sağlıklı ve rahat hissetmek için kendinize ve başkalarına ifade ettiğiniz limitlerdir. Bunlar özellikle ilişkilerde önemlidir ve bunun en büyük anahtarı da iletişimdir. Herhangi bir ilişkide iletişim kurmadıysanız, sınır koymak zor olabilir. Açık bir iletişim diyaloğu oluşturursanız, sınırları belirlemek daha kolay olacak ve çok daha sorunsuz ilerleyecektir.
Sınırları belirlemek, ihtiyaçlarınızın karşılandığı, saygı duyulduğunu ve değer verildiğini, güçlü bir öz sevgi duygusu hissettiğiniz ve eşinizle güvende ve sevgi dolu bir ilişki yaratmanın anahtarıdır. Sınırlar, başkalarına neyin iyi olduğunu, neyin iyi olmadığını ve neye ihtiyacımız olduğunu bildirir.
İhtiyacımız olan sınırları belirlemediğimizde, kendimizle ve başkalarıyla olan ilişkilerimiz önemli ölçüde etkilenir. İlk olarak, sınırlar koymadığımız için bize uygun olmayan şeyleri kabul ederiz, bu da özsaygımızın düşmesine neden olur. İkincisi, vermemiz gerekenden fazlasını veririz, bu da ilişkilerimizi tek taraflı ve acılı hissettirir, sonuçta bizi tükenmiş hale getirir. Üçüncüsü, kendimizi güçsüz ve çaresiz hissederiz, bu da kendimize veya başkalarına güvenmememize neden olur.
Ne kadar önemli görünse de sınırları koymak kolay değildir. Bazen, kırgın hissetmeye ilk başta sınırlarınızdan taviz verdiğinizin farkında olmazsınız. Bazen daha iyi sınırlar koymanız gerektiğinin farkındasınızdır ancak bunu yaparsanız birisini incitmekten, hayal kırıklığına uğramaktan ve hatta terk edilmekten korkarsınız. Neden sağlıklı sınırlar koymadığımızdan bağımsız olarak, bunu yapmaya nasıl başlayacağımızı öğrenebilirsiniz. Sınırlar koyduğumuzda ve bunlara saygı duyulmasını sağladığımızda, kendimizle olan ilişkimizi iyileştiriyor ve güçlendiriyoruz. Sınırlar koyduğumuzda ve anlayış ve saygıyla karşılandığımızda, bir ilişkiye olan güveni güçlendirir, daha güçlü ve daha derin büyümesine izin veririz. Sınır koymak bir pratiktir ve çoğu pratik gibi, ne kadar çok yaparsanız o kadar kolaylaşır.
Tutarlı olun. Sınırlarınız ruh halinize göre değişmemeli veya neyin kabul edilebilir olduğu konusunda kafanız karıştığı için başkalarını suçlayamazsınız. Tıpkı ebeveynlikte olduğu gibi, kuralların ciddiye alınması için tutarlı olması gerekir. Bir sınırın sonuçsuz olarak ihlal edilmesine her izin verdiğinizde, ilk kareye geri dönersiniz.
Sınırlarınızın önemli olduğunu bilin. Biri sınırlarınızı zorlarsa, sizin neye ihtiyacınız olduğundan çok ne istediğiyle ilgilenir. Sınırlarınızdan memnun olmadıkları için kendinizi kötü hissetmek yerine, sınırlarınıza saygı duymadıklarına odaklanın. Sınırlarınızı değiştirme ihtiyacı hissetmeden, sınırlarınızı sevmeyen biriyle iyi olmayı öğrenin.
Sınırlarınızı ihlal ettikleri için başkalarını suçlamayın. İlk olarak, insanlar, siz bilmeleri gerektiğini düşünseniz bile, sizin nerede durduğunuzu bilmeyebilirler. İkincisi, her birimiz kendi çıkarlarımızı gözetmekle sorumluyuz. Eğer bir yetişkinsem, saygısızlığa uğramama, suistimal edilmeme, istismar edilmeme, manipüle edilmeme veya refahımı etkileyen başka herhangi bir şeye maruz kalmamamı sağlamak benim işim.
Alışmaya çalışın. Sınır belirleme tek seferlik bir anlaşma değildir. Bir kez bir sınır belirlediğinizde, o sınırı savunmak için uzun vadeli çalışma başlar. Bir sınır aşıldığında her seferinde sonuçların olacağından emin olmak ve konuşmak için sorumluluğunuzu kabul edin.Bazı insanlar hemen “anlayacak”, diğerleri daha uzun sürecek ve bir veya iki kişi belirli bir sınıra asla saygı duymamaya karar verebilir. Bu gibi durumlara hazırlıklı olun.