Yüksek oranda Orta zincirli yağ asitleri ( MCT) nin kullanıldığı diyet modelidir. Orta zincirli yağ asitleri 6-12 karbonlu yağ asitlerinden oluşur ve sindirimleri için pankreas enzimlerine ya da safra tuzlarına gereksinim duymazlar. İnce bağırsağa ulaştıklarında yağ asidi formunda olduklarından hemen karaciğere taşınır ve karaciğerde metabolize edilirler. Orta zincirli yağ asitlerinin sindirilmesindeki bu farklılık pek çok hastalığın tedavisine ışık tuttuğu için son derece önemlidir. Orta zincirli yağ asitleri son yıllarda epilepsi, obezite, anoreksiya nevroza, yağ metabolizması bozuklukları, inflamatuvar bağırsak hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi bazı kronik hastalıkların tedavisinde alternatif tedavi olarak düşünülmektedir. Ketojenik diyet genellikle okul öncesi ve ilkokul dönemi çocuklarda hafif epiepsi nöbetlerini kontrol etmede en etkili yoldur.
Orta zincirli yağ asitleri portal venden şilomikronlara bağlanmadan emilir ve uzun zincirli yağ asitlerinden farklı olarak karnitinden bağımsız mitokondriye girerek β-oksidasyona uğrar. Sonuç olarak MCT’ler şilomikronlara bağlanmadıkları için, uzun zincirli yağ asitlerine (LCT) göre daha hızlı hidrolize edilir ve bağırsak lümeninden daha çabuk emilir. Orta zincirli yağ asitleri kaproik asit, kaprilik asit, kaprik asit ve laurik asitten oluşur ve gram başına uzun zincirli yağ asitlerinden (linoleik asit 8.3 kkal, linolenik asit 9.2 kkal) daha az enerji sağlarlar. Orta düzeyde alınan MCT’nin, açlık lipid düzeylerini tekli ve çoklu doymamış yağ asitlerinden daha fazla azalttığı, aynı durumun glukoz düzeyleri için de geçerlidir.
Yapılan çalışmalarda orta zincirli yağ asitlerinden zengin diyetin keton cisimlerini arttırdığı, açlık ve tokluk metabolizmasında etkili olduğu, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, insülin direncini düşürerek glukoz metabolizmasını etkilediği ve beyin fonksiyonlarında olumlu etkilerinin olduğu bulunmuştur.
Ancak yüksek yağ içerdiğinden uygulaması oldukça zordur. Diyette kullanılacak besinlerin dikkatle tartılması menü planlanmasının dikkatle yapılması ve kontrolü önemlidir. Ketozisi meydana getirebilmek için normal diyetlere oranla protein ve karbonhidrat oranı ciddi şekilde değiştirilir. Günlük enerjinin %80-90 nı yağdan karşılanır. Orta zincirli yağ asidi (MCT) kullanıldığında bu oran biraz daha düşürüleilir. Yağ asitlerinin glikoza oranı 2/1 olduğu zaman ketozis oluşur. Orta zincirli yağ asitleri uzun zicirli yağ asitlerinden daha kolay emilerek ketozis oluştururlar. Doğal olan Süt yağında yüksek oranda bulunur. Süt yağı bulunmadığı durumlarda tereyağı, sıvı yağlar ve bitkisel yağlar ( Hindistan cevizi yağı, palm çekirdeği yağı ) birlikte kullanılmalıdır.
Başlangıta mide bulantısı ve kusma görülebilir, daha sonra kaybolur. Diyete uzun süre devam etmek gereklidir. Daha sonra yavaş yavaş karbonhidrat ve protein oranı arttırılarak normal diyete geçilir. Ketojenik diyet uygulamalarında beslenme ve diyet uzmanınızdan destek alınız.
Obezite tedavisinde : MCT kullanımı Karbon sayısı 6-12 olan orta zincirli yağ asitleri bir veya daha fazla çift bağ içeren uzun zincirli yağ asitleri ile karşılaştırıldığında daha doymuş bir yapıdadır. Bu yapısal farklılık suda çözünürlüğü etkilemekte; sindirim, emilim, taşıma işlemleri sırasında MCT ile LCT arasında farklılaşmaya yol açmaktadır. Buna ek olarak trigliseridlerin ve yağ asitlerinin enerji içeriği zincir uzunluğuna bağlı olarak farklılıklar oluşturmakta, uzun vadeli enerji dengesini etkilemektedir ve bu nedenle ağırlık kaybını teşvik edebilmektedir.
Alzheimer hastalığında : Alzheimer hastalığının erken dönemlerinde azalmış beyin glukoz metabolizmasını ayrıntılarıyla açıklayan raporlarda nöronal metabolizmanın arttırılması amacıyla alternatif enerji kaynaklarının nöronları koruyabildiğini gösteren bir hipoteze yer verilmiştir. Orta zincirli yağ asitlerinin nöronlar için alternatif bir enerji kaynağı olarak görev yaptığı belirlenmiş ve klinik araştırmalardan elde edilen verilerde, apolipoprotein E4 geninde negatiflik rastlanan hafif-orta şiddet Alzheimer hastalarında MCT’nin bilişsel özellikleri iyileştirdiği görülmüştür. nörolojik bozuklukların çoğunda bu diyetin kullanılmasına olan ilgi artmıştır. Ketojenik diyet, beyinde çoklu doymamış yağ asitlerini artırarak sodyum kalsiyum duyarlı kanalları bloke eder. Böylece nöronal membranların stabilizasyonunu ve nöronların aşırı elektriksel deşarjını inhibe eder. Beyinde oluşan keton cisimcikleri gamma amino bütirik asit (GABA) almaç sayısını ve glutamatı arttırır. Glutamatın antikonvülzan etkisi olduğu, oluşan GABA’nında antiepileptik özellik gösterdiği saptanmıştır. Gamma amino bütirik asit santral sinir sisteminde iyi bir antiepileptik nörotoransmitterdir
Fazla veya aşırı MCT kullanımı : Bir öğünde tolere edilebilen MCT’lerin miktarı 25-30 g ile sınırlıdır. İnsanlar için 1 g/kg kadar MCT tüketiminin uygun olduğu bildirilmektedir. Daha fazla miktarda MCT alımı bulantı, kusma, şişkinlik, gastrointestinal rahatsızlık, karın krampları ve ozmotik diyare gibi olumsuz gastrointestinal semptomlara neden olabilir . Yapılan bir çalışmada MCT’lerin oral veya parenteral yoldan verilip verilmemesine bakılmaksızın toksikolojik özelliklere sahip olmadığı, normal miktarlarda tüketilirse ketoasidoz veya ketonemi riski oluşturmadığı saptanmıştır. Sonuç Orta zincirli yağ asitlerinin özellikle kolay sindirilme özelliği ve safra asitlerine gereksinim duymaması, çeşitli hastalıkların tedavilerinde olumlu etkilerinin olabileceği çalışmalarla desteklenmektedir. İnsanlarda termogenezi tetikleyerek vücut ağırlığı kontrolüne yardımcı olmakta, diyete eklenen MCT takviyesi bağırsak hastalıklarında da inflamasyonu azaltarak semptomları önleyebilmektedir. Beyin fonksiyonlarının gelişimine yardımcı olması, epilepsi gibi hastalıkların tedavisinde uygulaması zor diyetlerin yerine kullanılabileceğini düşündürmektedir. Böylece bireylerin yaşam kalitesi arttırılarak daha fazla besin ögesinden yararlanması sağlanabilir.
Sonuç olarak ; ketojenik diyet ; epilepsi, obezite, anoreksiya nevroza, yağ metabolizması bozuklukları, inflamatuvar bağırsak hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklarda etkilidir. açlık ve tokluk metabolizmasında etkili olduğu, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, insülin direncini düşürerek glukoz metabolizmasını etkilediği ve beyin fonksiyonlarında olumlu etkilerinin olduğu bulunmuştur. siz de ketojenik diyet uygulamak isterseniz uzmanından destek alabilirsiniz. Benimle çalışmak isterseniz bağlı olduğum Reem Nöropsikiyatri Kliniğinden randevu alabilirsiniz.
Ketojenik Diyet
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Sezen ÇETİNKAYA