KENDİMLE ARAM NASIL?
Bu yazımda biraz iç dünyamıza yolculuk yapacağız.
Yanlızlık dediğimde aklınıza ne geliyor?
Bizim topraklarda yalnızlık deyince; yorulmuş, yıpranmış, insanlardan darbe almış, istemsizce yanlızlığa mahkum olmuş düşünceler geliyor aklımıza.
Aslında yalnızlık insanın doğası fıtratı gereği yaşaması gereken birşey.
İnsanın kendini oluşturan üç boyutu vardır;
-Kimlik
-Kişilik
-Kendilik
Kimliğimiz;
kadınsın, erkeksin annesin, babasın, evlatsın, eşsin, akrabasın, arkadaşsın, komşusun, öğrencisin, vatandaşsın, öğretmensin, doktorsun, gibi birçok sosyal rolumüzü kapsar.
Kişiliğimiz;
Birde kişiliğimiz vardır, sosyal hayatta kimliğimizi yaşama şeklimiz. Duygusalsın, merhametlisin, cimrisin, cömertsin, öfkelisin, belki sabırsız, belki kıskançsın. Kimliğini yaşama şeklin kişiliğini gösterir.
Nasıl bir kadınsın, nasıl bir erkeksin, nasıl bir eş, nasıl bir anne, nasıl bir baba, nasıl bir çalışan, nasıl bir patronsun? Bunlar senin kişiliğini belirler.
Kendilik;
diğerlerini bir kenara bıraktığımızda bize kalan tek şey kendiliğimizdir.
Peki "kendiliğimizle" aramız nasıl?
Pandemi sürecinde kimliğimizde kişiliğimizde devre dışı kaldı. Ve çoğu insan daha önce hiç olmadığı kadar "kendiliğiyle" başbaşa kaldı. Kimileri için bu durum kendi hakkında farkındalık getirse de, çoğu kişi için katlanılmaz durumlara yol açtı: depresyona giren, panik atak sorunu yaşayan, kaygı bozukluğu yaşayan binlerce insan oldu.
Kendinle nasıl ilişki kurdun bu zamana kadar. Hiçbir şey yapmadan yemeden, içmeden, sosyalleşmeden, konuşmadan, hareket etmeden kendinle kalmaya nekadar tahammül edebiliyorsun? İnsan kendiyle başbaşa kalmamak için yer, içer, çalışır, üretir, sosyalkeşir.
Çünkü kendiyle başbaşa kalmak yanlızlık hissettirir. Bu anda seni kaygılandıran, yoran, korkutan, rahatsız eden bir durum oluşuyor. O hale, o duyguya, o düşünceye, vereceğin cevap çok önemli. İnsan o yanlızlıkta bulur hakikati. O haldeyken kendine tahammül eden, kendine inanan, kendini seven,insanlar asıl "kendiliğiyle" arası iyi olan insanlardır.
Bu hayatta kendinle ilişki kuramıyorsan başkasıyla sağlıklı ilişki kuramazsın.
Kendiyle başbaşa kaldığında kendine kızan biriyseniz, muhtemelen hayatınıza size kızacak kişiler alırsınız. Aynı şekilde kendinizi umursamıyorsanız, sizi umursamayan, değer veriyorsanız, size değer veren kişiler getirirsiniz hayatınıza. Kendinizle aranız iyiyse demekki hayata da daha iyi bakabilirsiniz. Yaşayan her varlığın az çok başına sıkıntı gelir. Ama dertlenme gibi bir sorunumuz varsa başımıza gelen, yaşadığımız herşey dert gibi gelir.
Şimdi tüm bunlardan sonra tekrar içinize dönüp baksanız kendinizle aranız nasıl?
O yanlızlık çekilebilir, yaşanabilir hale gelmesi için "özdeki kişiyi sevmek" gerekir. Peki bunu nasıl yapacaksınız?
Süslenerek mi, güçlenerek mi, güzelleştirerek mi, ödüllendirerek mi, yiyerek içerek mi?
Bunların hepsi önemli fakat özünüze yolculukta yapmanız gereken şey şu;
Bir ay boyunca her sabah kalktığınızda kendinize şu soruyu sorun
"Bugün ne yaparsam kendimi sevmiş olurum?" Hergün rutin alışık olduğunuz şeyi yapıyorsunuz ama hiç sormuyorsunuz ki naparsam kendimi sevmiş olurum? Hemen cevap gelmeyebilir fakat zamanla gelecektir. Bu bilinç altınıza sorduğunuz sorundur ve zamanla bilinç altından cevap gelmeye başlar. Şöyle bir ses gelebilir; bugün tütünlü içecek içmezsem kendimi sevmiş olurum, iki sayfa birşey okursam kendimi sevmiş olurum, yürüyüş yaparsam, kendimi sevmiş olurum. Beyniniz ne cevap verir bu soruya bilemem ama büyük yada küçük olması hiç önemli değil ama mutlaka kendinizi sevmeniz için öneriler verecektir. Bir ay boyunca bu soruyu sorun, her sabah ve aklınıza bir eylem geldi ve gün içerisinde yaptınız. Akşam beyniniz bunu hatırlatacak evet bunu yaptım, kendimi sevdiğim için yaptım. Bunu tekrar ettiğiniz anda ilginç bir şekilde kendinizi sevmeye başladığınızı göreceksiniz. Bizim en büyük eksikliğimiz kendimizi sevme becerimizin olmaması. Hep başkaları farketsin, değer versin, sevsin isteriz. Sürekli başkaları sevsin diye yatırım yaparız ama biz kendimizi sevmediğimiz sürece herkes bizi sevse yine tatmin olmayız.
Kendinizi sevmek için kimlikten ve kişilikten ayrışıp öze kendiliğe o yanlızlığa düşmek gerekir. Ozaman insan kendini sevip sevmediğini farkeder. Bu soruyu hergün sorduktan sonra bir süre sonra alışkanlık haline gelir ve bir bakarsınız kendinizle aranız düzelmiş. İnsan her türlü halini sevmeye başlayınca huya dönüşür ve huy kalıcıdır.
Kimliğiniz sarsılabilir; savaş olur, deprem olur sevdiğiniz insanlar gider, işiniz gider kimlik parçalanır,
hayatında ciddi sorunlar olur ayrılık olur, maddi sıkıntı olur kişilik parçalanır. Size tek kalan şey kendiliğiniz olur. Eğer "kendiliğinizle" aranız iyiyse zindanda dahi olsanız Yusuf misali huzurlu olursunuz. Kendinle baş başa kalma haline olgunlaşma denir.
Bilinçaltından huzursuzluk gelir, mutsuzluk gelir. O da bilinç altınızla konuşma halinizdir. Kendinizle konuşun. Kendiliğinizle aranız iyi ise kimliğiniz ve kişiliğiniz de güçlenir, değişmeye başlar.
Peki yazımı sonlandırırken tekrar soruyorum "kendiliğinizle" aranız nasıl?