Kekemelik Tedavisi
Dil ve konuşma terapisti tarafından kapsamlı bir değerlendirmeden sonra en iyi tedavi yaklaşımına karar verilebilir. Kekeme olan çocukları ve yetişkinleri tedavi etmek için birkaç farklı yaklaşım mevcuttur. Farklı bireysel sorunlar ve ihtiyaçlar nedeniyle, bir kişi için yararlı olan bir yöntem veya yöntemlerin kombinasyonu bir başkası için o kadar etkili olmayabilir.
Bireyin hayatını, sosyal ilişkilerini, akademik başarısını, bireyler arası iletişimini etkileyen bir konuşma bozukluğudur. Hepimiz erken dönemde ve/veya zaman zaman akıcısızlık anları (normal akıcısızlık) yaşarız. Erken dönemde karşılaşılabilecek olan bu problemle her dört çocuktan üçü kendi kendine başa çıkabilir. Nedeni henüz net olarak bilinmemekle birlikte birçok teoriden bahsedilmektedir. Sebep ne olursa olsun elimizde bireyin hayat akışını etkileyen bir durum söz konusu olduğunda müdahale kaçınılmazdır. Bu noktada gerek kekemeliğin gerek hızlı bozuk konuşmanın birey ihtiyaç duyduğu takdirde müdahale edilebilir kontrol altına alınabilir bir durum olduğu unutulmamalıdır. Erken dönemde yapılan müdahale bireyin akademik, psiko-sosyal, sosyal gelişiminde herhangi olumsuz bir deneyimle karşılaşmaması veya yaşanabilecek/karşılaşılabilecek olumsuz deneyimlere hazırlık için önemli bir dönemdir. Fakat müdahale her ne zaman olursa olsun bireyin dünyasında pozitif yönde bir değişim sağlayacaktır. Kişinin yaşanılan durum üzerindeki farkındalığı ve süreç üzerindeki kontrolü arttıkça akışa daha kolay dahil olabilecektir.
Sorumuzun cevabı “Hayır, kekemeliğin tedavisi yok ancak terapisi vardır.” Bir dil ve konuşma terapistinden aldığınız terapi ile süreci daha sağlıklı yönetebilirsiniz.
Kekemelik Belirtileri Nelerdir?
Çocuklarda ve Yetişkinlerde Kekemelik Belirtileri;
- Tek heceli tam kelime tekrarları (örneğin, “Neden-neden-neden oraya gitti?”),
- Kısmi-kelime veya ses/hece tekrarları,
- Ses uzatmaları,
- Sesli veya sessiz bloklar,
- Aşırı fiziksel gerginlik veya efor ile üretilen kelimeler.
- Ayrıca bu bireyler, bu davranışlardan kaçmak ya da kaçınmak için fiziksel gerilim, göz kırpma, baş sallama gibi ikincil davranışlar da sergileyebilir (Guitar, 2014).
Kekeleme Nasıl Geçer
Uzman terapist tarafından uygulanan gelişmiş ve modern terapi yöntemleri ile kekemelik kontrol altına alınır ve kısa süre de akıcı konuşma sağlanır. Kekemelik problemi için size en yakın kliniğimizden tanı ve değerlendirme için bilgi alın.
Akıcı Konuşma Bozuklukları
Bir akıcılık bozukluğu, konuşmanın akışı, ritmi ve hızı ile ilgili sorunlara neden olur. Kekelerseniz, konuşmanız yarıda kesilebilir veya engellenebilir, sanki bir ses söylemeye çalışıyorsunuz ama ses çıkmıyor. Bir kelimenin bir kısmını veya tamamını söylerken tekrarlayabilirsiniz. Heceleri sürükleyebilirsiniz. Ya da nefes nefese konuşabilir veya konuşmaya çalışırken gergin görünebilirsin. Dağınıklık yapıyorsanız, genellikle hızlı konuşur ve bazı kelimeleri birleştirir veya bazı kısımlarını kesersiniz. Kulağa gevezelik ediyor veya mırıldanıyormuş gibi gelebilirsin. Ve konuşmayı durdurabilir ve konuşmaya başlayabilir ve konuşurken sık sık “um” veya “uh” diyebilirsiniz.
Bazı insanlarda hem kekemelik hem de dağınıklık vardır. Ayrıca “aksesuar” veya “ikincil” davranışlar olarak bilinen davranışlara da sahip olabilirler. Bu yöntemler, akıcısızlıkları önlemek veya örtbas etmek için kullanılır. Bu davranışlar şunları içerebilir:
- Kekemeliği gizlemek için ağzınızı kapatmak veya öksürüyormuş gibi yapmak veya esnemek
- Konuşmamak, istesen de ya da ihtiyacın olduğunda bile
- Kekemeliğe neden oluyormuş gibi görünen bazı kelimeleri kullanmamak
- Söylemek istediğini unutmuş gibi yapmak
- Cümlelerdeki kelimeleri yeniden düzenleme
- Konuşma oranını daha normal hale getirmek için kelimeler arasında “dolgu” sesleri kullanmak
Akıcılık bozukluğu olan çocuklar da daha sonra onları engelleyebilecek inançlar geliştirebilirler. Örneğin, kekeleyen bir çocuk doğası gereği konuşmanın zor olduğuna karar verebilir. Konuşmayı içeren korku, endişe, öfke ve utanç da yaygındır.
Kekemeliğin Nedenleri
Kekemeliğe ilişkin pek çok kuram ve yaklaşım bulunmaktadır. Konu ile ilgili çok sayıda araştırma bulunmasına karşın kekemeliğin oluşum nedenleri henüz kesin bir biçimde bilinmemektedir. Kekemeliğin genetik yatkınlık ile birlikte çevresel, nörolojik, fizyolojik ve öğrenilmiş davranışlar gibi etmenleri içerdiği ve çok bileşenli bir etiyolojisi olduğu yaygın olarak kabul gören bir görüştür (Ambrose, 2004; Onslow, 2004).
Günümüzde, kekemeliğin bir travma ya da korku sonucu tamamen psikolojik kökenli olarak ortaya çıktığına yönelik görüş kabul görmemektedir. Bu yaklaşımlar, kekeleyen bireylerin ortalamadan daha farklı psikolojik bir görünüm sergilemedikleri sonucuna varılarak reddedilmiştir. Ayrıca araştırmalar, kekemeliğin ortaya çıkmasında anne-babanın doğrudan bir etkisi olmadığı ve çocukların çevrelerinde kekeleyen bir bireyi taklit ederek kekeme olmadıklarını da göstermektedir.
Kekemeliğin Görülme Sıklığı Nedir?
Çocukluk döneminde kekemeliğin ortaya çıkma sıklığı %5’tir. Kekemeliği olan çocukların çoğunda kekemelik yaklaşık 2,5 yaşında başlamaktadır (Mansson, 2007; Yairi & Ambrose, 2005; Yaruss, LaSalle, & Conture, 1998). Yetişkin döneminde kekemelik sıklığı ise %1’dir. Kekemeliğin cinsiyete göre oranı genel olarak kızların lehine olmak üzere 3:1 olarak gözükmektedir (Guitar,2006).
Kekemeliğin Sosyal Hayata Etkileri Nelerdir?
Kekemelik bireyin iletişim yeterliliğini sınırlandırarak yaşam kalitesini düşürebilir. Akademik sorunlar yaşamasına, akran ilişkilerinde güçlük yaşamasına, özgüveninde yetersizliğe neden olabilmektedir. Kekemelik nedeniyle hem bozukluğu yaşayan birey hem de ailesi etkilenmektedir. Kekemeliğin şiddeti, kekemeliğin kişinin yaşantısına etkisi de bireyden bireye farklılık gösterebilir.